Dünyada birçok ülkede çok eski tarihlere dayanan Arkeoloji Enstitüsü nihayet ülkemizde de kuruldu. İlk adımları 2015 yılında atılan ve Gaziantep’te hayata geçirilen “Türk Arkeoloji ve Kültürel Miras Enstitüsü”, Anadolu’nun aynı zamanda da birçok medeniyetin kadim tarihine ışık tutacak.
Enstitünün kuruluş aşamasında ve devamında, yüzlerce bilim, kültür ve sanat insanının görev aldığı uygulamalar 3.5 yıl sürdü ve 2022 Temmuz’unda proje amacına ulaşarak tamamlandı.
Çalışmalarını yakından takip ettiğim, Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nevzat Çevik 12 yıldır Myra Antik Kenti ve kentin limanı olan Andriake Antik Kenti’nde kazıların başkanlığını yapıyor. Her yıl yeni buluntular keşfeden Çevik, kazılara enstitünün çalışmalarından dolayı bugünlerde başlayacak.
Arkeoloji ve Kültürel Miras Enstitüsü için “ortak bir hayali, ideal biçimde ve hep birlikte hayata geçirmekteyiz. Ben buna ‘hasret projesi’ diyorum” ifadeleri kullanan Çevik ile enstitünün amacını ve hedeflerini konuştuk.
– Enstitünün kuruluş amacı, yönetim biçimi ve işlevi ne olacak?
AB ve Türkiye ortak projesinin amacı Arkeoloji Enstitüsü’nün tüm alt yapısını hazırlamak ve enstitüyü kurmaktı. Enstitü, Türk arkeolojisinin eksiklerini gidermek ve güçlendirmek için yola çıktı. Amacı Türkiye’de ve kültürel, tarihsel bağlarımız olan dünyanın diğer bölgelerinde tarih öncesinden günümüze arkeolojik ve kültürel miras konularında yüksek kalitede bilimsel araştırmalar yapılmasını sağlamak, destek vermek; ulusal ve uluslararası çalışmalarda bilim insanları ve kurumlarını araştırma, eğitim ve yayın boyutlarında desteklemek ve ön açıcı önlemler almak; Arkeolojiyle ilgili kurumlar ve kişiler arasında koordinasyon sağlamak; geleceğin bilim insanlarının yetiştirmek üzere proje ve eğitim bursları vermek; öncelikle Anadolu olmak üzere Balkanlar, Orta Asya, Kafkasya, Ortadoğu, İran, Akdeniz, Ege ve Karadeniz gibi ilişkili coğrafyalarla ilgili de dönem ve kültür ayırt etmeksizin çalışmalar yapmak; prehistorya, protohistorya, klasik arkeoloji, geç antik arkeolojisi, tarih, sanat tarihi, epigrafi, ortaçağ arkeolojisi, Türk arkeolojisi, İslam arkeolojisi, Osmanlı ve Selçuklu arkeolojisi, numizmatik, antropoloji, kültürel peyzaj, mimarlık ve şehircilik tarihi, alan arkeolojisi, arkeometri, jeoarkeoloji, kültür ekonomisi ve diğer yakın ilgili alanlara yönelik arkeolojik araştırmalar ve yayınlar teşvik etmek; buna yönelik kütüphaneler ve arşivler oluşturmak; arkeometrik gelişmelerin önünü açmak; kültürel ve tarihsel mirasın korunması konusunda ulusal ve uluslararası çalışmalar yapmak; sanat etkinlikleri aracılığıyla arkeoloji ve tarih konusunu yaygın halk kitlelerine ulaştırmaktır.
Enstitü, vakıf mütevellisi tarafından ve icra kurulu tarafından yönetilecek. Bilim danışma kurulları, eğitim ve burs komisyonları üyeleri üç’er yıllığına atanacak.
Alexander Samsonov’un “Atatürk Gaziantep”te eseri. Enstitü binasının balkonundan halka sesleniyor..
– Dünyada benzer bir örneği var mı?
Elbette üstelik çok eskiden beri. Alman, Avusturya, İngiliz, Fransız, Hollanda, Amerika ve Japonya Arkeoloji Enstitüleri ve bunların dünyada birçok şubeleri var. En eski şubeleri de genellikle Türkiye’de açılmıştır.Türk hocaların büyük kısmı da bu enstitülerin burslarıyla yurtdışında doktora yaptı. Proje sürecince tüm bu enstitüler incelendi ve Türkiye’nin ihtiyaçlarına uygun bir kurgu tasarlandı.
– Proje kapsamında şimdiye dek neler yapıldı?
Öncelikle yaygın anketler ve çeşitli arama konferansları yapılarak paydaşların fikirleri derlendi. İlk arama konferansı tüm enstitülerin direktörleriyle yapıldı, sonra da arkeometri gibi özel alanlarda arama konferanslarıyla enstitünün yol haritası belirlendi. Yayın komisyonu çalışmalarıyla 130 bilim insanının emeğiyle, 27 kitap İngilizce ve Türkçe olarak yayımlandı. Yıllık bilimsel dergi TARE’nin ilk iki sayısı Dergipark üzerinden yine iki dilli olarak yayınlandı. Kültür Varlıkları Genel Müdürlüğü’yle birlikte yürütülen çalışmayla depolardaki 1.5 milyon arkeolojik belge OSR yöntemiyle tarandı. Çeşitli arşivlerden 60 binden fazla video, film, fotoğraf gibi yine erken arkeolojiyle ilgili belgeler toplanıp arşivlendi. İhtisas kütüphanesinin başlangıçları oluşturuldu. Hem fiziki hem de dijital kitaplar-dergiler toplandı. Veri tabanlarına abonelikler yapıldı. Binası ve araçlarıyla modern bir arkeometri laboratuvarı oluşturuldu. Güçlü bir web portal ve sosyal medya hesapları açıldı. Proje kapsamında yedi adet sertifikalı eğitim programı gerçekleştirildi. “Anadolu Destanı” adlı iki belgesel yapıldı ve “Ara Güler Arkeolojik Fotoğrafları” sergisi açıldı. Ankara’da üç gün süren 1. Arkeoloji Şûrası’nda Türk arkeolojisinin durumu yüzlerce bilim-kültür insanı tarafından her açıdan değerlendirildi.
Gaziantep merkezindeki Kendirli kompleksi belediye tarafından tüm yapılarıyla enstitüye armağan edildi. Ve uzun yıllardır atıl duran ve kötü kullanılan kilise ve Latin okulu, proje kapsamında restore edilerek enstitünün tüm işlevlerini karşılayacak konferans ve sergi salonları, ofisler ve çalışma alanları olarak işlevlendirildi. Şu anda bir enstitünün ihtiyaç duyacağı tüm altyapı hazır. Bundan sonra enstitü Türk bilimi ve kültürünün gelişmesine hizmet edecek.