Anlaşma kapsamında 2030 yılına kadar kara ve denizlerin yüzde 30’unun korunurken; devletler her yıl 30 milyar dolarlık finansman sağlanacağı duyuruldu. Toplantıdan çıkan tarihi karar kadar moda endüstrisinin biyoçeşitlilik vurgusu da hiç olmadığı kadar ön plana çıktı. Dünyanın en zengin insanı unvanını Elon Musk’tan alan Bernard Arnault’un CEO’su olduğu LVMH; Gucci, Balenciaga ve Yves Saint Laurent markalarını bünyesinde barındıran Kering ve H&M gibi çok sayıda markanın COP15’e katılımı ‘markaların uyanışı’ olarak yorumlandı. Vogue’un haberine göre, Kering’in Sürdürülebilirlik Programı Direktörü Géraldine Vallejo, müzakerelerle ilgili beklentilerini paylaşırken, gelecek yıl moda sektörünün de bu konuda kendi gündemini yaratmasını beklediğini söyledi.
‘İŞBİRLİĞİNE İHTİYAÇ VAR’
H&M de 300’ün üzerinde farklı şirketle, Business for Nature’ın Make It Monday kampanyasını destekleyerek, şirketlerin faaliyetlerinin doğa üzerindeki etkilerini açıklamaya zorunlu bırakan çağrıda bulundu. Şirket ayrıca WWF’le de biyoçeşitliliği korumak adına birtakım projelerde yer aldığını açıkladı. Uzmanlar uzun yıllar biyoçeşitliliğin üzerinde olumsuz etki yaratan moda endüstrisinden gelen bu yaklaşımların henüz bir başlangıç olduğu kanısında. COP15 sürecinde moda endüstrisinin yanı sıra finansal kurumlardan gelen çağrılar da öne çıktı. 150 varlık yönetim şirketi, dünya liderlerini aksiyon almaya çağırdı ve net hedefler koyması istendi.
TÜRKİYE DÖNEM BAŞKANI
BU yıl COP15’te biyoçeşitlilikte yaşanan kayıpların aciliyetinin hiçbir zaman bu kadar önemli olmadığı belirtilirken; gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin gıda, enerji, ilaç gibi pek çok alanda doğadan faydalandığı hatırlatıldı. Tarım ve Orman Bakanı Prof. Dr. Vahit Kirişci de COP15’te yaptığı konuşmada, BM Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi 16. Taraflar Konferansı’na Türkiye’nin ev sahipliği yapacağını açıkladı ve “2024-2026 Dönem Başkanlığını üstleneceğimiz COP16 vesilesiyle değerli mevkidaşlarımı ve üye ülke temsilcilerini ülkemize davet ettik” ifadelerini kullandı.