11 ilde büyük yıkımlara yol açan 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki deprem sonrası yıkılan yapıların enkazları kaldırılmaya başlanırken hasar gören yapıların ise yıkımına devam ediliyor. Öte yandan ‘Asrın Felaketi’ olarak da adlandırılan deprem nedeniyle bölgeden büyük bir göç de başlamış durumda.
Evinin yıkıntısından kurtulan depremzedelerden, oluşturulan tahliye merkezlerine ulaşabilenler, hava ve karayollarının seferber edilmesiyle kent dışına çıkarılıyor. İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) koordinesinde hava, kara, deniz ve demiryoluyla yapılan tahliye çalışmalarında 474 bin 520, kendi imkânlarıyla ayrılarak yol masrafı alan 105 bin 683 ve kayıt dışı gidenlerle deprem bölgesinden 1 milyonun üzerinde göç oldu.
Otobüs garlarındaki yoğunluk devam ederken depremzedelerin çoğunluğunun İstanbul, Ankara, Antalya, İzmir, Konya ve Mersin gibi akrabalarının yoğun olarak yaşadığı illere göç ettiği görüldü.
Devletin kiracı ve ev sahiplerine 15 bin lira taşınmaya yardımı, mal sahiplerine 5 bin lira kira yardımı, kiracı olanlara 3 bin lira kira yardımı var. Vatandaşlar bunu değerlendirip kiralık dairelere geçmeye çalışıyor.
Tabi 57 ilinin nüfusundan daha fazla bir rakama tekabül eden bu büyük göç emlak piyasasını da hareketlendirdi. Depremi fırsat bilip harekete geçen fırsatçılar kira fiyatlarına yüzde 100’e varan artışlar gerçekleştirdi.
Konut kiralarında ortaya çıkan fahiş artışlarda ilan sitelerinin de payı çok yüksek. Olağanüstü durumlarda fırsatçıların fiyatlarda oluşturduğu artış kısa süre içerisinde domino etkisi oluşturarak emsal bölgelerdeki diğer kira fiyatlarının da yukarı yönlü güncellenmesinin önünü açıyor. Örneğin evini 7500 TL’den kiraya çıkan bir mülk sahibi yaşanan gelişmeler sonrası istediği kiranın ilan sitelerinde aynı bölgedeki evlerin kiralarının fiyatlarından düşük olduğunu görünce aynı seviyelere çıkarmak için sürekli güncelleme yapıyor. Öyle ki kimi ilanlarda gün içerisinde birden fazla güncelleme yapıldığı görülüyor.
İşin bu tarafında ise ilan sitelerine de büyük iş düşüyor. Pandemi döneminde de toplu yaşam alanlarından kaçıp daha tenha bölgelere gitmek isteyenler ilan sitelerinde sürekli fiyatları güncellenen gayrimenkul fiyatlarına isyan etmiş yaşanan artışlar sonrası ise fiyatlar pandeminin başında ve sonunda iki katından fazla artış göstermişti. Tabi bu domino etkisi sadece gayrimenkul değil araç fiyatlarında da etkisini göstermiş çip krizi ve pandemiyle birlikte benzer zincirleme fiyat artışları bu alanda da görülmüştü. O yüzden her olağanüstü dönemde fiyat spekülasyonları ile karşılaşılmaması için ilan sitelerinin ilçe ve mahalle bazında kira ortalama fiyatları üzerinden ilan girişine izin vermesi, fiyat güncelleme sürelerini belli aralıkla gerçekleştirmesi ve fahiş artış yapanları sistem dışına çıkarması gibi bir takım tedbirler alması gerekiyor.
Günümüzde kira kontrolü amacıyla kullanılan en yaygın yöntem olarak sınıflandırma yöntemi ön plana çıkıyor. Bu yöntemde benzer özelliklere sahip konutlara uygulanabilecek en yüksek kira bedelinin ve bu kira bedellerine uygulanacak artış oranları kanun ile belirleniyor. Bu konudaki ilk uygulamalarda kira bedeli belli bir yıla göre sabitlenirken, daha sonraki uygulamalarda belirli bir artış oranı dikkate alınarak kira bedelinin belirlenmesi esası benimseniyor. Bu yöntemde taşınmazlara uygulanacak kira bedelleri sınırlandırılırken, benzer özellikli taşınmazlar bir grup olarak değerlendiriliyor.
İlan sitelerinde fiyatları bir gecede neredeyse ikiye katlanan kiralarla ilgili Tüm Girişimci Emlak Müşavirleri Derneği olarak kendilerinin de takip ettiğini dile getiren TÜGEM Başkanı Hakan Akdoğan, ”Bununla ilgili basına yansıyan birçok haber var. Deprem bölgesine yakın illerde Mersin ve Antalya, Elazığ gibi illerde ön plana çıkıyor. Kiralık konutlarda fiyatların artırıldığı, herkes tarafından değil de iyi niyetli olmayan kişiler tarafından artırıldığına dair ilanlardaki değişiklikleri biz de takip ediyoruz. Depremi bahane edip, depremi kullanarak 5 bin lira olan dairesini 15-20 bin yapanlar CİMER’e şikayet edilebilinir. Bu şahıslarla ilgili işlemler başlatılabilir, idari yaptırımlar yapılabilir.” dedi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ise deprem sonrası fahiş kira artışlarına değinerek, “Fahiş kira artışları, deprem bölgesinin deprem kadar acıtıcı bir gerçeğidir. Bu bizi üzmektedir. Buradan da karakollarımızdan 112’ye kadar, her türlü kamuda başvurulabilecek noktaya kadar başvurmalarını istiyoruz. İnsanlara ikinci bir afet yaşatmanın gereği yok. Fahiş fiyatla beraber milletimizin canını acıtanların peşindeyiz. Bunları yanlarına bırakmayacak, OHAL’in bu konudaki imkanlarını kullanacağız.” dedi.
Deprem sonrası kiralarda bir kez daha ortaya çıkan fahiş fiyatlara karşı harekete geçen emlakçıların bağlı olduğu oda, dernek ve birlikler ise peş peşe açıklamalarda bulunarak kiralık dairelerde ortaya çıkan fahiş fiyatlara aracılık etmeyip hizmet vermeyeceklerini duyurdu. Öte yandan konut ve kira fiyatları ile alakalı en azından 11 ili kapsayacak bir kanun tasarısı için görüşme yapılacağı da öne sürüldü.
Deprem sonrası yaşanan hareketliliğin henüz İstanbul’a net bir yansımanın olmadığını söyleyen İstanbul Emlakçılar Odası Başkanı Nizamettin Aşa ise “Bölgeden gelenler daha çok eş, dost, akraba yanına ve bazı kamu kurumlarının ve hayırseverlerin tahsis ettiği geçici ikametlere geliyorlar. İstanbul şu an deprem dolayısıyla yoğun bir göç almıyor. Fiyat yükselişi psikolojik olarak diğer illerdeki o yükselişler gibi İstanbul’da da dedikodu başladı. 30 ilden oda başkanları olarak ‘Fahiş fiyata aracı olmayacağız’ diyerek ortak deklarede bulunduk. Birçok emlakçı da hizmet bedeli almıyor” dedi.
Aşa, “İstanbul’a şu an dışarıdan kimse gelmiyor ama kendi içinde de bir deprem riski olduğu için vatandaşlar, daha sağlam zemin ve daha yeni bina, daha güvenli bir alana gitme ihtiyacı duyuyorlar. Bu psikoloji hakim. Hali vakti yerinde olanlar iki üç katlı villa tipi evlere geçiyor. İstanbul’da henüz yoğunluğu yaşamıyoruz. Bu 6 ay sonra başlayacak” dedi.
Emlakçılar özellikle eski evlerden ve deprem riski olan bölgelerden insanların taşınmaya başladığını ve deprem sonrasında özellikle yeni binalarda fiyatların yükseldiğini söyledi.
Küçükçekmece bölgesinde emlakçılık yapan Cesim Demirçin, “Şu an özellikle eski evler rağbet görmüyor, yeni daireler rağbet görüyor. Örneğin dün iki kişi dairelerini boşalttılar, yeni yapılan Başakşehir tarafına gittiler. Bize de ‘Binamız 99 depremi öncesinde yapıldığı için, içimiz rahat değil’ dediler, tabi saygıyla karşıladık. Burası Küçükçekmece deprem bölgesi, fay hattına yakın, rağbet iyice azaldı. Küçükçekmece bölgesinden kaçarak, kaçarak diyorum çünkü Kayaşehir, Bahçeşehir, Başakşehir gibi noktalara zemininden olsa gerek, gidiyorlar. Buralarda dahi eski evler ve 10 bin liradan aşağı kira yok. Bahsettiğim Kayaşehir gibi bölgelerde ise kiralar 15-20 bin liraya ulaşıyor 3+1 bir ev için. Bize göre ortalama yüzde 50 artış var. 10 bin liralık daireler 20 bin liraya yaklaşmış durumda” dedi.
Florya ve Yeşilköy bölgesinde emlakçılık yapan Kaya İnancı ise “Bu bölgede eski binalarda oturan insanları deprem sonrasında tedirginlik sardı. Buradaki etkiyi, bir an evvel satılık ya da kiralık, bulundukları evlerden çıkıp daha yeni binalara yönelmelerinden anlıyoruz. Bu da yeni binalarda fiyatların yükselişine sebep oldu. Normalde de Bakırköy ve Florya bölgesi kiraların yüksek olduğu bir bölgeydi. Tabi, 1999 Depremi öncesinde de biliyorduk ama son yapılan açıklamalar sonrası da ortada, buranın deprem açısından riskli olduğunu biliyoruz. Fiyat yükselmeleri depremden önce başlamıştı zaten. Son altı ayda 4-5 katı bulmuştu. Deprem bölgesine yakın şehirlerdeki kadar bir artış yok ama en az yüzde 10 fark edecektir” şeklinde konuştu.