İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, İklim Değişikliği ve Su Yönetimi Sempozyumu‘nda katıldı. Sempozyumun açılışında konuşan Ekrem İmamoğlu, iklim değişikliği ve su yönetimi konularının Türkiye’nin en önemli beka sorunlarının başında geldiğini vurguladı.
“Üstelik buradaki ‘beka’ meselesinin, seçim kampanyalarındaki sözüm ona beka sorunuyla ilgisi yok” diyen İmamoğlu, şunları söyledi:
NÜFUS BASKISI NEDENİYLE CİDDİ RİSKLERLE KARŞI KARŞIYAYIZ
* Bu konu, kelimenin tam anlamıyla bir varlık-yokluk meselesidir. Ancak bu hayati önemine rağmen yeterince gündem olmadığını ve dikkate alınmadığını görüyoruz. Örneğin, Kanal İstanbul projesinin en az konuşulan yönlerinden birisi, tamamıyla absürt projenin denizlere ve tatlı su kaynaklarına etkisidir.
* Zaten büyük nüfus baskısı nedeniyle ciddi risklerle karşı karşıya olan bu kadim şehrin su kaynaklarının, Kanal İstanbul projesinden nasıl etkileneceği konusunda İstanbul’da yaşayan herkesin kafasının çok net olması şarttır.
Kanal İstanbul projesinin en önemli kısımlarından olan Küçükçekmece Gölü ile Sazlıdere Barajı arasındaki güzergah. FOTO: İHA
Bilim insanlarının bu konuda çok önemli tespitlerde bulunduğunu vurgulayan Ekrem İmamoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
KANAL İSTANBUL’LA İLGİLİ TAVRIMIZ SİYASİ DEĞİL HAYATİ
* Bir proje, eğer bir şehrin denizi ve su kaynakları için büyük bir risk oluşturuyorsa, artık gerisini hiç konuşmaya gerek yok zaten. Bu bile projenin ne kadar absürt olduğunu gösterir. Bizim Kanal İstanbul’la ilgili tavrımız siyasi değil, hayatidir.
* Tatlı su kaynaklarını kaybeden, denizindeki yaşama kendi eliyle son veren bir İstanbul, intihar ediyor demektir. Bu intiharı önleyecek olan da bu şehrin 16 milyon sahibinin aklıdır.
İstanbul için önemli bir diğer risk konusunun deprem olduğuna dikkat çeken Ekrem İmamoğlu, şunları söyledi:
DEPREMLER SU ALTYAPISINA BÜYÜK ZARAR VERİR
* Deprem denilince “Kanal İstanbul ile depremin ne alakası var depremin?” diyen bir bakış açısı var. Bilim insanları çok iyi biliyor ki, suyun da depremle alakası var. Tecrübeler depremlerin su ve kanalizasyon altyapısında çok sayıda ve büyük hasarlar yarattığını da ortaya koymuştur.
* Pek çok çalışma, büyüklüğü 7’yi aşan depremlerde, İstanbul’un özellikle Avrupa yakasındaki ilçelerinde su ve kanalizasyon şebekelerine ciddi hasarlar verebileceğini öngörüyor.