Türkiye Çelik Üreticileri Derneği (TÇÜD) 2022 yılı Şubat ayına ilişkin üretim, tüketim ve dış ticaret verilerini açıkladı.
Buna göre, şubat ayında Türkiye’nin ham çelik üretimi, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 3,3 azalarak 3 milyon tona geriledi. Ham çelik üretimi, yılın ilk 2 ayında yüzde 5,7 düşüşle 6,1 milyon ton seviyesinde gerçekleşti.
Nihai mamul çelik tüketimi şubatta, yıllık bazda yüzde 1,9 artarak 2,9 milyon ton, ocak-şubat döneminde ise yüzde 1,2 gerileyerek 5,9 milyon ton oldu.
Çelik ürünleri ihracatı yüzde 1,3 arttı
Şubatta çelik ürünleri ihracatı, miktar yönünden yıllık bazda yüzde 1,3 artışla 1,3 milyon ton, değer yönünden yüzde 46,5 yükselişle 1,2 milyar dolar olarak kayıtlara geçti.
Ocak-şubat döneminde, geçen yılın aynı dönemine kıyasla ihracat miktar olarak yüzde 2 artarak 2,6 milyon ton, değer olarak yüzde 52,4 yükselerek 2,4 milyar dolar oldu.
İthalatta yüzde 12,9’luk yükseliş
Şubat ayında çelik ürünleri ithalatı geçen yılının aynı ayına göre miktar yönünden yüzde 12,9 artışla 1,4 milyon ton, değer yönünden yüzde 76,3 yükselişle 1,5 milyar dolar olarak kayıtlara geçti.
Yılın ilk 2 ayında ithalat, geçen yılın aynı dönemine göre miktar yönünden yüzde 13,8 artışla 2,8 milyon ton, değer yönünden yüzde 67,6 yükselişle 2,9 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti.
Geçen yılın ocak-şubat döneminde yüzde 88,9 olan ihracatın ithalatı karşılama oranı, ithalattaki yüksek oranlı artışın etkisiyle bu yılın aynı döneminde yüzde 80,8 seviyesine geriledi.
“Savaşın üretime etkisinin ciddi boyutlara ulaşmasından endişe duyuluyor”
Şubat ayı verilerini değerlendiren TÇÜD Genel Sekreteri Veysel Yayan, sektörün üretiminde 2021 Aralık dahil olmak üzere 3 ay üst üste üretim düşüşü gözlendiğine işaret etti
Önemli hurda tedarikçilerinden Rusya ve Ukrayna’dan hurda ithalatının, şubatta, hurda ihracatına getirilen yüksek oranlı verginin ve kısmen savaşın etkisiyle ciddi oranda düşüş gösterdiğini belirten Yayan, “Rusya’dan hurda ithalatımız yüzde 96,6 azalarak 160 bin tondan 5 bin tona, Ukrayna’dan ithalatımız ise 17 bin tondan 2 bin tona geriledi. Çelik ürünleri ithalatındaki düşüş ise daha sınırlı bir seviyede kaldı.” dedi.
Rusya-Ukrayna Savaşı’nın çelik üretimi üzerindeki etkilerine değinen Yayan, şunları kaydetti: “Rusya’nın Ukrayna’yı işgali sonrasında AB’nin yaptırımları sonucunda ülkemiz yeni kota dağılımından en çok yararlanacak ülkelerden biri olarak ön plana çıksa da sektörün ana girdilerinden olan hurda, antrasit, ferro siliko mangan, pik demiri önemli ölçüde Ukrayna ve Rusya’dan ithal ediliyor. Bu sebeple işgalin çelik üretimimiz üzerindeki olumsuz etkisinin ciddi boyutlara ulaşmasından endişe duyuluyor. Özellikle ham madde tedarikinde yaşanan darboğaz, fiyatların olağanüstü seviyelerde artmasına yol açtı. Hammadde ve yarı ürün ithalatındaki gerilemenin mart ayı göstergelerinde etkisini daha net bir şekilde ortaya koyması bekleniyor.”
Karadeniz’in riskli bölge ilan edilmesi sebebiyle bu bölgeye yük taşıyan gemilerin sigorta edilmemesinin buradaki çelik üreticilerini ve sanayi sektörlerini olumsuz etkilediğini belirten Yayan, “Bu sorunun çözümü için acilen güvenli koridorlar oluşturulmasına ve devlet güvencesinde sigortalama işlemlerine devam edilmesine ihtiyaç duyuluyor.” değerlendirmesinde bulundu.
“ABD, Türkiye ile de çelikte gümrük vergisini kaldırmalı”
ABD’nin, AB ve Japonya’nın ardından İngiltere’yle de çelik ürünlerine yönelik gümrük vergisini kaldırıp ihracatı kotaya bağlamakta uzlaşma sağladığını anımsatan Yayan, bu durumun vergiden muaf olan ülkelerin ABD piyasasında Türkiye’ye karşı avantaj elde etmelerini sağlayacağına dikkati çekti.
ABD’nin Türkiye ile de benzer bir anlaşma yapmasının fayda sağlayacağını bildiren Yayan, “Bu, çelik ihracatımızın önceki yıllarda ABD piyasasında yaşadığı kayıpların telafi edilmesi ve sektörün en azından yılın ikinci çeyreğindeki performansının artırılması açısından önem taşıyor.” ifadesini kullandı.