Sinop ‘Mutlu Kent’ sloganını fazlasıyla hak ediyor ama burası aynı zamanda bir ‘paradokslar şehri’… Aksi takdirde bu ‘Mutlu Kent’in tam ortasındaki, işkenceleriyle ünlü cezaevi, bir mutsuzluk sembolü olarak göze batmaz mıydı? Nedense batmıyor. Yine yeşilin birçok tonunun maviyle iç içe geçtiği Sinop’un aslında bir tatil kasabası değil, şehir olduğunu da zaman zaman kendimize hatırlatmamız gerekecek.
Burası denizi çok iyi kullanmayı başarabilmiş bir şehir. Adım attığınız her yerde Karadeniz’le iç içesiniz. Bu yönüyle Samsun, Trabzon gibi denizle bağını koparmış diğer bölge şehirlerinden de ayrılıyor.
Eşsiz güzelliğiyle eskiden beri çok çekici bir şehir olduğundan, korumak için bir kale yapılması şart olmuş. Bu sebeple şehrin tam merkezine, sahile MÖ 7’nci yüzyılda kurulan Sinop Kalesi, Roma, Bizans, Selçuklu, Osmanlı dönemlerinde yapılan tadilatlarla günümüze kadar ayakta kalmayı başarabilmiş. 25 metre yüksekliğinde ve 3 metre genişliğinde heybetli duvarları var. Şehrin eşsiz manzarasını görkemli kale duvarlarının üzerine çıkıp yukarıdan izleyebiliyorsunuz.
Şehrin orta yerindeki tarihi cezaevinin muhteşem deniz manzarası o kadar göz alıcı ki zamanında niye buraya böyle bir yapı kurduklarını anlayamıyorsunuz. Bir dönem ‘Anadolu’nun Alkatrazı’ diye tanımlanan cezaevi, 1999’da kapatılıp müzeye çevrilmişti. Ancak müze mayıs ayından bu yana gezilemiyor. Geçen yıl başlayan restorasyon çalışmalarının ilk 11 ayında kısmen ziyarete açıktı. 2021 yılı sonuna kadar devam edecek çalışmalar artık ilerledi ve bu nedenle kapalı. Ama şehir merkezinde iki farklı müze daha var sizi bekleyen.
Eski bir konaktaki Etnografya Müzesi’nin birinci ve ikinci katlarındaki odalarda Sinop’un geleneksel yaşam tarzı ve kıyafetleri hakkında fikir sahibi olabilirsiniz. Burada halı, kilim, ahşap dolap, yer sofraları gibi eserler sergileniyor. Yine bu müzeye yakın konumdaki Arkeoloji Müzesi de tarihi kalıntılarıyla ilgi çekici bir seçki sunuyor.
FİYORT VE ŞELALELERİ GÖRÜN
Sinop’a yaklaşık 1 saat mesafedeki Boyabat ilçesinin meşhur Boyabat Kalesi de görülebilir. İyi bir tempoyla 10 dakika sürse de bu kaleye tırmanmak dolambaçlı ve dik yolu aşmayı gerektiriyor. Burada harcadığınız enerjiyi hemen ilçenin meşhur tatlısı Boyabat ezmesiyle telafi edebilirsiniz.
Sinop’a 11 kilometre uzaklıktaki Hamsilos Koyu, Türkiye’nin tek fiyorduna ev sahipliği yapıyor. Hem bu fiyordu görmek hem de Türkiye’nin en kuzey ucundaki dalgaların yüzünüze vurduğu o serin rüzgârı hissetmek için Hamsilos’a da uğrayabilirsiniz.
Yaklaşık 40 kilometrelik bir yolculuğu göze alabilirseniz Erfelek ilçesini geçtiğinizde ulaşacağınız Erfelek Tatlıca Şelaleleri, içinde bulunduğu vadide sıralanan 28 şelalesiyle sizi karşılayacak. Bir taraftan sık bitki örtüsüyle bezeli ahşap merdivenlerde yürürken diğer taraftan karşınıza çıkan şelaleleri saymakta zorlanacaksınız.
NE YENİR? Diyette de olsanız cevizli Sinop mantısını mutlaka denemelisiniz. Kapıda her zaman kuyruk olan Teyze’nin Yeri Mantı Salonu, bu Sinop yemeğini sunan güzel bir lezzet durağı. Sinop’un meşhur hamur işi nokulun kıymalısı kadar üzümlü ve cevizlisi de denenmeli. Bunun dışında sırık kebabı ve ıslama da ünü kent sınırlarını aşan lezzetler. Tatlı olarak Erfelek kestane çikolatası ve şekerci Mehmet Gürbüz’ün meşhur Boyabat ezmesi önerilerimizden birkaçı.