Evlilik birliğinin ölümle sona ermesi halinde, eşler arasındaki mal rejimi de sona ermektedir. Sağ kalan eş, aynı zamanda vefat eden eşin yasal mirasçısı olup, terekenin paylaşılmasından önce sağ kalan eşin katılma alacağı çıkarılmalı sonra kalan net tereke mirasçılar arasında paylaşılmalıdır.
Evliliğin ölümle sona ermesi halinde, sağ kalan eş, vefat eden eşin yasal mirasçısı sıfatını kazanmakta olup, sağ kalan eşin miras payı birlikte mirasçı olduğu zümreye göre belirlenmektedir. Şöyle ki; sağ kalan eşin miras payı,
- Miras bırakanın alt soyu ile birlikte mirasçı olması halinde mirasın dörtte biri,
- Miras bırakanın anne ve baba zümresi ile mirasçı olması halinde mirasın yarısı,
- Miras bırakanın büyük anne ve babaları ve onların çocukları ile mirasçı olması halinde mirasın dörtte üçü, bunların hiçbiri yoksa ise mirasın tamamıdır.
Bununla birlikte, 1 Ocak 2002 tarihinde yürürlüğe giren, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu eşler arasında yasal mal rejimi olarak edinilmiş mallara katılma rejimi kabul edilmiştir. Edinilmiş mallara katılma rejimi, kanunda sayılan haller ve eşlerden birinin ölümü ile sona ermekte olup, mal rejiminin sona ermesi ile, sağ kalan eş, vefat eden eşin evlilik süresince (1 Ocak 2002 tarihinden itibaren) edinmiş olduğu malların yarısı üzerinde hak sahibi olmaktadır.
Edinilmiş malların ne olduğu kanunda örnekleme olarak sayılmış olup, kanuna göre, eşin edinilmiş mallar özellikle şunlardır;
- Çalışmasının karşılığı olan edinimler,
- Sosyal güvenlik veya sosyal yardım kurum ve kuruluşlarının veya personele yardım amacı ile kurulan sandık ve benzerlerinin yaptığı ödemeler,
- Çalışma gücünün kaybı nedeniyle ödenen tazminatlar,
- Kişisel mallarının gelirleri,
- Edinilmiş malların yerine geçen değerler.
Edinilmiş mallara katılma rejiminden kaynaklanan alacak, yasadan kaynaklanmakta olup, bu alacak bakımından talepte, eşin çalışıp çalışmamasının veya katkıda bulunmasının bir önemi bulunmamaktadır. Vefat eden eşin edinilmiş malları, edinilmiş mallarının tamamından bu mallara ilişkin borçlar çıkarılarak hesaplanır.
Sağ kalan eşin, katılma alacağı, miras bırakanın terekesinin öncelikli borçlarından olup, sağ kalan eşin katılma alacağı terekeden çıkarıldıktan sonra, terekenin diğer mirasçılar arasında paylaştırılmasına geçilir. Katılma alacağı terekenin borcu olup, sağ kalan eş aynı zamanda mirasçı olduğundan hem terekenin alacaklısı hem borçlusu durumundadır. Sağ kalan eşin terekeye olan borcu terekenin tasfiyesi sırasında göz önünde bulundurularak ve terekeye olan borcu miras payından düşürüldükten sonra kalan miras payı varsa sağ kalan eşe ödenir.
Ayrıca Türk Medeni Kanunu’nun 240. Maddesinde, “Sağ kalan eş, eski yaşantısını devam ettirebilmesi için, ölen eşine ait olup birlikte yaşadıkları konut üzerinde kendisine katılma alacağına mahsup edilmek, yetmez ise bedel eklenmek suretiyle intifa veya oturma hakkı tanınmasını isteyebilir; mal rejimi sözleşmesiyle kabul edilen başka düzenlemeler saklıdır.
Sağ kalan eş, aynı koşullar altında ev eşyası üzerinde kendisine mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir.
Haklı sebeplerin varlığı halinde, sağ kalan eşin veya ölen eşin yasal mirasçılarının istemiyle intifa veya oturma hakkı yerine, konut üzerinde mülkiyet hakkı tanınabileceği “düzenlenmiştir.
Evlilik birliğinin ölümle sona ermesi halinde, sağ kalan eşin katılma alacağı talepleri 10 yıllık zaman aşımına tabi olup, yetkili ve görevli mahkeme ölenin son yerleşim yeri Aile Mahkemesi’dir.