Her gece aynı saatte, uyanmanız gereken saatten çok daha önce uyandığınız oluyor mu? Sanki beyniniz gecenin bir körüne alarm kurmuş gibiyse ve uyku düzeninizi bozmaktan başka hiçbir işe yaramayan bu alarmdan kurtulamıyorsanız, yalnız değilsiniz.
Her gece aynı saatte uyanmak, insanlar arasında son derece sık yaşanan bir durum. Ama asıl endişe verici olan hep aynı saatte uyanmak değil, uyandıktan sonra neler yaptığınız. Bilim dünyasının her gece aynı saatte uyananlar için birçok cevabı var. Dilerseniz bu nedenlere ve hangi durumlarda endişelenmeniz gerektiğine birlikte bakalım.
Belki de gece hep aynı saatte uyandığınızın farkında değilsinizdir
Bilim insanları, her gece aynı saatte uyanmaya normal bir gözle bakıyor. Hatta söylenenlere göre gece birden fazla kez uyanabiliyoruz, ancak çok azımız uyandığımızın farkına varıyor. ABD Pensilvanya Üniversitesi’nde uyku davranışları alanında Uzman Doktor Michael Perlis, yetişkin insanların gece en az 15 defa uykusundan uyandığını belirtiyor.
Bu uyanmaları hatırlamamamızın bir sebebi var elbette. Bunun sebebi de uyanma aşamasına geçtiğimiz zaman bilincimiz tam olarak uyanamıyor ve hipnogojonik evreye geçiyor. Bu evrede canlı rüyalar, hatta halüsinasyon görmemiz bile mümkün. Eğer bilincimiz tam olarak kendine gelemezse, gece uyandığımızı hatırlamak pek mümkün olmuyor.
Sirkadiyen ritim, geceleri bizi uyandıran nedenlerden biri olabilir
Sirkadiyen ritmi hayatınızda ilk defa duymuş olabilirsiniz, ancak kendisinin son derece basit bir açıklaması bulunuyor. Bildiğiniz üzere Dünya’nın kendi ekseni etrafındaki 24 saatlik dönüşünün, canlılar üzerinde bir etkisi bulunuyor. Buna biyolojik saat, ya da sirkadiyen ritim deniyor.
Bu biyolojik saat içerisinde vücudumuzdaki hormonlar işlevlerini görür, ne zaman uyuyacağını ve ne zaman uyanacağını programlar ve kalp hızı performansı ve vücut ısısı gibi son derece önemli etkenleri düzenlemekle sorumludur.
Sirkadiyen ritim, beynin suprakiazmatik adı verilen bir çekirdek tarafından yönetilir. Yarı saydam olan göz kapaklarımız sayesinde ortamdaki karanlık veya aydınlık derecesi bu çekirdeğe iletilir ve bazı durumlarda bu ritim bozularak, uykumuzdan uyanmamıza sebep olur.
Bildiğiniz üzere ışıklı bir ortamda uyumak son derece zararlıdır çünkü beyin, gece olduğunda kendini dinlendirebilmesi ve gece yapması gereken görevleri sorunsuz bir şekilde yerine getirmesi için karanlığa ihtiyaç duyar. Güneş doğup da odaya ışık girmeye başladığı zaman beyin, vücuda “hadi uyan artık sabah oldu” sinyalleri gönderebilir ve eğer geceleri televizyon ya da ışık açıkken uyuyorsanız, bu sinyallerin gönderilme saatinde bozukluklar yaşayabilirsiniz.
Anksiyete ve depresyon da işin içinde olabilir
Günlük hayatta yaşadığınız sıkıntılar, fazla stresli olmanız uyku düzeninizi olumsuz yönde etkileyen en önemli faktörler arasında yer alıyor. Eğer uykuya dalmakta güçlük çekiyorsanız, gecenin bir yarısı nedensiz bir şekilde uyanıyorsanız ve geri uyumak pek mümkün olmuyorsa, anksiyete veya depresyonun eşiğinde olabilirsiniz.
Geleneksel Çin tıbbına göre her gece aynı saatte uyanmanızın çok farklı bir nedeni olabilir. Eğer 23.00-03.00 arası sürekli uyanan biriyseniz, yaşadığınız duygusal çöküşler ve hayal kırıklıkları sizi uykunuzdan uyandırıyor olabilir. Yine aynı kültür, gece bu saatlerde uyanmanın vücudun karaciğer toksinlerini atmaya çalışırken çok fazla efor sarf etmesinden kaynaklanabileceğini belirtiyor.
Eğer sabaha karşı 03.00-05.00 suları uyanıyorsanız ise bunun nedeni yine üzüntü, hayal kırıklığı veya depresyon olabilir. Son olarak 05.00-07.00 arasında uyanan insanların, hayatlarında negatif duyguları bastırmaya çalıştığı ancak bu duyguların hep belirtilen saatlerde ortaya çıktığına inanılıyor.
Uyku apnesi, çoğunlukla her gece aynı saatte ortaya çıkıyor
Uyku esnasında solunumun durması olarak bilinen uyku apnesi, sadece her gece aynı saatte uyanmanıza yol açmaz, aynı zamanda ilerleyen evrelerde uyku düzeninizin tamamen alt üst olmasına sebep olur.
Tucson Arizona Üniversitesi Tıp Fakültesi Uyku ve Sağlık Araştırma Programı direktörü Michael Grandner, uyku döngülerinin öngörülebilir olması nedeniyle uyku apnesi gibi tıbbi olayların gecenin hep ilk saatlerinde olduğunu, bu yüzden uykudan sonraki ilk 3 veya 5 saat arasında uyanmanın bu tür bozukluklardan kaynaklanabileceğini belirtiyor.
Çevresel faktörler, uyku kalitesinde önemli bir rol oynuyor
Tahmin edebileceğiniz üzere hangi koşullar altında uyuduğumuz, sağlıklı bir uyku çekip çekmeyeceğimiz konusunda önemli bir rol oynuyor. Çok aç olmanız ya da midenizin tamamen dolu olması, bu faktörlerden sadece biri.
Gece yatağa yattığımızda bulunduğumuzun ortamın sıcaklığını ayarlamak da son derece önemli. Çok sıcak ya da çok soğuk bir ortamda uyumak, gecenin ilerleyen saatlerinde uyanmamıza yol açabiliyor. Aynı zamanda gün içerisinde yarım saat olsa bile kestirmek, uyku düzenimizin şaşmasına ve gece kesintisiz bir uyku çekmemize engel oluyor. Son olarak siz hatırlamasanız bile, gece gördüğünüz ürkütücü bir kabusun sizi aniden uyandırabileceğini de söylemeden geçmeyelim.
Her gece aynı saatte uyanmak normal, ancak sonrasında uykuya geri dönemiyorsanız durum biraz vahim olabilir
Yazımın başlarında da belirttiğim gibi bilim insanları her gece aynı saatte uyanmaya endişe verici bir olay olarak bakmıyor. Endişelenmeniz gereken nokta, uyandıktan sonra rahat bir şekilde uykuya dalıp dalamadığınız.
Her gece aynı saatte uyanmanın insomnia, yani uyku bozukluğu ile bir ilgisi olmasa da uyandıktan sonra uykuya geri dalamama, insomnia başlangıcı olduğunu gösterebilir.
Psikiyatrist ve uyku uzmanı Alex Kane’in her gece aynı saatte uyananlar için bazı tavsiyeleri bulunuyor. Kane, eğer hep aynı saatte uyanıyorsanız kendinize uykuya geri dönmek için 15-20 dakikalık bir zaman tanıyın diyor.
Kane’in söylediklerine göre eğer bu süre zarfında geri uyumak mümkün değilse, yapabilecek en sağlıklı şey saat kaç olursa olsun yataktan kalkmak olacaktır. Kane; “Beynimiz bazı şeyleri ilişkilendirmeye epey meyillidir. Eğer gereğinden fazla yatakta kalırsak beyin, yatağı uyku yerine endişe veya planlama gibi uyanıkken yaptığımız aktivitelerle ilişkilendirebilir” diyor.
Elbette yataktan kalktıktan sonra yapabileceğimiz şeyler son derece kısıtlı. Bir kere beynimizi tamamen uyanık olduğuna kesinlikle ikna etmememiz gerekiyor. Kane, yataktan kalktıktan sonra cep telefonu ile ilgilenmek, oyun oynamak gibi zaten tamamen açık olan bilincimizi daha fazla uyarmak yerine, nefes egzersizleri veya meditasyon gibi hem vücudumuzun hem de beynimizin gevşemesini sağlayacak aktiviteler yapmamızı öneriyor.