Turkuvaz renkli engin bir deniz ve ona kavuşmak istercesine uzanan dik yamaçlı bir yarımada… Tarihi zarif köprüler, kırmızı kiremitli çatılarıyla öbek öbek kümelenmiş beyaz badanalı evler ve etrafı yemyeşil bir orman. Düşünün… Çağ açıp çağ kapatan Osmanlı Padişahı Fatih’in bile bu manzarayı gördüğü an yanında duran lalasına dönerek “Lala, Lala! Çeşmi cihan bura mı ola?” diyerek dünyanın gözü, gözbebeği olarak nitelendirdiği tarihi rivayet, kaç kente nasip olur ki? Amasra böyle güzel ve çekici bir yer. Bartın’ın şirin mi şirin bir ilçesi…
İki büyük şehre de yakın
İstanbul’a 460, Ankara’ya 308 kilometre mesafede. Özellikle Ankara ve İstanbul’da yaşayanlar için tam bir hafta sonu kaçamağı adresi. Tarihi, MÖ 3’üncü yüzyıla kadar uzanan Amasra’nın, Helenistik dönem de dahil, Roma, Bizans, Ceneviz ve Osmanlılar gibi birçok medeniyete ev sahipliği yaptığı biliniyor. Bu büyüleyici güzelliğini mitolojik öyküsünden mi alıyor bilemem ama gördüğümde emin olduğum bir şey var ki, o da doğanın bu topraklara daha cömert davrandığı… Yoğun ziyaretçi akınına uğrayan ilçe, ülkemizin önemli turistik çekim merkezlerinden biri. Bu özellikleriyle dikkatleri üzerinde toplayan Karadeniz’in bu şirin kasabası, 1940’ta ülkemizin ilk turizm kasabası ilan edilerek güzelliği taçlandırılmış. Amasra bunun haklı gururunu da yaşıyor.
Dar sokakları keşfedin
Tarih boyunca liman kenti olan kasabayı keşfetmeye dar sokaklarına dalarak başlayın. Kendinizi bir zaman tünelinde hissedeceksiniz. Amasra’da görülmesi gereken en güzel kültürel eserlerden biri Edhem Ağa Konağı. Günümüzde mesken olarak kullanılan yapı, bir dönem Yeşilçam filmlerinden ‘Gönderilmemiş Mektuplar’ın çekimlerine ev sahipliği yapmış. Tescilli bir eser olan konak, özgün yapısıyla tarihe tanıklık ediyor adeta. Amasra Kalesi ise Bizans döneminde yapılmış, Ceneviz ve Osmanlı döneminde değişiklik ve onarım görmüş. İki ana kütleden oluşuyor. Kalenin bir bölümü Boztepe’de… Buraya Sormagir de deniyor. Diğer bölümüyse yarımadada, yani Amasra’da ve burası da Zindan Kalesi olarak biliniyor. Kale içinde kiliseden dönüştürülen Fatih Camisi’nde tarihi bir gelenek hâlâ devam ettirilyor. O da her cuma ve bayram namazlarında hutbenin kılıç çekilerek okunması. İç kaledeki, Cenova ailesinin saray olarak kullandığı bina da bir ortaçağ simgesi.
Amasra’nın yarımada şeklinde birleştiği iki adadan biri olan Boztepe, tarihi Kemere Köprüsü’yle kente bağlanıyor. Burada aynı zamanda bir seyir terası da var. Fotoğraf tutkunlarının da vazgeçemediği adreslerden biri olan adada deniz feneri ve ağlayan ağaç en fazla ilgi gören noktalar. Özellikle not almanızı isterim ki günbatımı manzarasının Türkiye’de en güzel izlenebileceği yerlerden biridir Boztepe.
Özellikle yine fotoğraf tutkunlarının vazgeçilmez adreslerinden Direkli Kaya, yedi metre uzunluğunda ve mermerden iskelesiyle oldukça etkileyici. Hem panoramik açıdan hem de gece ve gündüz görüntüsüyle, fotoğraf için muhteşem enstantaneler sunuyor.
Tarihi Kemere Köprüsü, 17’nci yüzyıldan kalma Osmanlı hamamı, Roma Eyalet Meclis Sarayı olarak inşa edilen ancak zamanla ticari amaçlarla kullanılan bedesten, günümüzde kültür ve sanat evi olarak kullanılan Küçük Kilise (şapel), Helenistik, Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerine ait eserlerin sergilendiği tarihi binasıyla Amasra Müzesi de görmeden dönülmemesi gereken yerler.
Roma İmparatoru Tiberius Germanicus Claudius adına yapılan ve Amasra’ya yaklaşık 4 kilometre mesafedeki Kuşkayası Yol Anıtı’na da mutlaka uğrayın. Bu ziyaretinizde göreceğiniz insan figürlü başsız heykel, kartal figürü ve kayalara oyularak yapılmış iki kitabe oldukça etkileyici. Kemerdere Köprüsü ve ayağındaki savaş sahnelerini sembolize eden kabartmalar, Gürcüoluk Mağarası da görülmeye değer yerlerden. “Biraz da alışveriş” dediğiniz an, sadece cadde ve sokaklarındaki dükkânlar değil, bölgenin kültürel değerlerinin de yansıtıldığı adresler var. Yöre kadınlarının el emeği göz nuru ürünlerin satıldığı, salı ve cuma günleri kurulan Galla Pazarı ve ağaç oymacılığı ürünlerini bolca bulabileceğiniz Çekiciler Çarşısı sadece alışverişin değil, gezmenin de çok keyif verdiği yerler.
Renkli ve 30 katlı salatasını deneyin
Gezmenin verdiği yorgunluğun ardından Amasra’yı ziyaret edenlerin olmazsa olmaz diyecekleri bir diğer konu da adeta Amasra’yla özdeşleşmiş balık ve salata… Amasra salatasında mevsimine göre değişiklik gösteren 30’a yakın türde sebze kullanılıyor. Altta marul, üstünde soğan, yemyeşil maydanoz, roka, semizotu, brokoli ve diğerleri… Salataya, ben de varım edasıyla dahil olan havuç, turp ve türevi sebzelere ilginç şekiller verilerek yapılan süslemeler lezzetle birlikte bir görsel şölen de sunuyor.