Pandemi sürecinde teknolojinin hayatımızdaki öneminin ne kadar yüksek olduğunu gördük. Bu önem, özellikle daha önceki alışkanlıklarımızın da değişmesiyle birlikte gittikçe daha da yükseldi. Durumu en iyi özetleyen şey ise teknoloji devlerinin CEO’larının malvarlıklarındaki artış olabilir.
Amazon CEO’su Jeff Bezos ve Mackenzie Scott, Microsoft’tan Bill Gates, Facebook’tan Mark Zuckerberg, Google’dan Larry Page ve Sergey Brin, Apple’dan Tim Cook ve Laurene Powell Jobs. Hepsi de çok ciddi bir servet elde etti.
Milyarderler daha da zengin oldu
Önce genel rakamları verelim. Yukarıda saydığımız endüstrinin liderleri, Forbes’in yaptığı listeye göre 2020 yılında 419 milyar dolarlık serveti paylaşıyordu. Bir yıldan sonra da bu rakam 651 milyar dolara çıktı. Yani pandemi sürecinde zenginlikleri %56 artmıştı. Yani sırf zenginliklerindeki artışı ülkemizdeki kişilere paylaştırdığımızda, kişi başına 23 bin lira gibi para yapıyor.
Meşhur deyişte olduğu gibi para parayı çeker. Bu devlerin CEO’ları ve sahipleri de çok daha farklı yatırım fırsatlarına sahip oluyor, dahası o fırsatları kullanabilecek imkanları ellerinde tutuyor. Bizim yıllık gelirimizin %56 artması ise pek de mümkün değil.
Peki dünya üzerinde birileri bu kadar çok paraya sahip olmak istemese ve bu paraları başka yerlere harcasa neler yapabilirler? Şöyle bir listeleyelim:
- Küresel açlığı bitirmek: 330 milyar dolar
- Dünya üzerinden malaryayı silmek: 120 milyar dolar
- Dünya üzerindeki herkesin 6 yıllığına temiz su ve temizlik ihtiyacını karşılamak: 22 milyar dolar
- Dünya üzerindeki herkese Covid-19 aşısı yaptırmak: 25 milyar dolar
Bu kadar da değil, bütün bunları yaptıktan sonra listedeki herkes evine 8.8 milyar dolarlık bir maaş çeki götürebiliyor. Gidip en pahalı sanat eserlerini alabilir, hobi projesi olarak Tesla’yı kurabilir ya da dünyadaki bütün çocuklar için kritik önemdeki aşıları alabilirsiniz.
Birilerinin bu kadar zengin olması ne kadar mantıklı?
Zenginliğin çok dar kesimlerde toplanması, dünyanın geri kalanı için her zaman sorun olmuştur. Temel olarak maddi gücü elinde bulunduranlar, politik olarak da güç kazanmakta avantajlı oluyor. ABD’de senatörler seçim öncesinde fon toplama kampanyalarında teknoloji devlerinin desteğini almaya çalışıyor. Karşılığında da onlara istedikleri imtiyazları sunuyorlar.
Pek çok büyük firma CEO’su kağıt üzerinde 1 dolara falan çalışıp yıl sonunda performans ödülleri ve kârdan pay ile zenginliğine zenginlik katar. Gelir vergisi falan gibi şeylerle de pek işleri olmaz. Zaten düşük olan vergilerini ödememek için, kontrolü gene kendilerinde olan vakıflar kurar ve vakıflara bağış yaparlar. Zira bağışlar vergilerden düşülür. Zuckerberg malvarlığının yüzde 99’unu gene kendi vakfına bağışlayarak vergi vermeden milyarlarca doların kontrolünü elinde tutmuştu.
Aslında zenginlerin daha zengin olmasını, istedikleri gibi at koşturmalarını önlemek için anti-tröst yasaları bulunuyor. Bu yasaların uygulanması, politik güçlerinin özellikle ekonomik olarak etkili ülkelerde azaltılmasını sağlayacaktır.