Türkiye’nin hava kirliliği konusunda en tartışmalı noktası Dilovası’nda, TÜBİTAK öncülüğünde bilim insanları tarafından yürütülen “Akıllı Ulaşım Sistemi Uygulaması ile Dilovası Hava Kirliliğinin Azaltılması Senaryosu” projesi başlatıldı. Proje kapsamında yapılan “Dilovası’ndaki mevcut hava kirliliğinin analiz edilmesi” başlıklı araştırmaya göre, Dilovası’ndaki hava kirliliğinde bölgenin çukurda kalmasının önemli bir payı var.
Yerleşim çoğalıyor
Raporda çukur etkisi nedeniyle esen rüzgârların yeterince etkili olmadığı ve zaman zaman bölge üzerinde yüksek atmosferik basınç oluştuğu tespitine yer verildi.
Raporda şöyle denildi: “Böyle zamanlarda bölge üzerinde gözle görülür derecede puslu hava katmaları oluşmaktadır. Bu görüntüler medyada da yer almaktadır. Bölge üzerinde çöken hava özellikle Dilovası Organize Sanayi Bölgesi ve yerleşim alanlarından kaynaklanan hava kirliliğinin dağılamamasına ve bölgede yaşayan insanların hava kirleticilerine maruz kalma sürelerinin artmasına sebep olabilmektedir.”
Bölgedeki toplam dört hava kalitesi izleme istasyonundan alınan verilerle birlikte şu tespitlere yer verildi:
“Enerji temini amacıyla fosil yakıtların yakılması, proses atığı veya yan ürünü olarak çıkan gazların bacalardan salınması ve açık depolama alanlarından çevre havasına partiküllerin yayılması, Dilovası’ndaki sanayi bölgelerinden kaynaklanan hava kirliliğinin sebeplerindendir. İş imkanları dolayısıyla endüstriyel tesislerin çevresindeki yerleşim bölgeleri çoğalmakta, bu durum hava kirliliğinin çevre ve sağlık üzerindeki olumsuz etkisini de artırmaktadır.”
Dilovası’nda ozon dışında tüm kirletici maddelerin kış aylarında daha fazla olduğu, yaz aylarında ise azaldığı belirtilen çalışmada, kış aylarında ısınma kaynaklı emisyonların artmasının bu duruma neden olduğu, araç sayılarının her yıl artması ise hava kirliliği üzerindeki trafik etkisinin de giderek arttığına dikkat çekilirken, kirliliğin hafta sonları azaldığı, en düşük seviyenin Pazar günü olduğuna dikkat çekildi.
Yüksek seviyede
Yapılan araştırmada, Dilovası, Gebze bölgesinin hava kirliliği kaynakları, arazinin yapısı ve meteorolojik şartlar bakımından Türkiye’nin hava kirliliği potansiyelinin en yüksek seviyelerde bulunduğu yerlerin başında geldiği belirtildi. Araştırmada, bölgedeki endüstriyel tesisler, D-100 ve E-80 karayollarındaki yoğun trafik ile bölgenin topoğrafyası ve meteorolojik şartların etkisi sonucunda yüksek hava kirliliği seviyelerinin oluştuğuna dikkat çekildi.
‘Kirliliği azaltacak yeni güzergâh belirlenmeli’
Dilovası için yürütülen çalışmalarda yer alan İTÜ Uçak ve Uzay Bilimleri Meteoroloji Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Hüseyin Toros ise şu bilgileri paylaştı:
“Dilovası coğrafi ve meteorolojik şartlar itibarıyla oldukça sıkıntılı bir alanda bulunuyor. Son yıllarda geçmişe göre kirlilik sorununda iyileşmeler var. Ölçümler dünya standart değerlerinin üzerinde ancak bazı kişilerin ortaya attığı gibi felaket boyutunda değil. Dilovası çukurda kaldığından, kent merkezinin dışından dolanacak farklı bir yol güzergâhının yapılması üzerinde bilimsel araştırmalarımız devam ediyor. Dilovası’ndaki hava kirliliğini büyük ölçüde azaltacak yeni yol güzergâhı belirlenmeli. İTÜ Ulaştırma Bölümü hocaları da konu üzerinde çalışıyor. Dilovası’na yönelik bilimsel raporlar 2021’de tamamlanmış olacak. Bölgede kış aylarınca hava kirliliği ve beraberinde insan sağlığı açısından risk var. Kirliliği nasıl aşağı çekeriz diye kafa yormaya devam ediyoruz.”