Pandemi sürecinde yaklaşık 3 ay eve hapsolan kızımızı alıp tatile çıktık. Bir de köpeğimiz olduğu için denize sıfır sayılabilecek bir bungalovda kaldık. Marmaris Orhaniye’de, doğanın içinde, sessiz, sakin, dingin bir 7 gün geçirdik.
Bu arada -merkez üssü dinlendiğimiz bölge olan- iki de ciddi büyüklükte deprem atlattık. Ama bu salgın sürecinde hepimiz o kadar çok yıpranmışız ki, yaşadığımız sarsıntılar korkutsa da keyfimizi kaçırmadı. İzmir’e döndüğümüz gün posta kutumuzda bulduğumuz bir kargo bildirisi ise -deyim yerindeyse- bizim için üçüncü bir deprem gibi oldu.
Evde olmadığımız için Adalet Mahallesi Muhtarlığı’na bırakılan kargo Bayraklı Belediyesi Mali Hizmetler Müdürlüğü Gelir Birimi’nden gönderilmişti. Üzerinde, ‘Vergi/Ceza İhbarnamesi’ yazıyordu. Özetle, emlak vergisi borcumuz olduğundan bahisle Tahakkuk Servisi’ne başvurmamız isteniyordu.
Bu arada öğrendik ki, bu tebligat sadece bize değil, apartmanın tamamına gelmişti. Oysa, bizim kayıtlarımıza göre belediyeye tek kuruş dahi borcumuz yoktu. İşin aslı, muhtardan aldığımız belgeyle belediyenin yolunu tuttuğumuzda ortaya çıktı.
Neye istinaden yapıldığını net olarak öğrenemediğimiz bir sebeple, belediye ekipleri, oturduğumuz apartmanda yıllar sonra yeniden yaptıkları ölçümlerde ‘ortak kullanım alanının bilinenden daha fazla olduğu’nu tespit etmiş.
Daha önce sanırız ‘normal’ diye nitelenen yapının ‘lüks’ olduğuna karar verilmiş. İlgili birim de buna göre bir kez daha değerleme yapmış. Dolayısıyla bizim bugüne kadar eksik emlak vergisi yatırdığımız tespit edilmiş. Geriye dönük olarak ödenen rakamlara fark yansıtılmış. Bir de vergi ziyaı cezası uygulanmış.
Doğal olarak itiraz ettik. Ama, “Git, derdini Marko Paşa’ya anlat”tan öte çözüm üretemedik. Zamanında apartmanın ortak kullanım alanlarını hesaplayan kim? Apartmanın ‘lüks’ mü, ‘sıradan’ mı olduğuna karar veren kim?
Ne kadar emlak vergisi ödeyeceğimizi tespit eden kim? Varsa bir yanlış-kusur-eksik, kim yapmış?
Bizlerin olmadığı kesin. Ama idare de üzerine almıyor. Sonuçta, sadece bize çıkan fatura xxx lira xx kuruş. O da erken ödemek koşuluyla. Erken ödemede de ana paraya indirim var, cezaya yok!
Bizim en ağırımıza giden vergi ziyaı cezası oldu. Zira vergi ziyaı, ‘mükellefin veya sorumlunun vergilendirme ile ilgili ödevlerini zamanında yerine getirmemesi veya eksik yerine getirmesi yüzünden verginin zamanında tahakkuk ettirilmemesi veya eksik tahakkuk ettirilmesi’ demek.
İyi de kardeşim, biz ne bilelim oturduğumuz apartmanın ortak kullanım alanının kaç metrekare olduğunu? Ya da doğru hesaplanıp hesaplanmadığını? Elimize metre alıp ölçecek halimiz yok ya!
Bir de biz mi karar vereceğiz evimizin sıradan mı, yoksa lüks mü sınıfına girdiğine? Nihayetinde, tıpkı geçmiş tüm vergilerimizi zamanında yatırdığımız gibi biz bu parayı da tıpış tıpış ödeyeceğiz.
Ama bu kez helal etmemiz beklenmesin. Kimse kusura bakmasın ama- hangi belediye tarafından yapılırsa yapılsın bunun adı ‘sorma ver parası’dır.
Bizden uyarması:
Apartmanda ya da sitede oturan Bayraklılılar ilk fırsatta elinize bir metre alın ve ortak kullanım alanlarınızı ölçün. Toplayın, çıkarın, çarpın, bölün! Sonra da evinizin karşısına geçip bakın; normal mi, lüks mü?
(Bizden size bir tüyo, eğer doğalgazınız varsa eviniz lüks, yani birinci sınıf kabul ediliyor.) Kim bilir piyango vurma sırası belki de sizdedir!
Yazıyı tamamladıktan bir süre sonra Başkan Yardımcısı Mehmet Şimşek aradı. Yapılanın rutin bir uygulama olduğunu, Bayraklı’ya özgü olmadığını söyledi.
Yapı ruhsat belgesi alındıktan sonra müteahhitlerin projede bazı değişiklikler yapabildiğini, bunun tespitinde ise yasanın gereğini yerine getirmekle sorumlu olduklarını, bizim başımıza gelenin de bunun bir örneği olduğunu belirtti.
Vatandaşın emlak yasası konusunda bilgisiz olduğunu, hazırladıkları broşürlerle onları aydınlatmaya çalıştıklarını, ülke genelinde bunu yapan birkaç belediyeden biri olduklarını anlattı. Sonuçta da özetle yasayı bilmemenin mazeret sayılamayacağı söylemini hatırlattı.
Bunların hiçbirine itirazımız yok!
İyi de bizim örneğimizde olduğu gibi, sonradan bazı değişiklikler yapılmış, otopark ve sığınak vs. (ki, bunlar sanıyorum apartmandaki daire sayısı 12’nin üzerindeyse zorunlu) yapı ruhsat belgesine işlenmemişse bundan neden sadece ev sahipleri sorumlu?
Binayı inşa edenin, yapılanı sözde kontrol edip imza atanın hiç mi kusuru yok? Seneye bir kez daha gelip, “Yeniden ölçüm yaptık, bir x metrekare daha eksik tespit ettik” denmeyeceğinin garantisini kim verebilir?
Hürriyet