İzmir’in Ödemiş ilçesindeki Gölcük Yaylası, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını döneminde cazibe merkezlerinden biri oldu. “Deniz, kum ve güneş” turizmi denilince akla gelen ilk yerlerden olan İzmir’de, Gölcük bölgesi de “yayla turizmiyle” ön plana çıkıyor.
Ödemiş ve Salihli arasındaki Bozdağ’ın zirvesinde yaklaşık 75 hektar büyüklüğündeki Gölcük Gölü’nden adını alan yayla, İzmir ve çevresinde yaz aylarında sıcaktan bunalanlara serinlemek için iyi bir seçenek sunuyor.
Piknik ve kamp yapmak için de uygun olan Gölcük, Aydınoğulları Beyliği ve Osmanlı döneminde önemli bir yerleşim yeri olan Birgi’ye 20, Salihli yönünde de Lidya Krallığı’nın merkezi Sard’a 30 kilometre uzaklıkta yer alıyor. Dünyanın ve Türkiye’nin önemli turizm destinasyonları arasında yer alan Trabzon’daki Uzungöl’ü andıran görüntüsüyle dikkati çeken bölgede, çevresi çam ormanlarıyla kaplı yaylanın tam ortasında yer alan göl, fotoğrafçılardan da ilgi görüyor.
Yaklaşık 1100 rakımda tektonik hareketlerle oluşan Gölcük Gölü’nün çevresindeki yemyeşil bitki örtüsü ziyaretçilere sakin ve huzurlu bir ortam sunuyor. Kolay ulaşımı, yöresel yemekleriyle keşfedilmeyi bekleyen Gölcük’te, kıyı restoranları, çay bahçeleri, piknik alanları, orman için yürüyüş yolları, yöresel ürünlerin ve el işlerinin satıldığı çeşitli dükkan ve tezgahlar bulunuyor.
Kışın kar yağdığında bir başka güzelliğe bürünen Gölcük’te kış turizmi de hayli önemli. Bembeyaz kar örtüsünün altında, donan göl etrafında gezmenin yanı sıra hemen yakınındaki Bozdağlar kayak severleri ağırlıyor.
Tarihi öneme sahip Gölcük Yaylası, aynı zamanda Karamanoğulları’nın at besledikleri bölge olarak biliniyor. Gölcük, bu yıl Kovid-19 salgını nedeniyle daha çok kişiye ve daha uzun süreli ev sahipliği yaptı.
Geçmiş yıllarda yazın bitmesiyle evlerine dönen vatandaşlar, bu yıl halen yaylada kalmaya devam ediyor.
KORONADAN KAÇIP GÖLCÜK YAYLASI’NA GELDİLER
Ödemiş’te lokantası bulunan, yörenin sakinlerinden Hurşit Ciritoğlu, AA muhabirine, bu yıl yaylaya gelenlerin daha uzun süre kaldığını gözlemlediğini söyledi.
Özellikle hafta sonunda yoğunluğun oluştuğunu aktaran Ciritoğlu, şöyle konuştu “Güzel bir göl ve temiz bir hava var. Çam ormanlarının arasında göl, o yüzden ilgi görüyor. Yakın çevre biliyor ama çok tanınmıyor. Yazın yeşil ile maviyi buluşturan güzelliği, kışın ise kar güzelliği var. Kışın ayrı bir güzelliği olur, göl buz tutar, üstünde insanlar gezer. Bu da ayrı bir keyif. Herkesin gelip görmesini tavsiye ederiz. Hava sıcaklığı ovaya göre 10 derece fark eder. O yüzden yazın ilgi görüyor. Akşam güneş battığında üşümeye başlıyoruz. Normalde aşağılarda insanlar sıcaktan şikayet ederken biz ısınmaya çalışıyoruz. Bu yıl pandemi nedeniyle insanlar burada daha uzun kaldı. Bizler de koronadan kaçıp buraya geldik. Sosyal mesafe sıkıntısı olmuyor, havası da çok temiz. Burada hayat çok güzel, bu anlamda kendimizi şanslı sayıyoruz.”
Hurşit Ciritoğlu, yatırım ve tanıtım faaliyetleri yapıldığında Gölcük’ün ülke turizmine önemli katkı sunacağına inandığını ifade etti. Hafta sonu dolayısıyla ailesiyle İzmir’den gelen Sıdıka Kök de ilk defa buraya geldiğini ve çok beğendiğini dile getirdi.
Salgın döneminde böylesine temiz ve sakin yerlerin öneminin anlaşıldığını anlatan Kök, “Ormanın içinde tertemiz bir havası var. Gayet keyif aldık, güzel bir gün geçirdik. Şehir merkezinde Kovid-19 nedeniyle açıkçası tedirginiz, evden çıkmamaya çalışıyoruz. Burada ise sanki hiç hastalık yokmuş gibi bir his oluşuyor. Gerçekten görülmesi gereken bir yer.” ifadelerini kullandı.
Gölcük Mahallesi Muhtarı Ferit Aynalı da doğa harikası bölgenin salgından izole olmak isteyenlerin ilgisini çektiğini ve bu nedenle daha çok kişi tarafından ziyaret edildiğini belirtti.