Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Lojistik Master Planı ile Türkiye’nin bölgesel lojistik ve üretim lideri olmayı hedeflediğini söyledi. Projeler hakkında değerlendirmelerde bulunan Bakan Karaismailoğlu, bakanlık olarak belirledikleri vizyon çerçevesinde atacak adımları şöyle özetledi: Ulaştırma ve haberleşme faaliyetlerinde büyük bir dijital dönüşüm dönemi başladı. Bu noktada biz de geleceğin en büyük hazinesini veri olarak görüyoruz ve dijitalleşme yerli yazılımlarla altyapı veri güvenliğini sağlamayı planlıyoruz. Bu noktada Google, Microsoft, Amazon Cloud ve Server’larına alternatif olarak Türksat SatCloud’u kuruyoruz. Bulut ve server hizmetleri, depolama, server kiralama, sanallaştırma, kimlik yönetimi yerli bulut ve server yatırımlarımızı yapıyoruz. WeTransfer’in alternatifi olarak Yerli Dosya Aktarım Platformumuzu kuracağız. Yerli Uydu İnternet Sağlayıcı Platformu TÜRKSAT – TürksatNET üzerinde de çalışıyoruz
15 DAKİKALIK ŞEHİR PLANI
Lojistik sektöründe de hizmetlerin dijital dönüşümünü başlattık. Talep Üzerine Lojistik, Araç ve Filo Takip Sistemleri, Yol Bakım Takip Sistemleri, Depo ve Stok Yönetim, Yerli ERP Çözümleri ilk etapta dijital altyapıya kavuşan sistemler oldu. Ulaşım sıkışıklığını, kirliliğini azaltmak ve yaşam kalitesini artırmak için yeni şehir planı hazırlıkları yapılıyor. Ulaşımda değişim ve dijital altyapıya dönüşüm hızla devam ediyor. Gelecekte de şehir içi kısa mesafelerde insanları daha çok yürüyüşe bisiklete, scooter’a yönlendiren politikalar, kentsel tasarımlar ve sokak kesitleri gerekecektir. Paris Belediyesi, sıkışıklığı ve kirliliği azaltmak ve yaşam kalitesini artırmak için günlük ihtiyaçların çoğunun 15 dakikalık bir yürüyüş, bisiklete binme veya toplu taşıma yolculuğu ile gerçekleşebileceği “15 Dakikalık Şehir” planını devreye sokuyor. Biz de bu noktada hazırlıklarımızı yapıyoruz. Ayrıca Millet Yolları ve yayalaştırmaya yönelik çalışmalar yapıyoruz.
SIFIR KARBON EMİSYONU
Birçok ülke 2030-2050 yılları arasında ulaşım sektörünün karbon emisyonunu sıfırlamayı hedefliyor. Bizim de son yıllarda yaptığımız yatırımların temelinde de zaten bu amaç yatıyor. Özellikle taşımacılık altyapısını emisyon düzeyi düşük olan demir yollarına kaydırmaya çalışmamız ve hızlı tren ile yüksek hızlı tren altyapısına önem vermemiz de bu amaçladır. Şu anda 1,213 kilometre olan YHT hattı uzunluğunu da bu doğrultu da 2023 yılında 3 bin 102 kilometreye çıkartacağız. Sadece bu yatırımın etkisi ise taşımacılıkta havaya salınan karbon miktarının 12 milyon ton daha az alması demek. Çevresel etkiler karbon emisyonunu azaltıcı politikalar çerçevesinde ayrıca yeni nesil yöntemler ile karbon emisyonunu azaltmayı planlıyoruz. Elektrikli raylı sistemler, yeni nesil yakıt politikaları, şehir içi yürüme ve bisiklet kullanımının artırılması da planlamalarımız arasında yer alıyor.
TÜRKİYE’NİN YATIRIM ÇEKİCİLİĞİ ARTACAK
Artık ülkeler kendi kendilerine yetme politikaları uygulamaya başlıyor. Bu noktada bizim de uygulamaya başladığımız Lojistik Master Planı da büyük önem kazandı. Türkiye Lojistik Master Planı’nın uygulanmasıyla hedeflediğimiz kazanımları 2023, 2035 ve 2053 yılları bazında ele aldık. Buna göre, uzun vadede yaklaşık 1 trilyon dolar ihracatı destekleyecek altyapıyı kuruyoruz. Özellikle İpek Yolu olmak üzere tüm koridorlardaki yük talebinin Türkiye üzerinden geçmesini amaçlıyoruz. Transit koridorların ülkemiz üzerinden geçmesi sayesinde, üreticilerimizin ihracatı artırıcı avantajlar elde etmesini sağlayacağız. Örneğin, Türkiye’nin toplam lojistik performansını ve yatırım çekiciliğini artıracağız.
KULLANIM MALİYETİ DÜŞECEK
Demir yolu kullanımını artırarak taşıma maliyetlerini azaltacak ve zamanında teslimat performansına katkıda bulunacağız. Yaptığımız çalışma kapsamında demir yollarında mevcut hat kapasitemizi yüzde 95 artışla 342 milyon tren-km’ye ulaştırmayı planlıyoruz. Yük taşıma payını da yüzde 5,2 ‘den yüzde 10’a çıkacağız. 17 il ve 20 milyon kişi daha hızlı tren hizmetinden yararlanacak. 2023 yılına kadar demir yolu hattı uzunluğunu da 17 bin 527 kilometreye çıkartacağız. Plan sayesinde yerli üretimin verimli dağıtımını da gerçekleştireceğiz. Demir yolu kullanımı da yüzde 5’ten 2050’de yüzde 22’ye çıkacak. Sebze ve meyvelerin taşıma sırasında şu anda yüzde 10’u bulan kayıp oranı da yüzde 5 seviyesine düşecek.
MİLLİ TİCARET ÖNEM KAZANACAK
Bu noktada e-ticaret de tabii ki önemini artıracak. Biz de bu amaçla yerli ve milli e-ticaret platformları geliştireceğiz. Çünkü ülkelerin kendi kendine yetme politikalarını hayata geçirmeye başladığı bu dönemde yerli bir lojistik ve e-ticaret platformu Türkiye için önem arz etmektedir. Bununla birlikte yeni nesil bir PTT’ye de kavuşacağız. Yeni nesil PTT bölgesel ölçekte e-ticaret faaliyetlerini ve lojistik hizmetlerini geliştirerek uluslararası bir marka olarak konumlandırılacaktır.