Müzeler, bir ülkenin tarihi ve kültürel miraslarını ya da sanat eserlerini sevenlerine teşhir eden yapılar olarak yerli yabancı tüm turistlere geniş bilgi sağlıyor. Dünyada arkeoloji müzesinden modern sanat müzesine, oyuncak müzesinden çeşitli bitki türleri müzelerine kadar pek çok müze türü bulunmaktadır. Fakat bazı müzeler var ki daha önce görmediğiniz, duymadığınız ilginçlikte nesneleri sizlerle buluşturuyor. İçlerinde Türkiye’den de bir müzenin bulunduğu dünyanın en ilginç müzelerini sizler için derledik.
Tuvalet Müzesi- Hindistan
Hindistan, belki de kimsenin aklına gelmeyecek türde bir müze düzenleyerek dünyanın çeşitli ülkelerinden toplanan tuvaletleri Tuvalet Müzesi’nde sergiliyor. Kuveyt, Lüksemburg, Arjantin ve Senegal gibi ülkelerden getirilen tuvaletlerin sergilendiği müzede MÖ 2500 yılından günümüze kadar olan süreçte tuvaletin gelişimi, tuvalet kullanımı ile ilgili yazılar, resimler ve şiirler de bulunmaktadır. Müzede farklı şekil ve desenlerde klozetlerin yanı sıra pisuvar, komodin ve bir tuvalette karşılaşabileceğiniz çeşitli araç gereçleri bulabilirsiniz.
Müzenin koleksiyonu için farklı ülkelerden toplanan tuvalet görselleri o ülkenin bayrağıyla beraber sergilenmektedir.
İşkence Müzesi- Hollanda
Amsterdam’da görülmesi gereken yerlerden biri olan İşkence Müzesi, 500 yıl önce suçlulara eziyet etmek için kullanılan işkence aletlerinin sergilendiği turistik bir yapı. Müzede kimisi öldürmek kimisi de acı vermek için kullanılan büyük çiviler, giyotin, engizisyon sandalyesi ve pek çok kemik kırıcı işkence aleti bulunmaktadır. Ortaçağ mimarisinin de oluşturulduğu loş bir ortamda gerçeğine uygun şekilde canlandırılan cezalandırma sahneleri, görenleri biraz ürpertiyor.
Kötü sanat müzesi- ABD
Dünyanın en kötü sanat eserlerini toplayan Kötü Sanat Müzesi fikri, 1994 yılında antikacı Scott Wilson’ın çöpte bulduğu bir resmi arkadaşlarına göstermesiyle ortaya çıkmıştır. Herkes “iyi sanat” yapmak ve sevmek zorunda değil düşüncesine sahip olanların eserlerini bağışlayabileceği müzenin koleksiyonunda toplamda 600 eser bulunuyor. Dünyada bir ilk olan Kötü Sanat Müzesi’ne çocukların çizdiği resimlere yer verilmiyor.
Kanalizasyon Müzesi- Fransa
Dünyanın en ilginç müzeleri arasında bulunan Kanalizasyon Müzesi, iskeletleri ve sırrı çözülemeyen mezarlıklarıyla ünlü Paris’in yer altını, ziyaretçileriyle buluşturuyor. Müze, 1200’lü yıllarda Kral Philippe Auguste’nin emriyle kurulan, günümüzde bile son derece düzenli ve iyi korunmuş Paris kanalizasyon sisteminden oluşuyor. Gerçek bir kanalizasyon kokusuna tahammül edebilirseniz 450 metre boyunca yürüyerek bu tuhaf müzeyi gezebilirsiniz.
Deney Müzesi- Rusya
Rusya’nın ilk, dünyanın ise en eski müzelerinden biri olan Deney Müzesi, Rusya’nın en güzel manzaralarına sahip Neva Nehri kıyısına kurulmuş ilginç olmaktan ziyade biraz tüyler ürpertici bir özelliğe sahip.
Müzede çeşitli deneyler sonucu elde edilmiş yarı insan yarı hayvan yaratıklar, yapışık insanlar, çift başlı hayvanlar gibi korkutucu anatomi çalışmaları, teşhir edilmektedir. 1714 yılında Çar 1. Pedro tarafından kurulan müzenin ilk yıllarında fiziksel engelleri bulunan engelli insanlar da bulunmaktaydı. 300 yıldır bozulmadan korunan bu çalışmalar, her gün yüzlerce ziyaretçiyi ağırlıyor.
Kırık Kalpler Müzesi (Museum of Broken Relationships)- Hırvatistan
Zagreb’de bulunan Kırık kalpler müzesi, eşinden, sevgilisinden ayrılan kişilerin birliktelikleri süresince biriktirdikleri eşyalardan oluşuyor. Özgür düşünce anlayışıyla faaliyet gösteren Müze, Kenneth Hudson Ödülü’ne de layık görülmüştür. Biten ilişkilerin cansız tanıkları olan eşyalar, yanlarında hikayeleriyle beraber bu müzede hayat bulmaya devam ediyor.
Patates Kızartması Müzesi- Belçika
Dünyanın bilinen tek patates kızartması müzesi olan Friet Müzesi, Belçika halkının patates kızartmasının tarihi araştırarak müşterilerine sunması şeklinde faaliyet gösteriyor. 14. yüzyıldan kalma bir binada bulunan müzede İnka döneminden günümüze kadar olan dönemdeki patatesin serüveni, lezzetli ikramlar eşliğinde sunuluyor.
Saç Müzesi- Türkiye
Saç Müzesi’nin hikayesi, Nevşehirli çömlek ustası Galip Körükçü’nün 37 yıl önce aşık olduğu Fransız bir kadından aldığı bir tutam saçı mağaraya asmasıyla başlayan bir öyküye dayanıyor. Nevşehir’e turistik seyahat için gelen Fransız kadın, çömlek ustası Galip Körükçü’ye aşık olur ve ülkesine döneceği zaman hatıra kalması için bir tutam saçını Galip Usta’ya verir. Galip Usta, saçı mağara duvarına asar ve o günden sonra çömlekçiyi ziyarete gelen her kadın, dilek dileyerek saçlarını mağaraya bırakmaya başlarlar.
Günümüzde 16 bin kadın turistin saçının sergilendiği müze, Nevşehir’in en çok ziyaret edilen noktalarından biri haline dönüştü. Dünyanın en ilginç müzesi araştırmalarında listeye giren Saç Müzesi, 1998 yılında Guinness Rekorlar Kitabı’na da girmiştir.