Isparta’nın Eğirdir, Gelendost, Senirkent ve Yalvaç ilçeleri sınırları içinde bulunan Eğirdir Gölü ile Isparta merkezdeki Gölcük Krater Gölü, 6 Ocak Çarşamba günkü Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’yle, doğal sit alanı statüsü değiştirilerek ‘Kesin Korunacak Hassas Alan’ olarak tescil ve ilan edildi.
SU SEVİYESİ 6 METREYE DÜŞTÜ
Son yıllarda Türkiye’nin birçok göl ve diğer su kaynaklarında olduğu gibi Eğirdir Gölü’nde de ciddi su kaybı ve kirliliğe bağlı sorunlar yaşanıyor. Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTKD) bilim danışmanı Dr. Erol Kesici tarafından yapılan ölçümlere göre, bir dönem 520 kilometrekare olan göl yüzeyi, başta küresel ısınma ve vahşi tarımsal sulama gibi sebeplerle 410 kilometrekareye kadar düştü.
İKİYE BÖLÜNEBİLİR
Ölçümlere göre göldeki ortalama su seviyesi ise 16 metreden 6 metreye kadar indi. Gölün en dar kısmı olan Kemer boğazı mevkiindeki 2 kilometrelik genişlik ise kuruma nedeniyle 1.2 kilometreye kadar düştü ve bu noktadan gölün Hoyran olarak adlandırılan kuzey kesimi ve güneyde Eğirdir bölgeleri olmak üzere ikiye ayrılması tehlikesi baş gösterdi.
YAPI YASAĞI
Dr. Kesici, Kesin Korunacak Hassas Alan ilan edilme ilkelerinin temel esası uygulanırsa anlam kazanacağını belirterek, “Buna göre, gerek Eğirdir gerekse Gölcük Gölü’nde yapı yasağı getirilmekte ve bilimsel çalışmalar hariç tüm kullanımlar sınırlandırılmaktadır. Bu sınırlamalar doğrultusunda bu alanlarda yapılacak düşük yoğunluklu faaliyetler turizm ve yerleşime izin verilecek alanların, göllerin bitki ve hayvan çeşitliğinin korunması, gölleri topografya ve siluet tahrip edici eylemlerde bulunulamayacak” dedi.
Ancak bu alanlarda koşulları, kapsamı, süresi Tabiat Varlıkları Korama Bölge Komisyonları tarafından belirlenen faaliyetlere izin verilebileceğini belirten Dr. Kesici, “Komisyon, bu hassas alanlarda entegre tesisler ve maden işletmeleri açılmasına, gölleri temizleyen kıyı kenar çizgilerinin hiçbir koşulla işgal edilmemesine ve KKHA ilkeleri ve Eğirdir Gölü Özel Hükümler ilkelerinde de esnekliklere kesinlikle izin vermemelidir” dedi.
NELERE İZİN VERİLEBİLİR?
Dr. Kesici, izin verilebilecek faaliyetleri ise şöyle sıraladı: “Bilimsel amaçlı araştırma, eğitim ve izleme faaliyetleri. Alanda taşınır ve taşınmaz kültür ve tabiat varlığı bulunması veya rastlanması halinde bakanlığın izniyle bilimsel kazı, ortaya çıkarma ve koruma çalışmaları. Bu alanların korunmasına ve ıslah edilmesine yönelik bilimsel rapor sonucu teklif edilen projeler. Güvenlik, uyarı ve bilgilendirme amaçlı levha ve işaretleri. Orman yangın yolu açılmasına, ormanların bakım ve onarımı, orman zararlıları ile mücadele edilmesi amacıyla çalışmalar. Alandaki anıt ağaç, grup tescilli ağaçlar ile tescili bulunmayan ağaçların ilgili kuramdan alınacak teknik rapor doğrultusunda bakım ve onarımları. Ekolojik dengenin devamlılığı ve tozlaşmanın sağlanabilmesini destekleyen arıcılık faaliyetleri. Kuş gözlem kulesi. Bu alanlarda bakanlıkça gerekli görüldüğü takdirde bakım çalışmaları ve çevre temizliği. Milyonlarca yıllık geçmişe sahip olan doğal alanlarımızı belirtilen ilkeler doğrultusunda koruma- kullanma esasları göz ardı edilmeyerek insanların ve canlıların yaşayabileceği yaşam ortamları olarak geleceğe taşınması gerekir.”