Gayrimenkul sektöründe talep artış oranı azalsa da ihtiyaç kaynaklı talep devam ediyor ve hem kirada hem de satışta fiyatlar hızla artıyor.
EVA Gayrimenkul Değerleme Genel Müdürü Cansel Turgut Yazıcı’ya göre talep azalsa da, arz daha hızlı düştüğü için açık büyüdü, konut sektörü daralıyor ve fiyatlar yükseliyor. EVA Gayrimenkul Değerleme Genel Müdürü Cansel Turgut Yazıcı, Dünya genelinde ekonominin en yüksek itici güçlerinden birinin de inşaat olduğunu ve Türkiye’de artık yeni üretimin çok azaldığını ifade etti.
Toplam satışlarda yılın ilk 4 ayında ortalama 89 bin konut satıldığını, geçen senenin ilk 4 ayında ise bu rakamın 96 bin seviyelerinde olduğunu belirten Yazıcı, “Alım satım hacm düştü ama fiyatlar yükseliyor ve bu şekilde devam ederse fiyatlar durmayacak. Merkez Bankası’nın Mart ayı için açıklanan verilerinde artışlar ülke genelinde bir önceki ayın 2 puandan fazla üstünde çıktı. Mart sonu verilerinde ortalamada fiyatlar bir önceki yıla göre %32 oranında arttı. Reel olarak arındırdığımızda yani bir anlamda enflasyon sonrasında %13 daha fazla yukarı çıkmış durumda. Ama bazı şehirlerde yapılarının büyüklük yer ve diğer
faktörlere bağlı olarak ortalama artış oranlarının %40 düzeyini zorladığı istatistiklerde görülüyor. En yükselen şehirler Aydın, Didim, Muğla olurken, Güneydoğu’da ise Diyarbakır ve Şanlıurfa oldu.” dedi.
Nisan ayında 29 bin 212 adet konutun ilk defa el değiştirdiğini de sözlerine ekleyen Yazıcı, “Bence bir başka önemli veri de ilk satışlar oldu. İlk satışlar yılın ilk 4 ayında 109 bin gerçekleşirken, geçen sene bu rakam 122 bindi. Bu rakamların düşmesinden ki en büyük etkenlerden biri de eksilen üretim. Konut fiyatlarındaki artış ve faizlerin yüksekliği yatırım amaçlı konut talebini azalttı. Kiralık ev sorunu mevcut.
Satış fiyatlarındaki yükselme kira bedellerindeki artışa yol açtı. Kira bedellerinin ve satış bedellerin makul seviyelere inebilmesi için makul miktarda konutun imal edilmesi gerekiyor. Ya da yatırım amaçlı konut alanlara özendirici vergi muafiyetleri gelmeli, yoksa konut sorunu yaşama alanı sorununa dönüşecek.
Oysa inşaat maliyetleri çok yüksek. İmalat süresinin 24-36 ay arasında olduğu düşünülürse bugün alınacak önlemlerin sonuçlarının ancak 2 yıl sonra piyasaya etki edebileceğini söyleyebiliyoruz. Bu açıdan bakıldığında yarın alınacak her önlem bugünden geç olacak gibi duruyor. Aslında talep hızı azalsa da talep devam ediyor ve arz da bu talepten az olunca piyasa yukarı çıkıyor. Konut sektöründe tehlike çanları çalıyor.” şeklinde konuştu.