Uzun süredir deprem görülmeyen yerlerin tehlike arz ettiğini ve deprem beklenen yerler listesine sokulduğunu ifade eden Görür, Kuzey Anadolu Fay Hatta üzerinde yer alan İstanbul’da deprem olma olasılığının birinci derecede olduğunu ifade etti.
Deprem riski olan bölgeler
Prof. Dr. Naci Görür, endişe ettikleri yerleri şöyle sıraladı: “Kuzey Anadolu Fayı üzerinde Erzincan Karlıova arası var, orada da en son deprem 1794, 7.1 büyüklüğünde bir deprem. Doğu Anadolu fayı üzerinde yine Karlıova Bingöl, aynı zamanda Çelikhan Erkenek, Kahramanmaraş Türkoğlu yöresi sıkıntılı olduğunu düşündüğümüz yer. Hatay civarı, Ölüdeniz üzerinde yine 1822’de orada da 7.4 büyüklüğünde bir deprem olmuştu.”
Kentsel dönüşümün müteahhitlerin yolunu açtığını, afet ve risk yönetimi konusunda eksikliklerin bulunduğunu söyleyen Görür, hem Düzce hem de Gölcük depremlerinin Marmara depremini tetiklediğini, 99 depremleri olmasıydı bugünkü Marmara depreminin beklenmeyeceğini ifade etti.
Prof. Dr. Naci Görür, beklenen Marmara Depremi ile ilgili olarak “Anadolu, iki fay boyunca (Kuzey Anadolu, Doğu Anadolu Fayı) Yunanistan’a doğru her yıl 2, 2.5 santim gelir. Bu hareket durmaz, durdurulamaz. Bu mekanizma en son 13 milyon yıl önce gerçekleşti, daha da devam edecek. O hareket devam ederken bir yerde takılır, kayalar gerilir, eninde sonunda patlar, deprem olur. Bunu şunun için söylüyorum, özellikle Gölcük depremi, o zaman zarfında Marmara’nın altındaki kabuğa 220, 250 senede birikmesi gereken enerjiyi yükledi. Zaten gerilmişti, Marmara’nın altındaki arz kabuğu çatırdamaya başladı” dedi.
10 Bin – 15 bin ölümle atlatılamaz
Silivri açıklarında yaşanan son 2 depremin, kırılması beklenen Kumburgaz Fayı’nın batı ucunda meydana geldiğini söyleyen Görür, bu fay küçük de olsa etkisi büyük olabilir, beklediğimiz Marmara Depremi’ni öne çekebilir dedi. 99 depreminde neredeyse hiç bilinmeyen Marmara Denizi’nin şu an en iyi bilinen iç deniz olduğunu söyleyen Görür, “Bu iş için de milyonlarca euro araştırma projeleri oluşturduk. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nden tek bir kuruş harcamadık. Uluslararası fonlarla başardık bir avuç insan, teknik üniversitede” dedi.
Beklenen İstanbul Depremi ile ilgili de açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Naci Görür, “İstanbul’da tehlike ciddi. 10-15 bin ölümle bunu atlatamazsınız. 1 milyon 600 bin binanın yüzde 1’i, 16 bin bina yapar. Beklediğimiz depremde desek ki, İstanbul’daki depremde insanların yüzde 99’u burnu kanamadan çıkacak. Geriye kalıyor yüzde 1, 16 bin bina, rakamlar 500 bine çıkıyor. Yüzde 1’i de alma. Binde 25’i düşün. 4 bin binayı 4 katla çarpsan, her katta iki daire, 32 bin daire her daireye 4 kişiyi koy, yine 120 binleri bulacaktır. Öyle 10 bin ölümle bu doğru değil. Deprem veya herhangi bir afette en büyük tehlike, o tehlikenin cahili olmaktır” ifadelerini kullandı.
Şehirleri depreme hazırlamak için önce yönetimi depreme hazırlamak gerekir diyen Görür, depreme hazırlanılacaksa bilinçsiz bir halka baş edemezsiniz, insanların ne yapacağını biliyor olması lazım ifadelerini kullandı. Kanal İstanbul depremi tetiklemese de depremin Kanal İstanbul’u çok kötü etkileyeceği konusunda uyarılarda bulunan Görür, “İstanbul için en sağlıklı proje insanların eve, Anadolu’ya dönmesi projesidir” dedi.