Porsuk Alt Havzasının; Tarım ve Orman Bakanlığı verileri incelendiğinde yerüstü ve yeraltı su potansiyeli toplamının 879 milyon metreküp/yıl olduğunu belirten Özen, bu havzada bulunan nüfus sayısının ise 1.1 milyon civarında olup, kişi başına düşen su miktarı 800 metreküp/yıl ile su fakiri konumunda olduğu bilgisini verdi.
Mevcut potansiyelin yüzde 90’ının kullanıldığını söyleyen Özen, “2025 yılında Porsuk Alt Havzası’nda tüketilecek su miktarının 298 milyon metreküp olacağı öngörülüp, yerüstü su potansiyelinin ise kuraklığa bağlı 190 milyon metreküp olacağı hesaplanıyor.
Görüldüğü üzere Porsuk Alt Havzası önümüzdeki birkaç yıl içerisinde dahi potansiyel olarak ihtiyaç duyulan tüketim miktarını karşılayamayacak duruma gelmesi muhtemeldir” ifadelerini kullandı. Suyun hem miktarı hem kalitesi azalıyor Kaynağını Murat Dağı’ndan alan Porsuk Barajı’nın 431 milyon metreküp işletme hacmine sahip olduğunu söyleyen Özen, yüksek kirlilik oranına sahip Porsuk’tan alınan suyun, ESKİ tarafından arıtılabilmesi için ciddi bir bütçe harcaması yapılarak, insani tüketim amaçlı kullanıma uygun hale getirildiğini dile getirdi.
Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen tarafından Porsuk Barajı’ndaki su seviyesinde yaşanan azalmaya ve kirliliğe her fırsatta vurgu yapıldığını belirten Özen, kurum olarak Porsuk Nehri’nin kalitesinin var olandan daha da kötüleşmemesi için gerekli tedbirleri alarak, koruma planlarının hazırlanması için yoğun bir çalışma yürüttüklerini söyledi.
Özen, “Eskişehir için mutlaka alternatif su kaynağı yaratılması gerekiyor. Bunun için en elverişli kaynak da Sakarya Nehri’nin doğduğu ilimiz sınırları içinde olan Sakaryabaşı’dır. Sakarbaşı’ndan içme ve kullanma suyu getirilmesi projesi çok önemli” diye konuştu.
“Bölgesel ürün politikası oluşturulmalı” ESKİ Genel Müdürlüğü tarafından arıtılarak Eskişehir halkının hizmetine sunulan içme ve kullanma suyundaki “kullanma” kelimesinin genel olarak yanlış anlaşıldığına dikkat çeken Özen, “Özellikle kırsal bölgelerimizde kullanma suyu dendiğinde, tarımsal sulama amaçlı kullanılan su da bu kapsamda algılanıyor.
Sınırlı olan insani tüketim amaçlı su kaynakları gerçek ihtiyacın çok üzerinde harcanıyor. Bu durum hem yetersizliği, hem de yüksek maliyeti beraberinde getiriyor” ifadelerine yer verdi.
Kuru tarım bölgesi olan Eskişehir’de son yıllarda artan mısır gibi çok su isteyen ürünlerin ekiminin, bu şehrin su kaynaklarına bir nevi ihanet olduğunu söyleyen Özen, suyun olmadığı yerlerde suya ihtiyaç duyan bitki çeşitliliğine izin verilmemesi gerektiğinin altını çizdi.
Tarım alanında ürün seçimi ve sulamada yasal düzenlemelerin acilen yapılması gerektiğini vurgulayan Özen, “Bölgesel ürün politikası oluşturulmalı, devlet teşvikleri buna göre düzenlenmelidir. Su kadar hayati önem taşıyan gıda güvenliğini doğrudan etkileyen gübre ve ilaç kullanımının denetlenmesine de öncelik verilmeli” dedi.