Başta Denizli’deki olmak üzere Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde meydana gelen depremlerle ilgili incemeler ve araştırmalar yapan PAÜ Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Halil Kumsar, Denizli bölgesinde geçmişte şiddetli depremler meydana geldiğini, gelecekte ise 6,8 ile 7 büyüklüğünde de deprem olmasını beklediklerini söyledi. Denizli bölgesinde bilimsel çalışmalar yaptıklarını belirten Prof. Dr. Halil Kumsar, özellikle Pamukkale, Karahayıt, Yenice ve Kaklık’a kadar uzanan deprem zonu üzerinde meydana gelebilecek bir depremde tek bir parçanın kırılması halinde 7 büyüklüğüne yakın deprem olabileceğini kaydetti.
‘GÜNEY ŞELALESİ İÇİN UYARMIŞTIK’
Prof. Dr. Kumsar, bu büyüklükteki depremin yerleşim yerlerini önemli ölçüde etkileyeceğini ifade ederek, “Biz depremlerle ilgili sürekli araştırmalar yapmaya devam ediyoruz. Yöneticilerle aldığımız verileri paylaşıyoruz. Böyle bir depremde tabii ki doğal güzelliklerde zarar görecektir. Bunların içinde Pamukkale’de var. Kaya düşmeleri, devrilmeler yaşanacaktır. 2003 yılında Buldan ilçesindeki 5.6 büyüklüğündeki depremde Güney Şelalesi’nde yaklaşık 13 santimetre genişliğinde çatlak oluştu. Bizim korkumuz aynı şiddetteki yeni olabilecek bir depremde şelalenin tamamen göçmesiydi. Şelalede inceleme yaptık ve uyarı da bulunmuştuk. Depremden 10 yıl sonra şelalenin çatlak olan bölümü göçtü” dedi.
‘PAMUKKALE’DE TRAVERTENLERDE HASAR GÖREBİLİR’
Denizli’de bekledikleri depremin büyüklüğünün 6.8 ile 7 arasında olduğunu belirten Kumsar, şunları söyledi:
“Bu tür depremler doğal oluşumları etkiler. Ülkemizin gözbebeği olan, dünyanın hayran kaldığı Pamukkale’miz var. Suyun akmasıyla birlikte traverten oluşumları devam ediyor. Travertenler bu büyüklükteki depremde mutlaka hasar görecektir. Traverten oluşumları sırasında öne doğru büyüyen, askıda kalan kafalar ve bloklar var. Onlarda sarsıntı nedeniyle kopmayla birlikte düşme ve devrilmeler olacaktır. Bizim önerimiz bu tür çalışmaları deprem olmadan önce araştırmak, bu konuda çalışmak ve gerekli önlemlerin alınmasını sağlamaktır. Pamukkale’de termal suların dereceleri, gaz çıkışları ve yarıklar sürekli olarak izlenmelidir. Bunun için bir merkez oluşturulmalıdır. Sulardaki değişimler 5’er dakikada bir ölçülmelidir. Pamukkale’nin gelirlerinden pay ayrılıp, bunun için merkez kurulabilir, araştırmalar yapılabilir. Bu şekilde depremlerde en az şekilde hasar görmesi ve bizden sonraki nesillere aktarılması sağlanabilir. Pamukkale Üniversitesi’nin bununla ilgili altyapısı hazır.”