Son yıllarda ciddi çıkış grafiği yakalayan turizm sektörü, borçlulukta ise sıkıntılı günleri aşamadı. Turist sayısında geçen yılın üçüncü çeyreği itibarıyla 41,6 milyona ulaşan sektör, yılın tamamında ise 50 milyonun üzerinde bir sayıya imza atmaya hazırlanıyor. Gelirlerde de üçüncü çeyrekte 2017 yılı toplam gelirlerinin üzerine çıkıldı. Ancak, turist sayısındaki performansın, kişi başına harcamaya aynı oranda yansımadığı görülüyor.
Madalyonun diğer yüzündeki finansal sorunlarda ise göreli bir iyileşme ile birlikte sıkıntıların devam ettiği gözleniyor. Turizm sektöründeki sorunlu kredilerin oranı ortalamanın 1,7 puan üzerinde seyrediyor. Sektörün olumlu hanesine yazabileceğimiz gelişmeler arasında ilk sırayı kuşkusuz turist sayısını koyabiliriz.
Son açıklanan rakamlardan başlayacak olursak Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın verilerine göre, geçen kasım ayında Türkiye’yi 2 milyon 191 bin yabancı ziyaret etti. Bu sayı 2018’in aynı ayında 1 milyon 966 bin kişiydi. Buna göre kasım ayında yabancı ziyaretçi sayısında yüzde 11,4 artış yaşandı. 11 aylık gerçekleşmeye baktığımızda da pozitif gidişatı gözlemek mümkün. Yabancı ziyaretçi sayısında 2019’un ilk 11 ayında yaşanan artış da çift haneli. 2018’in ocak-kasım döneminde ülkemize 37,5 milyon yabancı ziyaretçi gelmişti. 2019’un aynı döneminde ise bu sayı 42,9 milyon olarak gerçekleşti. Bu durum yabancı ziyaretçi sayısında 2018’de kırılan 39,5 milyonluk rekorun daha 2019’un ilk 10 ayında geride bırakılmasını sağladı. 2019 yılı sonunda yabancı ziyaretçi sayısı 45 milyona ulaşması kuvvetle muhtemel.
Turizm Bakanı Mehmet Ersoy da geçen hafta Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği (TTYD) ile TÜSİAD’ın ortak düzenlediği toplantıda bu konuya değindi. Ersoy, 2019 yılında Türkiye vatandaşları da dahil ülkemize 51 milyon turistin geleceğini ve 34 milyar dolara yakın turizm geliri oluşacağını, kişi başı gecelikte de 71 dolarlık gelirin yakalanacağını dile getirdi.
Bu konudaki kesin rakamlar Ocak sonu açıklanacak. Bu yıl ise bu rakamları yukarı çekerek 58 milyon turist, 40 milyar dolardan fazla turizm geliri ve kişi başı gecelikte de 78 dolarlık geliri elde etmeyi hedeflediklerini aktaran Bakan Ersoy, 2023’te de 75 milyon turisti, 65 milyar dolar turizm geliri, kişi başı gecelikte de 91 dolar geliri hedeflemeyi planladıklarını dile getiriyor. Turist sayısı bakımından dünyada altıncı büyük pazar olan Türkiye, bir yönü ile diğer tüm rakip ülkelerden ayrışıyor. Ev sahipliği yaptığı yabancı turist sayısı 10 milyonu geçen birden fazla şehre dünya üzerinde yalnızca Türkiye sahip. İstanbul ve Antalya, 10 milyon turistin üzerine çıkan iki dünya destinasyonu. Antalya 16 milyon yabancı turist sınırına ulaşırken İstanbul, 2013 yılından bu yana (yalnızca 2016 hariç) 10 milyonun üzerinde turist ağırladı. 2019 11 aylık verilere göre İstanbul’a 13.7 milyon turist geldi. Yıl sonunu 15 milyon sınırında tamamlaması kuvvetle muhtemel.
Sağlık turizmi gelecek vaadediyor
Çeşitlenen turizm içinde büyüyen alanlardan biri de sağlık turizmi. Türkiye bu alanda daha çok öne çıkacak gibi görünüyor. Tıpkı ‘genç otellerimiz’ gibi tıbbi yönden ileri teknolojiye sahip, nitelikli sağlık komplekslerimiz mevcut. Turizm altyapısı ile ortak paketler ortaya konup, bir hayli ileri hizmetler sunuluyor. Fiyat cazibesi ile de son yıllarda hızlı bir büyüme ivmesi yakalamasını bildi. Saç ekiminde 2019’da 500 bin kişi ağırlandı. Estetiğin yanı sıra diş tedavisi için Amerika’dan, Kanada’dan turist geliyor. Rakamlar 2019’da sağlık turizminden elde edilen gelirin 1.5 milyar doları bulduğunu gösteriyor. Bu alanın 2023 hedefi ise 10 milyar dolar.
Perakende turizmi gelişiyor
Alışveriş turizmi ülkemizde hızlı büyüme gösteriyor. Güçlü perakende altyapısı bu alanın gelişmesindeki en büyük pay sahibi kuşkusuz. Yanı sıra 2018 Ağustos ayından bu yana değerlenen döviz kalemleri de Türkiye’deki alışverişin cazibesini artıran bir başka unsur oldu. Türkiye’de alışveriş yapan veya yalnızca alışveriş için ülkemize gelen yabancı turistlerin sayısı hızla artıyor. Tax free alışverişlere ilişkin veri oluşturan Global Blue’nun tespitlerine göre Türkiye’de geçen yıl tax free alışveriş yüzde 28 artış gösterdi. Global Blue Türkiye Genel Müdürü Selim Şeyhun, 2019’da tax free satışların Türkiye’de yüzde 28 büyüdüğünü belirtirken, işlem adetlerinin yüzde 21 ve alışveriş başına düşen averaj harcamanın ise yüzde 5 büyüme gösterdiğini kaydediyor. Geçen sene en çok alışveriş yapan ülke ise Çinliler oldu. Bu noktada dünya genelinde en çok alışveriş yapan turist kesimini Çinlilerin oluşturduğuna dikkat çekmek gerekiyor.
SEKTÖRÜN ASIK YÜZÜ
Turizmde, yukarıda ayrıntıları görülebilecek sayısal açıdan ortaya çıkan olumlulukların yanı sıra özellikle finans kaynaklı önemli sıkıntılar da yaşanıyor. Yakın zamana kadar bankacılık çevrelerinde kredisini en iyi yönetebilen sektörlerin başında geldiğine dair yorumlar yapılan turizm, son dönemde kredilerini çevirmede ciddi sorunlar yaşıyor. Birinci sayfamızda yer alan ve üst tarafta da ortaya tablolardan anlaşılacağı gibi sektörde ödenemeyen kredi oranında ciddi artışlar meydana geldi. Tahsilatında sorun yaşanan kredi oranı 2015’te yüzde 2,75 iken, rakam Kasım 2019’da yüzde 5,90’a yükseldi.
Son beş yılda bankacılık sektörünün toplam nakdi kredileri yüzde 50 artarken, tasfiye olunacak kredilerdeki artış yüzde 150 seviyesinde gerçekleşti. Aynı dönemde turizm sektörünün sorunlu kredilerinde ise bankacılık sektörünün geneline göre çok daha olumsuz bir tablo gözlendi. Son beş yıllık dönemde turizm sektörüne kullandırılan krediler yüzde 53,4 oranında artarken, tasfiye olunacak kredilerdeki artış oranı yüzde 230 ile ortalamanın oldukça üzerinde gerçekleşti.
Yaşanan olumsuzluklardan biri de aslında sektörün, rakip ülkeler ile kıyaslandığında avantaj olarak görülen turizm tesisleri ile ilgili. Türkiye, özellikle Akdeniz çanağındaki en genç tesislere sahip ülkeler arasında ilk sıralarda yer alıyor. Her ne kadar tesislerin yaşı genç olmasına karşın, işletmeler her yıl bakım ve onarım için belli oranda kaynağı restorasyon bedeli olarak
ayırıyorlar. Son dönemde özellikle işletme sermayesi sıkıntısından dolayı sektörün her yıl bütçeden ayrılması gereken ‘restorasyon bedellerini’ ayırmakta zorlandığı dile getiriliyor. Bu durumun da ileriki dönemde Türkiye’nin işletmeleri nezdinde de bir dizi sorun yaşayacağına dair yorumlar yapılıyor.