Kepez ilçesi sınırlarındaki doğa harikası Yukarı Düden Şelalesi ve Muratpaşa ilçesi Lara bölgesinde denize dökülen Aşağı Düden Şelalesi olmak üzere, her yıl on binlerce yabancı ve yerli turistin ziyaret ettiği iki şelaleyi içine alan Düden Çayı’ndaki kirlilik belirtileri devam ediyor.
KİRLİLİK DENİZE ULAŞTI
Ocak ayının ikinci haftasında ilk olarak Yukarı Düden Şelalesi’nin olduğu bölgedeki vatandaşlar tarafından fark edilen kötü koku ve aşırı köpüklenme olayı sonrasında, kirlilik Düden Çayı boyunca yayılarak 40 metreden denize dökülen Aşağı Düden Şelalesi’ne ulaşıp buradan da denize karıştı.
13 FİRMANIN FAALİYETİ DURDURULDU
Antalya Valiliği ile Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nden yapılan en son duyuruda Düden Çayı’ndan kaynaklı koku ve köpük kirliliği üzerine yapılan denetimlerde 10 işletmeye 2 milyon 598 bin 797 TL idari para cezası uygulandığı ve 10 tesisin faaliyetinin durdurulduğu açıklandı. Açıklamada, 18 Ocak’ta 10 tesisin daha denetlendiği, 3’ünün atık sularını toprağa veya yer altına vermeleri gibi olumsuzluklar tespit edildiği ve haklarında idari işlem başlatıldığı belirtilmişti.
STK’LAR KOMİTE KURDU
Düden Çayı ve şelalelerinde yaşanan bu felakete birçok sivil toplum örgütü tepki göstererek, kirliliğe sebep olan firmaların isimlerinin açıklanması çağrısında bulundu, ancak bu konuda yetkili birimlerden henüz açıklama olmadı. Yaşanan kirlilik sonrasında çevre duyarlısı kesimlerde tepkiler oluşurken, birçok çevre gönüllüsü derneğin katılımıyla ‘Düden Şelalesi ve Çayı Su Kirliliği Önleme ve Koruma Komitesi’ oluşturuldu.
İLK TOPLANTI YAPILDI
Komite, Muratpaşa Belediyesi Abdullah Sevimçok Sivil Toplum ve İnovasyon Merkezi’nde (ASSİM) bulunan çok sayıda dernek, Alternatif Turizm Etkinlikleri ve İşletmeleri Birliği (ATİB) gibi sivil toplum kuruluşlarından oluşuyor. Komite ilk toplantısını yaptı. Toplantıya Akdeniz Üniversitesi’nden akademisyenler, STK’ların temsilcileri, çevre gönüllüleri, meslek odaları ve Muratpaşa Belediyesi ilgili birimlerinin personeli katıldı.
ÇALIŞMA TAKVİMİ 40 GÜN
Çevre mühendisi Tokan Engin başkanlığındaki komite, öncelikli olarak, kirletici ve kirlenmeyi önleyecek tespitlerin yapılması, su miktarı ve kalite izleme projesi ve koruma programı uygulanması konularında çalışmalar yürütülmesi kararı aldı. Çalışmaların bilimsel, katılımcı ve planlı çalışma prensibiyle yürütüleceği belirtilerek, faaliyetlerin 40 günde tamamlanacağı ve proje çıktılarının kamuoyuyla da paylaşılacağı açıklandı. Çalışma grubuna başkanlık eden Tokan Engin, Muratpaşa Belediyesi ASSİM olarak kentle ilgili birçok sorunun zaten ele alındığını belirterek, Düden Çayı’nda akut kirlilik ortaya çıkınca sırf ona yönelik sınırlı bir çalışma grubu oluşturulduğunu açıkladı. Engin, kirliliğin nereden geldiği, ana kaynaklarının belirlenmesi ve kirliliğin önlenmesi için neler yapılması gerektiği konularında bilimsel, planlı ve katılımcı bir çalışma yapacaklarını kaydetti.
FİRMALARIN İSİMLERİ NEDEN AÇIKLANMIYOR?
Kirliliğe sebep olan firmaların isimlerinin ifşa edilmesini talep ettiklerini hatırlatan ATAV Başkanı Yeliz Gül Ege, “Fakat bununla ilgili bir ilerleme kaydedemedik ve şehrin önde gelen sivil toplum kuruluşlarının başkanları da nedenini bilmediğimiz bir şekilde bu konuda sessiz kaldı” dedi.
HERKES ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYMALI
Bazı şeylerin sadece ‘Antalya’ya sahip çıkalım’ demekle olmayacağını dile getiren Gül Ege, “Eğer bu tür çevre katliamlarına sessiz kalınırsa bunların daha büyükleriyle de karşı karşıya kalırız. Bu konudaki açıklamalar yeterli değil. ‘Sahip çıkalım’ derken herkes elini taşın altına koymalı. Düden Çayı’ndaki bu sorunlarla ilgili günlük değil, ömürlük çözüm bulunmalıdır. Hala koku ve balık ölümleri devam ediyor” diye uyardı.
17 BİN 500 BALIĞINI KAYBETTİ
Yukarı Düden Şelalesi’nde alabalık restoranı bulunan Miraç Karaçal, yaşanan olay sonrası 15 bin alabalık, 2 bin 500 civarı sazan balığının öldüğünü belirterek hem su hem de ölü balıklardan alınan numunelerin analiz rapor sonuçlarının henüz gelmediğini, raporlar geldikten sonra adı açıklanmayan firmalar hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunacağını söyledi. Ölen balıklarından kaynaklı maddi kaybının 100 bin TL civarında olduğunu belirten Karaçal, riskin hala ortadan kalkmadığını kaydetti.
MUTLAK KORUMA ALANI İLAN EDİLDİ
Kirliliğin kaynaklarından biri olarak organize sanayi bölgesi ile ilgili iddialar olduğunu belirten Karaçal, şöyle konuştu:
“2006 yılından beri bu sorun artarak bugüne geldi, biz 1986’dan beri burada alabalık üretiyorduk ama 2005 yılından sonra suyun kirliliğinin artması artık buna izin vermiyor. Son yaşanan sorun zirveye ulaştığı için basına çıktı ama öncesinde kurumlara verilmiş dilekçelerimiz mevcut, çözüm bulunamadı. Bu konu belediyeler için büyük yatırım gerektirdiği ve alt yapı sorunu olduğu için çözüm getirmek işlerine gelmiyor. Halbuki bu dere ve devamı 2020 Ağustos ayında kararnameyle mutlak koruma alanı ilan edildi.”