Mapei Türkiye Genel Müdürü Selman Tarmur, etkinlikte yaptığı konuşmasında, 1937 yılında Milano’da kurulan Mapei’nin bugün Türkiye’de dahil olmak üzere 35 ülkede 86 üretim tesisi bulunduğunu söyleyerek, yapı sektörünün temelden çatıya her türlü ihtiyacını karşılayan geniş ürün yelpazesine sahip olduklarını belirtti.
Mapei olarak Ar-Ge’ye büyük önem verdiklerini vurgulayan Tarmur, “Tüm dünyaya yayılmış bir Ar-Ge organizasyonumuz var. Ülkelerin ihtiyaçlarını belirleyip, ona göre ürünler tasarlıyoruz. Piyasaya sunulan her Mapei ürünü, yoğun araştırma ve geliştirme çalışmalarıyla destekleniyor.
Her yıl çevresel olarak sürdürülebilir tasarım ve inşaat yapmayı mümkün kılan binlerce yeni formülasyon oluşturuyoruz. 5 binden fazla üründen oluşan ürün yelpazemiz, tamamen çevreye saygılı üretim tesislerinde yerel olarak üretiliyor” dedi.
Mapei’nin Ankara Polatlı’da bulunan üretim tesisinde çimento esaslı ürünler, boyalar, harçlar, yapıştırıcılar, zemin kaplama ürünleri üretimi gerçekleştirildiği aktaran Tarmur, bugüne kadar aralarında Galataport İstanbul, İstanbul Havalimanı ve Anıtkabir olmak üzere çok sayıda projede Mapei ürünlerinin kullanıldığını belirtti.
Çevre dostu çimento üretimi ile örnek oluyor
Mapei’nin, tüm çimento esaslı ürünlerinin Reach Yönetmeliği’ne uygun olarak üretildiğini anlatan Tarmur, şunları söyledi: “Avrupa Birliği, çimentolar da bulunan Cr VI (Krom 6) insan sağlığı açısından zararlı olması nedeniyle, çimentonun içindeki Krom 6’nın 2ppm’nin altında olmasına ilişkin bir yönetmelik çıkardı. AB yıllardır kendi sınırları içerisinde 2 ppm’den fazla olan çimentoların satışına izin vermiyor.
Türkiye’de de kısa süre önce paketli çimentolar için böyle bir düzenlemeye gidildi ancak dökme çimentoda henüz bu düzenleme yok. Biz şirket olarak çimento esaslı bütün ürünlerimizde 2 ppm’nin altında çimento kullanıyoruz. Bu konunun önemi yeterince bilinmiyor, bir an önce tüm sektöre yayılması gerekiyor.”
Dünyayı varlığımız değil, yaptıklarımız tehdit ediyor
Etkinlikte konuşan Meteoroloji Uzmanı Bünyamin Sürmeli ise, küresel ısınma ve iklim krizinin etkilerini her geçen gün daha fazla hissettiğimize vurgu yaparak, krizle mücadele konusunda devletler, şirketler ve bireyler bazında herkesin gerekli sorumlulukları alması gerektiğine işaret etti.
Dünyada 150 bin yıllık ısınmanın, 150 yılda gerçekleştiğine işaret eden Sürmeli, şunları söyledi: “Dünyadaki 8 milyar insanı bir araya getirsek Marmara Denizi’nin kapladığı alanı dolduramıyoruz. Aslında dünyada sayımız çok az ancak dünyaya verdiğimiz zarar büyük.
Bizim varlığımız dünya için tehdit değil, yaptıklarımız tehdit. Küresel ısınmayla birlikte buzulların erimesi ve afet seviyelerinde hava olayları yaşanıyor. Kuraklık ve gıda krizi yaşanıyor. Hava kirliliği ve hastalıklar artıyor. Orman yangınları yaşanıyor ve ormanlar yok oluyor. Dünyada 811 milyon insan açlık çekiyor. 2022 verilerine göre her yıl ortalama 9 milyon insan hava kirliği nedeniyle hayatını kaybediyor.”