KPMG’nin Küresel Endüstriyel Üretim Sektörü Öngörüleri araştırması yayımlandı. Buna göre, üretim sektöründeki her 10 CEO’dan 8’i çalışan sayısını artırmayı planlıyor.
KPMG International, CEO’ların önceliklerini tespit etmek üzere, büyük ölçekli üretim şirketlerinden 146 CEO’nun katılımı ile bir anket düzenledi.
KPMG International tarafından büyük ölçekli üretim şirketlerinin CEO’larının katılımı ile yapılan ankete göre CEO’ların yüzde 68’i küresel bir kapanma halinde kendi tedarik zincirlerinin değişim ve/veya zorluklar karşısında ayakta kalmasını sağlamanın öncelikleri olduğunu söyledi.
CEO’lara, büyüme hedeflerini gerçekleştirmek için önemli operasyonel önceliklerinin ne olduğu sorulduğunda ise ilk sırada yüzde 24 ile “Faaliyet gösterdiğimiz tüm alanlarda dijitalleşmeyi ve iletişimi geliştirmek/artırmak” yanıtı yer aldı. CEO’ların yüzde 84’ü ise önümüzdeki 3 yıl içerisinde çalışan sayısını artırmayı planladıklarını belirtti.
Araştırmaya göre, küresel salgının, iklim değişikliğinin ve jeopolitik gelişmelerin sektörü akıllı dijitalleşme ve ESG (çevresel, sosyal ve yönetişim) hedeflerine ağırlık verme şeklinde iki yönlü bir dönüşüme eskisinden daha fazla odaklanmaya zorladığını gösterdi. Sektör genelinde, müşterilerin ve yatırımcıların giderek artan değişim talepleri karşısında, değer zincirinin tamamında dönüşüm sağlayacak teknolojilere sahip olma gereksinimi hiç olmadığı kadar acil ve önemli hale geldi.
Yüzde 55’i teknolojik yatırım planlıyor
Üretim sektöründe istihdam konusuna da ışık tutan araştırmaya göre sektördeki CEO’ların yüzde 84’ü, önümüzdeki 3 yıl içerisinde çalışan sayısını artırmayı planladıklarını belirtti. Katılımcıların yüzde 45’i büyüme hedeflerini tutturabilmek için iş gücünün becerilerini geliştirmeye yatırım yaptıklarını, ayrıca daha büyük bir kısmı (yüzde 55’i) da yeni teknolojilere yatırım yaptıklarını kaydetti.
CEO’lara “Karma çalışma düzeninin giderek daha yaygın hale geldiği bir ortamda çalışanların şirkete bağlı, motive ve verimli kalmalarını sağlamak için en önemli başarı faktörleri nelerdir?” sorusu sorulduğunda yüzde 38 ile ilk sırada “Çalışanların becerilerinin geleceğe odaklı kalmasını sağlamak için dijital eğitim, gelişim ve yeni beceriler öğrenme konularına yatırım yapmak” yanıtı yer aldı.
“Önem arz eden büyük sorunlar (örneğin; iklim değişikliği, ırkçılık veya artan eşitsizlik) konusunda söz hakkı” yanıtı yüzde 37 ile ikinci, “Çalışanların akıl ve ruh sağlığına ve mutluluğuna önem vermek” yanıtı ise yüzde 35 ile üçüncü oldu.
En önemli operasyonel öncelik dijitalleşme
CEO’ların yüzde 35’i tedarik zinciri üzerindeki baskıyı azaltmanın birinci yolunun, ağır bir darbeye yol açmadan önce değişimleri öngörmek için şirketlerinin denetleme/izleme mekanizmasını tedarik zincirlerini daha derinlemesine kapsayacak şekilde genişletmek olduğunu belirtti. Bunun için ise sadece doğrudan temasta oldukları tedarikçilerle değil, dördüncü kademe veya mümkünse daha da ötesi ile olan çok sayıdaki işlemi takip edebilecek teknoloji gerekiyor. Bunun için üretim sektöründeki şirketlerin gündeminde olan çözümlerden biri, yapay zekâ (AI).
Araştırmaya göre üretim şirketleri, AI odaklı tedarik zinciri çözümlerini kullanmaya başladı. Bu çözümler, şirketlerin gerçek zamanlı olarak analiz ettikleri arz ve talep verilerine istinaden üretim yapabilmelerini sağlıyor. Teknoloji, şirketlerin tedarik zincirinde herhangi bir kırılgan durum ortaya çıkması halinde yöneticilerin bu durumla ilgili risk yönetimi uygulamasını sağlamaya odaklanmasına yardımcı oluyor.
AI, şirketlerin baştan sona şeffaflık elde etmesine yardımcı olan ERP sistemlerinin başında geliyor. CEO’lara 3 yıl içerisindeki büyüme hedeflerini gerçekleştirmek için önemli operasyonel önceliklerinin ne olacağı sorulduğunda ilk sırada yüzde 24 ile “Faaliyet gösterdiğimiz tüm alanlarda dijitalleşmeyi ve iletişimi geliştirmek/artırmak” yanıtı yer aldı.
Yeni bir amaca sahip olma önem kazandı
COVID-19 sadece tedarik zincirlerinde bozulmaya ve aksaklığa yol açmakla kalmadı aynı zamanda CEO’ları ticaret yapma nedenleri gibi derin mevzular konusunda sorgulamalara da itti. CEO’ların yüzde 77’si, küresel salgın başladığından bu yana şirketlerinin amacına duygusal anlamda daha güçlü bir şekilde bağlılık hissettikleri belirtti.
Buna ek olarak; katılımcıların yüzde 67’si, kurumlarının ana hedefinin paydaşlar için uzun vadeli değer yaratmak olduğunu ifade etti. Bu sayı, hissedarlara ekonomik getiri üzerinde duranların sayısının neredeyse beş kat üzerinde oldu.