EVA Gayrimenkul Değerleme Genel Müdürü Cansel Turgut Yazıcı, 2024 senesinin gayrimenkul sektörü açısından sakin olduğu bir sene olduğunu belirterek, 2025 yılının fiyatların çok aşırı gitmediği, piyasanın arz ve talebinin biraz daha birbirine yaklaşabileceği bir yıl olacağını öngördüklerini açıkladı.
EVA Gayrimenkul Değerleme Genel Müdürü Cansel Turgut Yazıcı, 2024 senesinde gayrimenkul sektöründe alım ve satımların bir önceki yıldan çok da farklı gerçekleşmediğini vurgulayarak, “Krediler son derece zorlayıcıydı. Faizlerin yüksek olması alıcı ve satıcıyı birbirinden uzaklaştırdı ve alım satım nakit gerçekleşti. Ülkemizde ne olursa olsun aylık ortalama 115 bin konut satılıyor. Ayda bazen 120 bine kadar çıkabiliyor bu rakam. Satışların yüzde 45’i ilk altı ayda yapılıyor, ikinci altı aylarda ise daha yoğun dönemler yaşıyoruz. 2024 yılında konutların fiyat artışlarına baktığımızda enflasyonun gerisinde kaldığını gördük. Merkez bankası verilerine göre Fiyatlar yine yüzde 29 arttı ama sonuçta ortalama enflasyonun gerisinde kaldı. Kiralara baktığımızda ise kira artışlarının yüzde yüze yakın olduğunu görüyoruz. Çünkü enflasyonist ortamlarda kiraların beklenenden fazla artırılması yıl içinde değer kaybı olacak diye bir düşünce olmasından kaynaklanıyor. Ama son bir aydır da kiraların artışının durulduğunu görüyoruz.” dedi.
Gayrimenkul sektörü için 2025 yılını değerlendiren Yazıcı, “Sektör açısından 2025 yılı daha zor bir sene olmayacak çünkü en zoru geçirdik diye düşünüyorum. Mülkünü kiraya vermek isteyenlere önerim kirayı ödeyebilir kiracı bulmak önemli, rakamlarını değerlendirirken öyle bakmak gerekli. Kira ödemelerinde problemler çok yoğun ve birikti, 2025 yılı bu sorunların mahkemelerde ki yığınların çözümlenmesi gereken bir yıl olacak. Konut kredi hacmi büyüklüğü 2024’de takribi yüzde 12 kadar arttı, bu sene faizler gerilerse biraz daha artmasını öngörüyoruz. Öte yandan takipteki konut kredilerinde çok az da olsa bir miktar artış yaşanıyor. Türkiye dünya ortalamasının çok altında gidiyor, rakamlar çok düşük ama yukarı çıktığının sinyalini görebiliyoruz. Dolayısıyla 2025 senesi aslında fiyatların çok aşırı gitmediği, piyasanın arz ve talebinin biraz daha birbirine yaklaşabileceği bir yıl olacak. Öte yandan biz sürekli konut yapmaktan bahsediyoruz. Türkiye’de hane halkı sayısı 3,1 kişi; toplamda yirmi üç milyona yakın da konut var ama bu konutların yeri istediğiniz yerlerde değil. Çünkü şehirlere göç ettik. Son on yıldır politikalar bizi köylerden şehirlere göç ettirdi. Köyler, kasabalar tekrar canlanmalı. Yani bütün ekonomiyi 3-5 şehre yayarak değil, başka küçük şehirlere de giderek hayatın dağıtılması gerektiğini, oradaki yapı stoklarının kullanılması gerektiğini düşünüyorum. Yoksa büyük şehirleri büyüte, büyüte çok da efektif bir hale getiremeyeceğiz. Dolayısıyla yapı stokunu büyükşehirlerde büyütmek yerine, ilçelerde, kasabalarda, köylerde değişik hayat şartları, okul ve sağlık hizmetleri şartlarını geliştirmeli, nüfusu ülke geneline daha homojen yaymalıyız. İnsanların uzaktan çalışma modeli ile uzaktan çalışabilirler, kalanların da emeklilerin köylerine dönmesi gibi modeller geliştirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Yoksa büyükşehirlerde sonsuza kadar konut yapamayız, bu gerçekçi değil.” diyerek sözlerini bitirdi.