Su Politikaları Derneği’nin “İstanbul Yağışları ve Türkiye’de Kuraklık” raporuna göre, yağışlar ciddi oranda azaldı, bazı bölgelerde meteorolojik kuraklık hidrolojik kuraklığa dönüştü.
İstanbul başta olmak üzere Türkiye’yi etkisi altına alan kuraklık sorununa ilişkin, Su Politikaları Derneği tarafından hazırlanan “İstanbul Yağışları ve Türkiye’de Kuraklık” başlıklı rapor yayınlandı.
Sıcaklık rekorları
Hidrolojist Yaşar Kutoğlu, Meteoroloji Yüksek Mühendisi Hamza Özgüler, Su Politikaları Uzmanı Prof. Dr. Murat Türkeş, ile Yıldız Teknik Üniversitesi İstatistik Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Doğan Yıldız’ın katkı sunduğu raporu, Su Politikaları Derneği Başkanı Dursun Yıldız hazırladı.
Meterolojik kuraklığın özellikle İstanbul, Ankara, İzmir, Çanakkale gibi kentlerde hidrolojik kuraklığa dönüştüğünün altı çizilen raporda, eylül ayında 93, Ekim ayında ise 33 meteoroloji gözlem istasyonunda sıcaklık rekorları kırıldığı vurgulandı. Raporda şu bilgilere yer verildi: “Elde edilen verilere göre yapılan değerlendirmeler, 2020 su, tarım yılında yağışlarda Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri dışındaki tüm bölgelerde normallerine göre azalma olduğunu ortaya koymaktadır. Yağışlarda bir önceki yıla göre kıyaslandığında ise tüm bölgelerde azalma gerçekleşmişti.”
En düşük seviyede
“İstanbul’da bir yılda yağışlı gün sayısı ortalaması 107’dir. İstanbul’a düşen yıllık toplam ortalama yağışın yüzde 39’u ekim, kasım ve aralık aylarında, yüzde 32’si ocak, şubat, mart aylarında, yüzde 15’i Nisan, Mayıs, Haziran aylarında, yüzde 14’ü ise temmuz, ağustos, eylül aylarında düşmektedir. Eylül, ekim, kasım aylarında İstanbul’a düşen yağışlar 90 yıllık aylık ortalama en düşük seviyesinde kalmıştır.
Eylül ve kasım aylarında İstanbul’a düşen yağışlar uzun yıllar ortalamasından sırasıyla yüzde 30 ve yüzde 54 daha az olmuştur. Bunun sonucunda meteorolojik kuraklık, hidrolojik kuraklığa dönüşmüştür. Türkiye’de ise 2020 su yılında tüm bölgelerdeki yağışlar bir önceki yıla göre ortalama yüzde 20 düşük gerçekleşmiştir.”
‘Depolamak zorundayız’
Raporda, Türkiye’nin yarı kurak iklim bölgesinde olmasından dolayı su depolama havzalarının çok büyük önem taşıdığına değinilirken, “Mevsimsel değişkenliğin yüksekliği sebebiyle, sularımızı depolamak ve kontrol altında tutmak zorundayız” denildi.