Theodosius Dikilitaş (Obelisk), ilk olarak Mısır firavunu III. Thutmose adına M.Ö. 1450 tarihinde Karnak’ta Amon-Ra Mabedi’nin önüne yapıldı. Roma imparatoru II. Constantius MS 357 yılında dikilitaşı, tahtta bulunuşunun 20’inci yılı nedeniyle İskenderiye’ye getirdi.
MS 390 yılında imparator I. Theodosius ise dikilitaşı gemi ile İstanbul’a getirerek Sultanahmet Meydanı’na diktirdi. Günümüzde Sultanahmet Meydanı’nda varlığını sürdüren ve her gün yüzlerce turistin görmeye geldiği tarihi dikilitaşın ön tarafı, ne olduğu bilinmeyen sıvıyla kırmızıya boyandı. Dikilitaşa atılan renkli sıvı çevredekilerin tepkisine neden oldu.
“ANITTAKİ BU LEKE BİR HAFTADIR VAR”
Yetkililerin bir an önce harekete geçmesi gerektiğini söyleyen Yavuz Çelik, “Sultanahmet’te çalışıyorum ve sürekli meydandan geçiyorum. Çok eski tarihi bir anıt olduğu için, bu halde olmasına üzülüyorum. Anıt kirletilmiş durumda. En son bu lekeyi bir hafta önce fark ettim. Anıtta olan lekenin boya, ya da kan olduğunu düşünüyorum ve yetkililerin bir an önce bu lekeleri temizlemesini istiyorum” dedi.
“BU DİKİLİTAŞ CAM FANUS İÇİNDE SERGİLENMELİ”
İnsanların yaşadığı şehrin farkında olmadığını belirten Akif Kaya, “Bu dikilitaş Bizans döneminde yapıldı. Ama şu an görüyoruz ki, insanlar bu anıtın kıymetini pek bilmiyor. Taş, şu an mahvolmuş durumda. Boya mı, yoksa kan mı belli değil. Hatta bu dikilitaşı bir cam fanus içinde sergilememiz gerekiyor. Ancak vatandaşlarımız bu tarihi dikilitaşa pek önem vermiyor. Çünkü insanlar bu konuda bilinçli değil. İnsanlar bu dikilitaşı sadece bir taştan ibaret olarak görüyor” diye konuştu.
“YETKİLİLER BU ANITA EL ATMALI”
Anıtı böyle gördüğüne şaşırdığını söyleyen Kaya, “Umarım bu leke anıttan çıkar. Yetkililerden ricam bu anıta bir el atmaları. Bu şekilde olmaz. Çünkü buraya her gün binlerce ziyaretçi geliyor. Bu anıtın böyle olması bizim ayıbımız. Anıtı bu hale getirene ceza vermekten ziyade, anıtın gerçek kıymeti anlatılmalı” ifadelerini kullandı.
Maalesef şijofren,aklıevvel ve daha nice anarşist tarihi,doğal güzelliklerimizi tahripte düşmandan daha da büyük zarar veriyorlar.Bunlar akarşı cezalar caydırıcı olacak şekilde ölüm cezası dahil ağır ve ömür boyu hapisler olmalıdır.Günümüzde başka türlü tarihi ve doğal güzellikleri korumak mümkün gözükmüyor.