Alain Delon, zamanının en ünlü aktörlerinden biriydi. O dönemlerde sadece oyunculuğuyla değil; aynı zamanda yüz hatları ve yakışıklılığıyla da çok sayıda hayranı olan bir sanatçıydı. Hatta Sıla’nın Alain Delon adlı şarkısının ardından ülkemizde de Delon’un ismi bir dönem tüm radyo ve televizyon programlarında sıkça duyuluyordu.
Günümüzde ise 86 yaşındaki Alain Delon, pek çok sağlık problemiyle boğuşuyor. Sağlık durumuyla ilgili şikayetleri her geçen gün artan Delon, sevenlerini üzecek bir karar verdi.
Alain Delon, ötanaziye başvuracağını açıkladı
Fransız aktör, 2019 yılında bir felç geçirmiş ve ardından halihazırda zaten pek iyi olmayan sağlık durumu daha da kötüleşmişti. Kendisini bu durumda görmeye dayanamayan ve eskisi gibi olamayacağını kabullenen Delon, başka herhangi bir hastalığa yakalanmadan önce ötanaziye başvurmaya karar verdi. Hayranlarını ve yakın çevresini bu kararıyla büyük bir üzüntüye uğratan Delon, ısrarlara rağmen kararından dönecek gibi görünmüyor.
Delon RTL’ye verdiği röportajda oğlu Anthony Delon’un bu kararına destek vermesini ve tüm süreç boyunca yanında olmasını istediğini ancak oğlunun bunu reddettiğini söylüyor. Yakın çevresi bu kararına her ne kadar karşı çıksa da, ötanazi Delon’un yaşadığı İsviçre’de yasal ve ünlü aktör de bu uygulamada kararlı. Delon, başka bir hastalığa yakalanmadan ve durumu daha da ağırlaşmadan kendi hayatına son vermek istiyor. Geçmişte oyunculuğu ve yakışıklılığıyla adından sıkça söz ettiren Delon’un bu kararı her ne kadar bizleri ve tüm sevenlerini üzmüş olsa da; eminiz ki kendisi için de oldukça zor bir karardı. Son yıllarda yaşadığı tüm hastalık süreçlerinin de kendisini çok fazla yıprattığı ve bu kararı almasında büyük bir etkisi olduğu kesin.
Peki ötanazi nedir?
Ötanaziyi kısaca özetlememiz gerekirse; bir kişinin kendi isteği doğrultusunda doktorlar tarafından hayatına son verilmesi diyebiliriz. Ötanazi, akftif ve pasif ötanazi olarak iki şekilde uygulanabiliyor. Genel olarak birçok ülkede yasa dışı olan aktif ötanazi; kişinin tedavisi olmayan bir hastalığı veya çok ağır psikolojik sorunlar yaşıyorsa uygulanabiliyor. ‘Doktor kontrolünde intihar’ olarak geçen bu ötenazi uygulamasıyla, hastaya verilen ilaçlarla acısız bir şekilde hayatına son verilmesi sağlanıyor.
Pek çok ülkede yasal olan ve filmlerde de sıkça karşımıza çıkan bir diğer yöntem ise: Pasif ötanazi. Beyin ölümü gerçekleşen ve hiçbir tedaviye yanıt vermeyen kişiler için kullanılan bu yöntem kişilerin yaşam destek ünitesiyle bağının kesilmesiyle uygulanıyor. Tabii ki bir kişinin “Ben ötenazi yaptıracağım” demesiyle hemen bu yöntemler o kişi üzerinde uygulanmıyor. Bunun için önce uzun bir süreçten geçmesi ve bu uygulamaya uygun olup olmadığının anlaşılması gerekiyor.
Ötanazi süreci nasıl işliyor?
Geçtiğimiz aylarda sizinle ötanazi ile hayatına son veren Peter’dan bahsetmiştik. Tıpkı Alain Delon gibi yaşadığı hastalıklardan sıkılan ve hayatının git gide daha kötü bir hal alacağını düşünen Peter, hepimizi derinden üzmüştü. Bu yönteme başvuran kişilerin öncelikli olarak Peter gibi ciddi derecede yaşamlarını etkileyen ve tedavisi olmayan bir hastalığa sahip olmaları gerekiyor. Yine de bu uygulama, pek çok hastalığı olsa bile başvuran herkese uygulanmıyor. Başvuran kişiler öncelikle bir süre psikolojik tedavi görüyorlar ve fikirlerinin değişip değişmediği gözlemleniyor.
Hastaların bu psikolojik tedavi süresinde kararları değişmese bile psikolojik olarak bu sürece hazırlanmaları sağlanıyor. Bu uygulamada hala kararlı olan ve fikirleri değişmeyen hastalar için kısa ve acısız ötanazi süreci başlıyor. Hastalar önce ilaçlar yardımıyla uyutuluyor. Ardından enjeksiyon işlemiyle derin bir uykuda olan hastanın nefesi kesilerek hiçbir şey hissetmeden hayatına son veriliyor.
Peki ötanazi ülkemizde yasal mı? Hangi ülkeler bu yöntemi kullanıyor?
Az önce de bahsettiğimiz kişinin kendi isteğiyle hayatına son verdiği aktif ötanazi ülkemizde yasal değil. Bu yöntemi ülkemizde uygulayan sağlık çalışanları ve kişiler, adam öldürme cezasıyla yargılanıyor ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılıyor. Aktif ötanazi bazı ülkelerde ise yasal olarak uygulanmaya devam ediliyor. Bu ülkeler arasında; Hollanda, ABD, Belçika, İsviçre, Avustralya, Yeni Zelanda, Fransa, İspanya ve Kolombiya yer alıyor.