İzmir’in Buca ilçesi sakinleri, Kapalı Açık Ceza İnfaz Kurumu’nda vasıfsız ve yüksek kükürt içeren yakıtların kullanılması nedeniyle hava kirliliği oluştuğunu, sağlıklarının tehlike altında olduğunu öne sürdü. Cezaevinin taşınması için imza kampanyası başlatan Menderes Mahalle Muhtarı Çiğdem Çetinsöz, “Sabah çok ağır bir kokuyla uyanıyoruz. Simsiyah bir havada yaşamak istemiyoruz” dedi.
Menderes Mahalle Muhtarı Çiğdem Çetinsöz, cezaevi çevresinde oturanların hava kirliliği nedeniyle büyük mağduriyet yaşadığını söyleyerek, “Ben 21 yıldır bu mahallede oturuyorum. 9 aydır muhtarlık yapıyorum. Bu mahallede yaşayan 3 aile KOAH hastalığına yakalandıkları için İzkent Mahallesi’ne taşındı. Çamaşır asamıyor, balkona çıkamıyorlar. Ciğerlerimizdeki havanın ne olduğu önemli. Oksijen alamamak insanı öldürür. Sabah çok ağır bir kokuyla uyanıyoruz. Simsiyah bir havada yaşamak istemiyoruz. Bakanlık cezaevine yatırım yapılmayacağını, çünkü buranın kaldırılmak üzere olduğunu söylemiş. Fakat yıllardır konuşulan taşınma konusuyla ilgili de henüz bir tarih vermediler. Biz güzel bir Buca istiyoruz. Aslında cezaevinin burada olmaması lazım. Fareler, uçan hamam böcekleri bir yana, son dönemde gittikçe artan hava kirliliği sabrımızı taşırdı. Ben bir imza kampanyası başlattım. Bu imzaları Adalet Bakanlığı’na göndereceğim. Asıl temennimiz cezaevinin buradan kaldırılması, ama bu mümkün değilse yaşam kalitesi yükseltilsin” diye konuştu.
‘YAKITIN KALİTESİYLE İLGİLİ CİDDİ ENDİŞELERİMİZ VAR’
Mahkumları ve çalışan personeli ısıtmak için kullanılan kömürün karbonmonoksit yaydığını ve halk sağlığını tehdit ettiğini vurgulayan mahalle sakinlerinden Baki Kanıcı, “Defalarca müracaat etmemize rağmen herhangi bir yanıt alamadık. Bu cezaeviyle ilgili önlemlerin alınmasını istiyoruz. Çocuklarımızı temiz hava ve temiz doğada yaşatmak istiyoruz. Önlemlerin bir an önce alınmasını istiyoruz. Yaz kış bu sorunla karşı karşıyayız. Yakıtın kalitesiyle ilgili ciddi endişelerimiz var” ifadelerini kullandı.
Buca’da 20 yıldır oturduğunu anlatan Engin Öner, özellikle son yıllarda pencereleri açamadıklarına dikkat çekerek, “CİMER’e şikayet ettik. Dilekçelere gelen cevapta sadece sabah ve akşam kaloriferlerin yandığı belirtildi. Ama biz çevrede oturanlar evlerimizi havalandıramıyoruz. Sağlığımız önemli. Biz bu havayı soluyoruz” diye konuştu.
Yaklaşık 34 yıldır cezaevi çevresinde oturduğunu dile getiren Öznur Kutkan ise şunları söyledi:
“1986’dan beri mülk sahibiyim. O zaman da cezaevi vardı. Ama bu kadar rahatsız edici olması son yıllarda oldu. Ne yakılabilir de bu kadar rahatsız eder anlayamıyorum. Dumanın rengi bile farklı, kahverengi, siyah. Ağır bir bulut gibi binaların üzerine çöküyor. Balkonlar is içinde. Kaliteli bir yakıt kullanmadıkları kesin. Daha ben bu evi alırken taşınacak diyorlardı. 2020’ye geldik. İnsanları kansere bile bile mahkum ediyorlar.”
MASKEYLE DOLAŞIYOR
Alerjik astım hastası olduğunu belirten ve maskesiz sokağa çıkamadığını anlatan mahalle sakini Kadriye Beyazoğlu, “Yazın tatile gidiyorum. Geldiğimde kapımın önünde beni duman karşılıyor. Benim alerjik astımım var, nefes alamıyorum. Hastalıklar çoğaldı. Artık buradan kaçmak istiyorum. Apartmanda üst daire boştu. Gelinim geldi, ama ‘burada yaşayamam’ dedi” diye konuştu.
Ayaz Keleş’in (10) babası Sercan Keleş de “Benim çocukluğum buralarda geçti. Her sene cezaevinin buradan kalkması ümidiyle yaşadık. Ben büyüdüm. Ama çocuğum da bu pisliğe mahkum oldu. Cezaevleri doldu taştı. Hala içeride yeni bina inşaatı sürüyor” dedi. (DHA)