Muğla’nın Fethiye ilçesinde, Arkeolojik Sit ve 1’inci Derece Doğal Sit içerisinde bulunan Ölüdeniz Plajı Lagünü’nde iki tane, Kayaköy Mahallesi Soğuksu Plajı mevkiinde bir tane, Delikliburun/Gemiler Sahili içerisinde bir tane ve Darboğaz Plajı kuzeyindeki Oyukbaşı Tepesi mevkiinde iki tane olmak üzere her biri en az 10 bin metrekarelik alanı kaplayan 6 adet jeotermal sondaj kuyusu açılması için iş insanı Abdulvahap Çelik’e izin ve ruhsat verilmişti.
Çevrecilerin sert tepki gösterdiği kararı, CHP Muğla Milletvekili Süleyman Girgin konuyu Meclis gündemine taşıyarak Çevre ve Şehircilik Bakanı tarafından yanıtlanması istemiyle soru önergesi verdi. Yaşanan gelişmelerin ardından bakanlık geri adım atmak zorunda kaldı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, 6 jeotermal sondaj kuyusu açılmasına ilişkin faaliyete olumsuz görüş bildirdiği öğrenildi.
BirGün’ün haberine göre, gerekçe olarak sondaj kuyularının, “mutlak koruma” gerektiren alandaki flora, fauna, ekosistem ile endemik bitkilerin bütünlüğüne zarar verecek olması gösterildi. Bakanlığa bağlı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğünce yapılan inceleme sonucunda, talep edilen alanın, ÖÇKB sınırları içerisinde ve 1. derece doğal sit alanında olduğu belirtildi. Ayrıca bölgenin “orman”, “kamping alanları” ve “hassas zon” tanımlı alanlarda kaldığı ifade edildi.
Fethiye-Göcek ÖÇKB Karasal Biyolojik Çeşitliliğin Tespiti Projesi sonuçlarına göre, talep alanlarında, endemik bitki birliklerinin yayılım gösterdiği habitatların bulunduğu da belirlendi. Bu kapsamda yapılması planlanan faaliyetin, mutlak koruma gerektiren “hassas zon” tanımlı alanda kalması, mevcut flora, fauna, ekosistem ile endemik bitkilerin bütünlüğüne zarar verecek olması nedeniyle Bakanlıkça uygun bulunmadığı bildirildi.
“VAHŞİ BÜYÜME POLİTİKALARI İLE MÜCADELE ETMELİYİZ”
CHP Muğla Milletvekili Süleyman Girgin, “Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Mehmet Emin Birpınar ile görüştüm. Birpınar bana, ‘Arama ruhsatını Muğla Valiliği verdi. ÇED süreci başladı. Valilik bize görüş sordu. Bakanlık olarak olumsuz sonuç verdik’ dedi. Biz süreci takip edeceğiz” ifadelerini kullandı.
“Türkiye’nin çevre sorunları ile ilgili en temel açmazı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı faaliyetlerinin ekonomik büyüme hedeflerinin etkisi ve gölgesinde kalmasıdır” diyen Girgin, “Türkiye’nin giderek artan çevresel baskılarla başa çıkabilmesi için sürdürülebilir kalkınma ve yeşil büyümeye geçiş sürecini hızlandırması gerekmektedir. 1993 ile 2016 yılları arasında gerçekleştirilen 55.000’i aşkın ÇED’in sadece yüzde 1.5’i, ÇED gerektirecek bir kararla sonuçlanmıştır. Yine aynı dönemde hazırlanan 4500 ÇED’in sadece yüzde 1’i olumsuz bir kararla sonuçlanmıştır. Çevreyi ve insan sağlığını önemsemeyen vahşi büyüme politikaları ile mücadele etmeliyiz… Unutmayın bu virüs de bu politikalar sonucu ortaya çıktı. Çin’de doğanın ortasına kurulan yabani hayvan pazarında doğdu virüs. O bölgeler ormansızlaştırılıp kontrolsüz üretime açılmasaydı bu salgını yaşamazdık” diye konuştu.