İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) “150 Günde 150 Proje” kapsamında Maltepe, Bayrampaşa ve Eyüpsultan’da hizmete aldığı kız yurtlarının resmi açılışlarını yaptı. Maltepe Yalı Mahallesi’ndeki yurdun bahçesinde yapılan açılış törenine İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç katıldı.
“Cumhuriyet’in en büyük kazanımlarından birisinin eğitime olan inanç ve eğitimin bir hak olarak kabul edilmesidir.” diyerek konuşmasına başlayan İmamoğlu, şunları söyledi:
“Eğitim, yalnızca imkanı olanların ya da belli bir grubun, belli bir cinsiyetin değil, bu güzel toprakların her köşesinde, en ücra köyündeki vatandaşımızın hakkıdır elde edilmiş kazanımdır. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, Kurtuluş Savaşı sürerken, 1921 yılında ‘Eğitim Kurultayı’ düzenlemiştir. Cumhuriyet, bize eğitimin bireyleri ve toplumu nasıl geliştirip dönüştürdüğünü ve en önemlisi de sosyal adaleti nasıl sağladığını, etkili olduğunu gösteren bir rejim, bir sistem. Cumhuriyet’in değerlerine sahip çıkmak, eğitimin gereklerini yerine getirmek veya süreçlerini ayağa kaldırmak, aynı zamanda herkes için eşit eğitim hakkını da korumak ve geliştirmekle mümkün. Biz bu anlayışla hareket ediyoruz.
“Bizden öncekiler kendileri için enteresan bir düzen kurmuşlardı”
Bizden önce ne yazık ki yapılmamış birçok şeyi yapmaya başlamak ya da bu açığı kapatmak, elbette sorumluluğumuzun bir parçası. Ama bu şekilde bir İstanbul almak ve bu açığı kapatan öncü işleri yapmak inanın ki bizi mutlu etmiyor. Keşke geçmişten bugüne, bu anlamda daha etkili bir hamle süreci yaşansaydı da bugün daha farklı bir süreci biz de İstanbullulara kazandırıyor olsaydık. Bizden önceki yönetime göre, İstanbul’un yurt sorunu yoktu. Kendileri için, açıkçası enteresan bir düzen kurmuşlardı. İBB’nin bütçesiyle, yani 16 milyon insanımızın vergileriyle, parasıyla birlikte yurtlar inşa edip, sonra da bunları bir kısım -kendi düşüncesi mi diyeyim ya da kendi ailelerine mi diyeyim- kendilerine yakın olan vakıflara veya derneklere teslim etmeyi bir yöntem olarak kendilerine uygun görmüşlerdi. Büyükşehir Belediyesi, yurt yapıyor, masraflarını karşılıyor ama yönetiminde hiçbir hakkı olmaksızın, bunu bir kısım vakıflara ve derneklere teslim ediyordu. Ben, defalarca kendime ‘Neden’ diye sorsam da kendimce bir cevabını, kendi aklımca, mantığımca, vicdanımla birlikte bir cevabını bulamadım.
“Hukuk dışıdır, ahlak dışıdır, israf düzenidir”
Bakış açısı şu: İBB, o yapılan ve vakıflara, derneklere emanet edilen bu yurtları işletirse, bundan gençler faydalanırdı, ama o bir kısım vakıflar ve dernekler faydalanamazdı. Temel bakış burada. Dertleri buydu. Süreci bu tür kurumlara mahkûm etmeye dönük yol haritasını yürüten insanların, hangi akla hizmet ettiğini hepimiz biliyoruz. Kesinlikle ve kesinlikle bu hukuk dışıdır, ahlak dışıdır ve açıkçası bir israf düzenidir. Bunun toplumsal gelişimimize ve gençlerimizin daha sağlıklı, daha özgün ve daha özgür iradeyle yetişmesine karşı bir duruş biçimiydi. Ama bu israf düzenini, İstanbullular, buna tümden karşı geldiğini 2019’da gösterdi ve yıktı. Hatta bir kerede anlamayanlar için, iki kere yıktı.
İBB’nin bugün açtığı ve işlettiği tüm yurtlar, tertemizdir. Her yönüyle tertemizdir. Fiziki koşullarıyla tertemizdir. Finansmanı, işletme modeli ve amaçlarıyla da tertemizdir. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Ne kirli bir kaynakla ilişkisi vardır ne de bir siyasi hesabın bu yurtlarda asla ve asla yeri yoktur. İnançları istismar etmek, gençlerin zor durumundan siyasi rant elde etmek için bu yurtların hiçbir tanesi açılmadı, açılmayacak. İBB’nin öğrenci yurtları herkes eğitim koşullarına eşit bir biçimde erişebilsin diye açılıyor ve açılmaya devam edecek.
“Tümüyle adil bir sistemle süreç yürütülmüştür”
Şu anda 2 bin 800 olan yatak sayısını 5 bine çıkarma hedefindeyiz. Öğrencilerimizin bize başvurup, buraya kaydolma biçimi içerisinde hiçbir ayrımcılık yoktur. Tümden adil bir sistemle, kendi başvuruları ve kendi koşullarının uygunluğuyla yönetilen bir süreç yürütülmüştür. Yani burada parti bağlantısıymış, inancıymış, yaşam biçimiymiş, siyasi görüşüymüş… Bunların bizim için hiçbir kıymeti yoktur. Bizim için kıymetli olan, her bireyin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olması ve buraya uygun koşullara sahip olmasıdır. O bakımdan bizim için, öğrencilerin partisi önemli değildir. Amacımız; gençlerimizin sadece burada yurtlarda kalması, okullara gitmesi değil. Onların hayata dahil olmaları noktasında da çalışmalarımız var. Onlara hem yarı zamanlı iş bulma konusunda hem staj imkanlarının yaratılmasında özenli katkılar sunuyoruz.
39 ilçenin ihtiyacına dönük, 39 ilçeye de yatırım yapan, destek olan, hiçbir ilçeyi birbirinden ayırmayan bakış açısı. İstanbullu için çalışmaya ve üretmeye, var gücümüzle devam edeceğiz. Çalışkanlığımızın ulaşacağı yeri, hiç kimse şu anda ölçemez. Ulaşacağı yere dair, hiç kimse tahmin üretmesin. Çünkü, çalışkanlığımızın ve üretme azmimizin, vatandaşlarımızla bütünleşme ve onların ihtiyaçlarına koşmayla ilgili özenli prensiplerimizin sınırı yoktur. Yeter ki İstanbullular mutlu olsun. Yeter ki İstanbulluların ve vatandaşlarımızın ve hatta milletimizin yüzü gülsün. Başka hiçbir karşılığını da beklemiyoruz.” (ANKA)