Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un katılımıyla Çırağan Sarayı’nda düzenlenen 4. İstanbul Ekonomi Zirvesi’nde, ihracat ve dünya ekonomisine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Gülle, pandeminin gücünün kırılmasıyla 2021’in ihracatta yıldız sene olacağı inancında olduklarını söyledi.
İstanbul Ekonomi Zirvesi gibi uluslararası nitelikteki organizasyonların, yaratmış olduğu ekosistem ile hem güçlü bir ekonomik katma değere hem de küresel ölçekte bir iş ağına zemin oluşturduğunu aktaran Gülle, “Türkiye’de ihracatın tek çatı kuruluşu olan TİM ailesi olarak bizler de İstanbul Ekonomi Zirvesi’nin oluşturduğu bu zengin ekosistemi desteklemekten memnuniyet duyuyoruz.” dedi.
Zirvenin bu yıl “Sürdürülebilir Kalkınma İçin Ekonominin Yeniden Dizayn Edilmesi” başlığıyla düzenlendiğini bildiren Gülle, etkinlikten önemli sonuçlar alınacağına inandığını ifade etti.
“İvedilikle yeni anlaşmalara hazırlanmalıyız”
İsmail Gülle, dünyada globalleşme eğiliminin giderek azalırken, bölgeselleşme ve yakından tedarik eğilimlerinin hız kazandığını, tek seferde toplu ve büyük siparişler yerine, daha yakın bölgelerden, daha küçük hacimde ve parçalı siparişlerin giderek daha da tercih edilir hale geldiğini anlattı.
Bölgesel iş birliği ve yakın coğrafyadaki ülkelerle ilişkilerin oldukça önem kazandığını ifade eden Gülle, “Kasım ayında dünyanın en büyük serbest ticaret anlaşması olan Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık Anlaşması için imzalar atıldı. Asya Pasifik’te atılan imzalar sonucunda küresel GSYH’nin yüzde 30’u, 15 ülke ve 2,1 milyarlık nüfus, tüm dünyaya ‘biz bize yeteriz’ mesajını verdi. Bizler de kazan-kazan iş modelimiz çerçevesinde hem mevcut iş birliği anlaşmalarımızı geliştirmeli hem de ivedilikle yeni anlaşmalara hazırlanmalıyız.” şeklinde konuştu.
Kürsel ticarette yüzde yüzde 8 daralma bekleniyor
TİM Başkanı Gülle, pandemi sonrasında kalkınmanın yönünün küresel ticaretin yönüyle aynı olacağını, bu sebeple tarihin Türkiye’ye büyük bir sorumluluk yüklediğini söyledi.
Türkiye’nin bu yükü taşıyacak azme ve kararlılığa sahip olduğunu vurgulayan Gülle, şöyle konuştu: “Her platformda belirttiğimiz üzere, topyekun kalkınma ancak ihracatla mümkündür. Biz katma değerle, sürdürülebilir, yeşil ve sertifikalandırılmış güvenli üretim ağımızla ve yeni dönemde de ihracatla yükseleceğiz. Pandemi öncesi dönemde artan korumacılık önlemleri ve ticaret savaşları, küresel ticarette ve küresel büyümede belirgin bir durgunluğa sebep olmuştu. Mevcut olumsuz havanın üzerine 2020 yılı, bizi hiç beklenmedik bir senaryoyla baş başa bıraktı. Maskeler, dezenfektanlar, kapanan sınırlar ve durma noktasına gelen küresel ticaret. 2020 yılının ilk 9 ayında küresel ticaret yüzde 9,4 daralmış durumda. Birçok ülkenin ihracatı ise bu dönemde çift haneli daralmayla karşı karşıya kaldı. Yılın ilk 9 ayında Rusya’nın ihracatı yüzde 23, Fransa’nın ihracatı yüzde 19, Hindistan’ın ihracatı ise yüzde 18 daraldı. 2020’de küresel ticarette yıllık bazda daralmanın ise yüzde 8 dolayında olması bekleniyor.”
“Kasım ayında oldukça başarılı bir performans gösterdik”
İsmail Gülle, küresel ekonomik büyüme tarafında kuruluşların son güncellemelerinin olumlu gelmesine karşın 2020’de küresel ekonominin yüzde 4-5 seviyesinde daralmasının beklendiğini aktardı.
Pandemi sürecinin Türkiye’nin ihracatında da belirgin etkilere sebep olduğunu ifade eden Gülle, “2020 yılında ihracat tablomuzu kısaca değerlendirdiğimizde dinamik bir süreç yaşadığımızı söyleyebiliriz.” dedi.
Ocak ve şubat aylarında Cumhuriyet tarihi rekorlarını kıran Türkiye ihracatının, mart ayıyla birlikte özellikle önemli pazarlarda yaşanan talep şoku neticesinde gerilediğini hatırlatan Gülle, şunları kaydetti: “Haziran ayında atılan normalleşme adımlarıyla beraber her ay daha da başarılı performanslara imza attık. Öyle ki eylül ve ekim aylarında başarımızı rekorlarla taçlandırdık. Kasım ayında ise pek çok pazarımızda kısıtlamaların geri dönmesine ve takvimin olumsuz etkisine rağmen oldukça başarılı bir performans gösterdik. Yıl sonunda Yeni Ekonomi Programı’ndaki 2020 yılı ihracat hedefimiz olan 165,9 milyar doları aşacağımıza inanıyorum. Küresel ticaretin içinde bulunduğu koşulları dikkate aldığımızda, son derece başarılı bir performans sergiliyoruz. Pandemi döneminin en zorlu günlerinde dahi ne diğer ülkelerden gelen ürün taleplerini geri çevirdik ne de kendi vatandaşımızın ihtiyaçlarını karşılamaktan geri durduk. ‘Güvenilir tedarikçi liman’ konumumuzla, kazan-kazan ilkesi ile çok taraflı, adil ve serbest ticaret politikası izliyoruz.”
“Gıda ve tarım sektörleri başarılı bir performans gösterdi”
Eylülde en yüksek eylül ayı ihracat rakamını, ekim ayında ise tüm zamanların en yüksek aylık ihracatını gerçekleştirdiklerini belirten İsmail Gülle, pandeminin, etkilerini iyiden iyiye hissettirdiği nisan ve mayıs aylarında gıda ve tarım sektörlerinin başarılı bir performans ortaya koyduğunu söyledi.
Türk ihracatçılarının çalışmalarını hummalı bir şekilde sürdürdüğünü ifade eden Gülle, “Son aylarda özellikle hazır giyim, halı, mobilya ve yaş meyve sebze sektörlerimiz, aylık bazda ihracatta rekor kırdı. İnanıyoruz ki 2021, pandeminin gücünün kırılmasıyla ihracatta yıldız senemiz olacak.” dedi.
Birleşmiş Milletler’in Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ni kapsayan evrensel eylem çağrısını hatırlatan Gülle, “yoksulluğa son” ile başlayıp “insana yakışır iş ve ekonomik büyüme” ile devam eden bu 17 hedefi, yeni ekonomik düzende sağlam temeller üzerine inşa etmek gerektiğini söyledi.
“Üretim ağımızı pandeminin bize hatırlattığı değerler üzerine inşa etmeliyiz”
TİM olarak üretimde çevre bilincini geliştirmek, güvenli üretim ilkelerini standartlaştırmak ve yeşil mutabakata uyum sürecini hızlandırma konularının ajandalarında en öncelikli konular arasında yer aldığını aktaran Gülle, şunları kaydetti: “Yeni dönemde tüm üretim ağımızı pandemiye göre değil, pandeminin bize hatırlattığı değerler üzerine inşa etmeliyiz. Bu noktada dijitalleşme ve otomasyon, hijyen ve sağlık yönetimi, tıbbi güvenlik, gıda ve tarım, kritik mallarda tedarik yönetimi ve bölgesel iş birlikleri başlıkları öne çıkıyor. Bu başlıklarda atacağımız her adım, yarınlarımızın teminatı olacaktır. Yakın gelecekte ‘Küresel Ticarette Ortak Sürdürülebilirlik Kuralları’ uygulanmaya başladığında bu dönüşüme öncesinden hazır olmalı ve rekabet gücümüzü her alanda artırmalıyız.”