Güldağ: Merkez Bankası’ndan ‘önden yüklemeli’ olarak değerlendirilebileceğimiz 2 puanlık faiz indirimi geldi. Ben doğrusu faiz indirmesini beklemiyordum. Kur, tahvil faizi ve CDS’in geldiği seviyeleri görünce, faiz indirim meselesine en azından bir süreliğine, yıl sonuna kadar ara verir ve sonrasında durumu kollar diye bakıyordum. Ama sen sıkça ifade ediyordun; “Niye 100-100 yapıyorsunuz 200 yapın da hiç olmazsa ne olduğu ortaya çıksın, hepimiz durumu görelim” diyordun. Merkez Bankası da herhalde sana kulak vermiş.
Ağaoğlu: Keşke kulak vermeseydi diyorum. Ben bir tweet attım dedim ki, bunu bilen gerçekten bilmiş mi olacak? Yani hayır. Hep tartıştığımız gibi PPK toplantısı sonrası faiz ile ilgili konularda bir ne olur var, bir de ne olmalı var. Ne olur? O yola girdiyseniz büyük faiz indirimleri yapın, indirin görelim. Her seferinde kendimi tekrar ediyormuşum gibi oluyor ama o felsefeye inanıyorsanız ki ben inanmıyorum. İnanıyorsanız 3’e indirin dedim ama sanırım onu deniyoruz, anladığım kadarıyla bir deneme durumu var.
Güldağ: Ne bekliyorsun; bundan sonra da faiz indirimi devam eder mi?
Ağaoğlu: O patikada devam ederseniz henüz daha sonucunu görmeniz için en az 6 aya ihtiyaç var. Çok acılı bir 6 ay geçecek. Yok doğal gaz fiyatları, yok enerji fiyatları, yok kış soğuk geçecekmiş filan… Ben de dedim ki yok hayır bu kış çok sıcak geçecek. Bu kış çok sıcak geçecek Türkiye için gerçekten. Dışarıda hava çok soğukken biz içeride cayır cayır yanabiliriz. Doğalgaz tarafında anlaşmalar netleşmiş değil, arz güvenliği ile ilgili bazı sıkıntılar yaşarsak beni çok şaşırtmayacak diyeyim. Merkez Bankası’ndan bundan sonra en az bir 100 baz puan daha gelmesi lazım ki onların gözündeki makule insin. Makul onların makulü benim değil, ne benim ıspanak-ceviz endeksim, ne hatalı olsa bile açıklanmış olan enflasyon çekirdeğin bile altına düşmüş olan bir faiz, artık enflasyonla mücadele diye bir şeyin kaldığını söylemiyor. Merkez Bankası’nın ilk görevi fiyat istikrarıdır. Fiyat istikrarını bozan her şeye karşı Merkez Bankası bütün politik araçları kullanır. Bunu bozan en önemli sebep şu anda kur.
Güldağ: Faiz indirim mesajı ve ardından gelen adımlarla birlikte TL’de güç kaybı hız kazandı. Dolarda 9,50, Euro’da 11 seviyelerine geldik.
Ağaoğlu: Kur artsın mı düşsün mü, bir istikrar bir öngörülebilirlik gerekiyor. Merkez faizi artırınca baskı kura geliyor, kura gelince tüm maliyetler artacak. Geçtiğimiz hafta benzinde 15 liralık tasarruf için kuyruğa girdiler, inşallah bu kuyruklar önümüzdeki dönemde olmaz. Veya yine benzin istasyonlarındaki panolar değişiyor, çift haneye geleceğiz böyle giderse. Çünkü Merkez Bankası diyor ki, ben enflasyonla mücadeleden vazgeçtim. Merkez’in gerek kurun enflasyona geçiş etkisi, gerek kurdaki istikrar, gerekse piyasadaki öngörülebilirlik adına kullanabileceği majör iki enstrüman var. Bu iki enstrümanın ikisi de yok artık Merkez Bankası’nda. İlki faizdi, ikincisi de dövize müdahale edebileceğiniz bir rezerviniz olmasıydı. Hal böyle olunca, herkes ister istemez döviz tarafına gitti.
Güldağ: Döviz kurları nereye gider peki?
Ağaoğlu: Bu kur nereye gider sorusunda 9,20’yi tahmin eden ben, artık 10’ları konuşalım diyeceğim. Ama üstü neresi sorusunu bilmiyorum. Böyle bir oynaklık olduğunda Merkez çıkar bir iki kelam eder piyasaya az çok bir mesaj verirdi. Şu an öyle bir iletişim de yok. Kurun X’e gitmesi, önünde en büyük otorite buyrun yapın, buyrun geçin diyor. Böyle olunca piyasanın insafına kalmış durumdayız.
Güldağ: 25 olur mu diye bir soru geldi. 25 olursa ne olur şirketler dayanabilir mi diye de de devamında geldi. 10’a, 15’e dayanır mı ki 25’e dayansın. O kadar şiraze bozuldu ki bir zıvanadan çıkma durumu var adeta.
Ağaoğlu: İfrat tefrit diyeceğim ama şöyle bir şey söyleyeyim, herhangi bir aşamada dediğin doğru da bugün daha da doğru. Bugün TL’nin devalüe olmasıyla Türkiye’nin rekabetçi kur denilen 100 dolara 70 dolar ithalat yaptığınız bir yerde rekabetçi kurdan konuşmak doğru değil. Geriye kalan 30’luk kısım da Türkiye içindeki ağırlıklı iş gücünün oluşturduğu bir ortam. Biz adeta emeği sömürerek ihracat yapıyoruz demektir.
Güldağ: Enerji fiyatlarının daha da artacağı aşikar. Emtia fiyatlarında da artışlar devam ediyor. Biz bir ara ya bunlar geri çekiliyor ne oluyor diye konuşurken bakır vs. yine hamle yaptı ve böyle baktığımız zaman, yeni bir zam furyası ile karşı karşıya kalabiliriz. Çünkü biz bu esnada Türk lirasının değerini de iyice düşünüyoruz ve bu fiyatları artıyor. Zam furyası kapıda; o ılımlı denilen enflasyonu bizim bir müddet sonra yüksek enflasyona yerini bırakması işten bile değil. Tam da gelişmiş ülkelerde enflasyonun artmaya başladığı ki bugün Avrupa’nın enflasyonu açıklandı. Yüzde 3 ün üzerinde 4’e neredeyse yaklaşmış. Zaten Amerika’nın yüzde 5 enflasyonu olduğunu biliyoruz. Böyle bir ortamda dünyanın tersine gidiyoruz. Çok anladığımı söyleyemem artık tartışmıyorum da bana göre tamamen bir politik tercih. İktisadi olarak açıklanabilir mi? İmkanı yok benim aklım almıyor. Enflasyon geçim maliyeti müthiş artmış, daha da artması için yangına bir anlamda siz kürekle gidiyorsunuz gibi bir durum var ortada, bunu ancak ben bir politik tercih olarak açıklayabiliyorum. İktisadi olarak açıklayamıyorum ama olacaklar bakımından gerçekten bu ülkede senin dediğine çok katılıyorum. En az 6 ay çok sert ya da daha doğrusu sıcak bir kış geçecek her bakımdan.
Ağaoğlu: Türkiye’nin kara para ve terörizmin finansmanı ile mücadelede (FATF) tekrar gri listeye geçme ihtimali var. (İlerleyen saatlerde Türkiye’nin gri listeye alındığı açıklandı) Bu hafife alınacak bir konu değil. Bu listeye giren ülkelere giren yabancı kamu girişleri yüzde 10-15 arasında azalıyormuş. Bir anlamda biz onun etkilerini çeşitli krizlerde yaşadık. Sürekli varlık barışı falan ilan ediyor. Merkez Bankası’nın bu uygulamaları devam ediyor. Bu deneyin sonunda iki musibet bir araya gelecek. Listeye girmesek bile ha girdik ha girecek endişesi taşırsak biz onun etkisini önceden hissetmeye başlarız. Kasım ayında dış borç ödemeleri var. O yüzden bu yıl 10’u görürsek çok şaşırmayacağım. Rekabetçi kurun bizim için bir anlamı yok. Bir alternatif olmaktan çıkarılmalı. Kuru sürekli başıboş bıraktığınızda derseniz ki piyasa belirlesin sizin faizi de piyasa belirlesin demeniz lazım. Faizi yönetilen bir piyasada kuru serbest bırakmanız davulcu zurnacı olacak. Merkez Bankası faizi 14’e de indirse işgören faizi farklı yerde oluşacak. Mevduat faizleri 17’nin altına inmeyecek. Bu inşaatçılar ev satsın diyeyse bilemem. Anlamsız bir kısır döngüdeyiz ve yeni başındayız.
“Petrolde kasım veya aralıkta çift hane sürpriz olmaz”
Güldağ: Brent petrol 86 doları gördü, bundan sonrası için ne öngörüyorsun?
Ağaoğlu: Onun da maalesef yolu var gibi görünüyor. Bundan sonrası bana göre böyle devam ederse bir sonraki teknik seviye, 106,5 ile 112 seviyeleri. Ciddi sıkıntı yaratacak. Kasım ayında birçok fonun yurtdışı kapanış ayı olduğunu hatırlatalım. Onların bir kısmı karlarını realize etmek isteyebilirler. Kasım ayında değilse de belki aralıkta çift haneyi görürüz. 75 doların altı ise şu an için yok görünüyor.
“Altında 1800 seviyesi kilit konumda”
Güldağ: Enflasyon görünümü ve para politikalarına dair resim hala fl u duruyor. Böyle bir ortamda 1.800 seviyelerini gördük altında…
Ağaoğlu: Altın ve gümüşü beraber konuşalım. Her ikisi için de benzer, birbirini destekleyen şeyler var. Altında geçtiğimiz hafta 1.800 seviyesi görüldü. Çok inanılmaz bir seviye. Düşük trendlerinin denk geldiği bir seviye 1.800. 1.800 aşıldığı zaman büyük ihtimalle 1865’e kadar yükseliş ihtimali var. Gümüş altına göre çok düşmüştü. 2.350 birinci kritik seviyeydi, ikinci seviye 2.410-2.420 seviyeleri. Gümüş 2.460’ı kırar yukarı hareket edecek olursa gümüş için 2.560 gibi bir seviye var. O zaman altın da 1800’ü kırıp 1865 hareketi yapar.
“Euro/Dolar’da yılsonu 1,19 tepe olabilir”
Güldağ: Euro/Dolar paritesi 1,1535 seviyesinden aldığı destekle başlattığı yükselişi 7’nci güne taşıdı. Pariteyi nasıl görüyorsun?
Ağaoğlu: Paritede ben 1,15’lere kadar inebiliriz diye düşündüğüm bir yerde döndüğümüz yer 1,1525 neredeyse gördük diye düşünüyorum. Düzeltme var, neresi dersen, dip seviyesi diyeyim, 1,1710 var. Orası önemli bir seviye. 1,1725 seviyesi de kritik eğer burası kırılırsa yıl sonuna doğru 18,50 – 19 seviyesi tepe olur gibi görünüyor. Euro tarafında bir değerlenme bekliyorum.