Aslında ne olduğunu hala anlayamadık; hem de dünyada ki hiç kimse!
Uzaktan, yani yeni günün güneşinin ilk doğduğu yerden başlayan küçük küçük adımlarla ama adeta duvarı olmayan bir hücredeki mitoz bölünme gibi bölünüp çoğaldı ve birçok kola ayrıldı.
İlk önce Çin’i vuran bu illet, başlangıçta sadece onların sorunuymuş gibi hissettirdi hepimize. Öyle ya bu Çinliler de “ne bulursa yiyor, oh olsun! onlara” diyerekten. Sanki bize hiç ulaşamayacakmış gibi. Oysa, o kadar sinsi bir şekilde ilerliyordu ki, hem de dört koldan!
Çin’den çıkıp bir koluyla Amerika kıtasına doğru okyanusları aşarken öbür taraftan Asya ülkelerini birer birer yerle bir ederek geçti gözümüzü açıp kapayana kadar.
Asya’dan rüzgâr gibi geçen salgın, bir koluyla İran’a ve oradan aşağıya doğru Arap yarımadasına doğru ilerledi. Diğer koluyla ise ilk insanın doğduğuna inanılan topraklara, yani Afrika’ya doğru dağıldı. Başka bir koldan da Avrupa’ya sıçrayan bir virüs!
Tabii bütün bu yolların ortasında kalan Türkiye’nin bu işten sıyrılmasını kimse bekleyemezdi.
Tüm dünya Çinlilere kızıp küfür kıyamet hayıflanırken bu illet o kadar hızlı ilerledi ki, hiç kimse farkına varamadan burun buruna geldi. Hem de Trump, Putin, Merkel, Boris Johnson gibi dünyanın süperlerinin bile burnunun dibine geldi. Kral, Kraliçe demeden herkesin canına okuyan bir virüs!
Bundan daha birkaç ay önce hangimizin aklına gelirdi böyle bir şeyin bütün dünyayı dize getireceği?
Yeni dünya düzeni mi kuruluyor?
Her gün yeni yorumlar, komplo teorileri dinliyoruz, izliyoruz, okuyoruz. Hangi televizyonu açsak, hangi gazeteyi okusak, hangi sosyal medyaya girsek ya da internet kanalına kullansak son bir aydır bunları dinliyoruz. Hem de paranoyak düzeyde!
Her şey toz duman olmuş, bir taraftan tüm dünya sağlıklı kalmaya çalışırken diğer taraftan ekonomi durmuş, ticaret can çekişiyor. İşte öyle bir iklimde kimin umurunda yeni dünya düzeni? Hele bir atlatalım bu krizi, sonra düşünürüz yeni dünyanın düzenini.
Dünya hazırlıksız yakalandı
Bu salgın ne menem bir şey ki kimse önünü alamadı. Hemen hemen tüm ülkelerin sağlık sistemi zorlanıyor. Kimilerininki çöktü, kimilerinin ise çökmek üzere. Salgın süresi uzadıkça iş daha da sarpa sarıp doğal seleksiyon yaşanacak gibi gözüküyor.
Düşünsenize, her zaman hazırlıklı olmasıyla tanınan Almanlar bile çaresiz. Çünkü bu krizin bir prosesi olmadığı gibi sürecin nasıl seyredeceği de bilinmiyor. Her şey anlık-günlük deneyimlenerek takip ediliyor. Yani salgını yaşarken aynı zamanda salgınla ilgili süreçleri de oluşturmaya çalışan bir dünya hali bu.
Bugün dünyadan hiçbir şey net değil, her şey flu devam ederken bazı devletler para ile sağlık arasında sıkışmış durumda.
Bazı devletler ise insan sağlığı ile para arasındaki tercihini şimdilik insan sağlığından yana kullandılar. Bu ülkeler ticaretin durması pahasına sokağa çıkma yasağını tercih etmiş ve trilyonlarca doları halkının sağlığını düşünerek harcamaya karar vermiş gözüküyor.
Ama bizim ülkemiz onlar kadar aciz değil! Biz bu krizi sabır ve duayla aşacağız. Bunun için sadece bireysel izolasyonumuza dikkat etmemiz gerekiyor.
Ne zaman bitecek bu kriz?
Herkesin siniri de morali de çok bozuk. Bir taraftan sağlımızın derdindeyken diğer taraftan “mal canın yongasıdır” diyoruz. Haliyle günlerden beri yaşadığımız covid-19 kabusundan bir an önce uyanmak istiyoruz.
Dolayısıyla herkesin aklında tek bir soru var, “ne zaman bitecek bu kriz?”
Biz turizmciler yıllardır krizlerle boğuşarak bugünlere geldik ve her birimiz adeta birer kriz savar olduk. Ama “bu sefer farklı” dedirten cinsten bir krizle karşı karşıyayız. Geçmişte yaşadıklarımızın aksine ne bize özel ne de bulunduğumuz coğrafyaya özel. Tüm dünya ile birlikte yaşadığımız ve hiçte hazır olmadığımız bir krizden bahsediyoruz.
Bugün yaşadığımız bu salgınla birlikte gerçekten pusulamız şaşmış durumda. Onun için bu krizin ne zaman biteceğine dair bütün öngörüler temenniden öteye gitmeyecektir. Sektör olarak geçmiş yılların yaralarını daha yeni yeni sarmaya başladığımız bir döneme girip tam gaz yolumuzda gidiyorduk ki bir anda önümüze bir covid-19 sisi çöktü ve artık önümüzü göremez olduk. Bizi neredeyse kör eden bu yoğun sis aralanmadan turizm sektörüyle ilgili ne desek boş. Umalım ki bu sis erken dağılır.
Yeniden güzel günleri görme dileğiyle bugünlerde yapılacak tek şey var, oda sağlıklı kalmaya çalışmak!
Onun için bir süre evde kalalım lütfen!
Mücbir Sebep İptal Yerine Erteleme Olarak Değiştirilsin / Turizm Aktüel
Koronavirüs salgınının “mücbir sebep” sayılarak tur iptali ve para iadesi yerine turun ertelenmesi için kullanılması konusu, Rusya’dan sonra Almanya’nın da gündeminde. UNWTO da tatili ertele kampanyası başlattı. Gözler Türkiye’de…
Koronavirüs salgınının ilk ve en çok etkilediği sektör olan turizm ile ilgili gelişen olaylar karşısında alınacak önlemlere her gün bir yenisi ekleniyor.
Rezervasyonların iptali yerine ertelenmesi şeklinde düzenleme yapılmasını istendi
Turizmin bundan önceki dönemlerde olduğu gibi bugün de ekonomik krizin aşılması ve toplumsal toparlanmada oynayacağı rolü dikkate alan ülkeler, sektöre destek sağlarken, tüketici ve seyahat endüstrisinin bütün kesimleri ile ilgili düzenlemeler yapıyor. Bu düzenlemelerden biri de daha önce yapılmış rezervasyonların iptal edilerek para iadesi istenmesi ile ilgili.
Bu konuda Rusya’da daha önce seyahat acenteleri ve tur operatörlerinin tüketicilerin başvurması halinde paralarını iade etmesi yönünde karar alınmış hatta bunun için birimler oluşturulmuşken, sektörden gelen talep üzerine Federal Turizm Ajansı (Rosturizm) Başkanı Zarina Doguzova, hükümete başvurarak ilgili yasada değişiklik yapılarak rezervasyonların iptali yerine ertelenmesi şeklinde düzenleme yapılmasını istedi.
Oteller Her Şey Dahil Yerine Alternatif Servis Modelleri Geliştirecek / Turizm Güncel
TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya, koronavirüs sonrası turizm sektöründe köklü değişiklikler yaşanacağını söyledi. Hürriyet gazetesinden Burak Coşan’a konuşan Bağlıkaya, tur operatörlerinin tüketicilerin beklentileri doğrultusunda geliştirdiği her şey dahil sistemini en iyi uygulayan ülkenin Türkiye olduğunu belirtti. Salgının, sektördeki hijyen kurallarının ve servis modellerinin gözden geçirilmesine neden olacağını kaydeden Bağlıkaya, ‘’Salgın sürecinde özellikle açık büfelerden kaynaklı farklı değerlendirmeler gündeme geldi. Türkiye’deki konaklama tesisleri gerekli hijyen koşullarının sağlanması noktasında çok hassas olsalar da tüketicilerin bir süre bu konuda temkinli olacağını düşünüyorum. Her şey dahil devam edecektir ama otellerin ‘her şey dahil’ sistemine alternatif servis modelleri geliştireceğine inanıyorum. Açık büfe ve servis koşullarında değişiklik olacağını, özellikle yeme-içme hizmetin tesis içinde geniş alanlara yayılacağını tahmin ediyorum.” ifadelerini kullandı.
Butik hizmet ön plana çıkacak
“Animasyon ve SPA gibi aktivitelerde de değişikliklere gidileceğini, servis yönünden daha butik bir hizmet anlayışının gelişeceğini kaydeden Bağlıkaya, ‘’Bu zorlu süreç, insanların psikolojisi üzerinde etkili olacaktır. Bunun dünyada farklı alanlarda farklı yansımaları görülebileceği gibi seyahat sektörü üzerinde de etkileri olması kaçınılmaz. Sağlık ve hijyen hassasiyetinin giderek daha da öne çıkacağını söyleyebiliriz. Son yıllarda zaten artma eğiliminde olan solo tatil, butik oteller, ev kiralamaları, kişiye özel paketler gibi taleplerin bu süreçle birlikte daha da ivme kazanacaktır. İnsanların kalabalık yerlerden uzak durma eğiliminde olmalarının bekleneceği bu süreçte, butik otel ya da alakart restoranlar gibi insan sayısının daha az olduğu tesis ve alanlara ilgi daha da artacaktır. Tüketicinin tüm endişelerini giderecek çözümler ve bu doğrultuda hazırlanmış seyahat ürünleri sunan şirketler ön plana çıkacak. Müşteri odaklı ve kişiselleştirilmiş hizmet kalitesini ön planda tutan şirketlerin önemi bir kat daha artacak.” diye konuştu.
Korona Thomas Cook’un Rekorunu Kırdı / Turizm Güncel
Thomas Cook’un iflası sonrasında ülke tarihinin barış zamanındaki en büyük kurtarma operasyonunu gerçekleştirerek yurt dışındaki destinasyonlarda kalan İngilizleri kurtaran İngiltere, koronavirüs nedeniyle daha büyük bir kurtarma operasyonuna hazırlanıyor.
Ülke tarihinin barış zamanındaki en büyük kurtarma operasyonu olarak açıklanan kurtarma planı için, 75 milyon pound kaynak ayrıldı. Şu anda sınırların kapatılması veya uçuşların durması nedeniyle 1 milyon civarında İngilizin yabancı ülkelerde bulunduğu belirtildi.
İngiltere’nin büyük kurtarma operasyonunda, British Airways, Virgin, easyJet, Jet2 ve Titan Airways’in yanında, başka hava yolu şirketlerinin de dahil olduğu kaydedildi.
Yazan ve derleyen: Can Ilker, Ekonomist
Makro Araştırmacı
BMD: Covid-19 Salgınının Sektörlere Etkisi
Hazır Giyim Sektörü Serbest Düşüşte!
Otomotiv üretimine korona molası…
BMD: Kiralarımızı ödeyemeyeceğiz!