Konya’da yer altı sularının kontrolsüz kullanımına ve bölgenin jeolojik yapısına bağlı olarak bugüne kadar farklı büyüklüklerde yaklaşık 360 obruk oluştu. Obruk oluşabilecek bölgelerin erken tespit edilip tedbir alınması için çalışmalar yürütülüyor.
Konya’nın Karapınar ilçesine bağlı Reşadiye Mahallesi Ekmekçi mevkisinde asfalt yol üzerinde 30 Ağustos’ta 15 metre derinliğinde ve 30 metre çapında oluşan obruk, dikkatleri yine bölgeye çekti.
Yerin altında zamanla eriyen kireç taşlarının boşluk oluşturması ve zeminin çökmesiyle oluşan obruklar, özellikle Karapınar ilçesinde yoğun olarak görülüyor.
Bugüne kadar daha çok tarım arazisinde ortaya çıkan obruklar, her geçen gün yerleşim merkezlerine daha da yaklaşmaya başladı.
Bölgenin jeolojik ve hidrojeolojik yapısı nedeniyle oluşan obrukların sayısı kontrolsüz yer altı suyu kullanımına bağlı olarak giderek artarken, bölgede yaşayanlar arasında da tedirginliğe neden oluyor.
Bölgede bilinen en eski obruğun, Konya’nın 70 kilometre kuzeydoğusunda Karatay ilçesi sınırlarında yer alan ve birkaç bin yıllık olduğu tahmin edilen Kızören Obruğu olduğu belirtiliyor. 228 metre çapında, 171 metre derinliğindeki obruğun 145 metresi suyla dolu.
Bölgedeki obrukların yüzde 90’u Karapınar ilçesi sınırlarında görülürken, Konya’nın Akören, Kadınhanı, Karatay ve Cihanbeyli ilçeleri ile Karaman merkez ve ilçelerinde de obruklarla karşılaşılıyor.
Ayrıca Konya dışında Eskişehir, Denizli, Çankırı, Çorum, Sivas, Şanlıurfa, Siirt ve Batman’da da obruk oluşumları bulunuyor.
Bugüne kadar Konya bölgesinde farklı büyüklüklerde irili ufaklı yaklaşık 360 obruğun oluştuğu belirtiliyor.
– Konya Ovası Sulama Projesi yer altı suyu kullanımını azaltacak.
Öte yandan obruk oluşumlarının önüne geçilebilmesi için de yer altı sularının tasarruflu kullanılmasına yönelik çeşitli projeler hayata geçiriliyor.
Son olarak Konya Ovası Sulama Projesinde 1. 2. ve 3. kısımlar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından hizmete açıldı. Projenin bel kemiğini, Göksu Havzası’ndan Akdeniz’e dökülen suların bir kısmını Toroslar üzerinden Konya Ovası’na aktarılması oluşturuyor. Bunun da özellikle bölge çiftçisinin su ihtiyacının karşılanmasına katkı sağlayarak, yer altı su kullanımını azaltacağı belirtiliyor.
Konya Teknik Üniversitesi (KTÜN) Jeoloji Mühendisliği Bölüm Başkanı ve Jeoloji Mühendisleri Odası Konya Şube Başkanı Prof. Dr. Fetullah Arık, AA muhabirine, resmi olmayan kaynaklara göre son birkaç yıl içinde bölgede 60-70 obruk oluştuğunu bildirdi.
Obrukların Karapınar bölgesinde yoğunlaşmasının büyük ölçüde bölgenin jeolojik yapısından kaynaklandığını ifade eden Arık, kontrolsüz yer altı suyu kullanımının da obruk oluşumunda önemli bir faktör olduğunu dile getirdi.
Arık, şunları kaydetti:
“Yer altı suyu hareketlenmesini sağlayan en önemli faktörlerden biri yoğun yer altı suyu kullanımıdır. Konya Kapalı Havzası’nı bir bütün olarak düşündüğümüz zaman, bu havzada 35 bin belgeli, 100 binin üzerinde de belgesiz kuyu var. Her biri su üretiyor ve yer altı suyu da giderek düşüyor. Yer altı suyu seviyesinde 1980-1990’lı yıllarda yarım metre-bir metre düşüm gerçekleşirken, son yıllarda 6-7 metre düşümler kaydedilmektedir. Bu durum yer altı suyunun sonlu bir kaynak olduğunu ve bir gün biteceğini gösteriyor. Havzada yer altı suyunu en çok kullanan kesim tarım kesimi olduğu için bu bölgede hem bilim insanlarının hem tarımla uğraşan kesimin, tarım birliklerinin, ilgili bakanlıkların bir araya gelip tarımsal üretimin sürdürülebilmesi ve suyun daha tasarruflu kullanılması için birtakım çözümler üretmesi gerekiyor.”
– “Obruk Uygulama ve Araştırma Merkezi” kuruldu
Konya İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü (AFAD) koordinatörlüğünde, Jeoloji Mühendisleri Odası ve KTÜN Jeoloji Mühendisliği Bölümünün desteğiyle “Obruk Uygulama ve Araştırma Merkezi” kurulduğunu dile getiren Arık, bu merkezin bölgede obrukların tüm yönleriyle araştırılarak insanların can ve mal güvenlikleri için çalışmalar yürüttüğünü bildirdi.
Bu projenin Cumhurbaşkanlığı destekli olduğunu aktaran Arık, şöyle devam etti:
“Proje, AFAD’ın koordinatörlüğünde yürütülüyor. Bu projenin saha çalışmalarını ve modelleme çalışmalarını biz üstlendik. Bazı obruklar, zeminlerinin durumuna göre önceden hafif çökmeler şeklinde belirtiler verebiliyor. Şu anda iki ekibimiz sahada çalışmalarını gerçekleştiriyor. Bir ekibimiz de uydu görüntüleriyle, İHA uçurarak yüzeydeki yükselti farklarından hareket ederek, obrukların belirti verip vermediğini modelliyor. Bilimsel yöntemlerle alttaki boşlukların boyutlarını belirliyoruz. Böylece obruk oluşabilecek noktaları tam tespit edip, eğer yerleşim alanları için bir tehlike söz konusuysa onların erken uyarılması, belki de tahliye edilmesi için de bir fırsat oluşturmaya çalışıyoruz çünkü önemli olan mal ve can kayıplarının önlenmesi.”
Bölge halkının da obruklardan tedirgin olduğunu ancak bölgenin yaşam alanları olduğu için çaresiz olduğuna dikkati çeken Arık, “İnsanların tarlaları, hayvanları burada. Buradan da kopamıyorlar. AFAD ile yürüttüğümüz çalışma uzun soluklu bir çalışma. AFAD ile yürüttüğümüz çalışmanın sonunda bir eylem planı geliştireceğiz. Belki de o zaman buraların tahliyesi de gündeme gelebilecektir.” dedi.
Arık, Konya’da en son bir yol üzerinde oluşan obruğun yerleşim alanı içerisinde olduğunu hatırlatarak, şunları kaydetti:
“Önemli bir yol üzerinde. Buradan iş makineleri geçiyor. Bu obruk yakınındaki evin olduğu yerde de olabilirdi. Obruklar sadece jeolojik özel bir vaka değil, aynı zamanda insanlar için bir tehlike. Bu bölgede her yerde oluşabilir. O nedenle obruk araştırmalarıyla ilgili çalışmaların mutlaka desteklenmesi ve bu çalışmalardan sonra ortaya konulacak çözüm önerilerinin konuya taraf olan herkes tarafından ortaklaşa uygulanması gerekiyor çünkü deprem ülkemiz için kaçınılmaz bir sonuç, obruklar da bu bölge için kaçınılmaz bir durum. O yüzden alınması gereken bir önlem varsa hep beraber almamız gerekiyor.”