Enerji Petrol Gaz İkmal İstasyonları İşveren Sendikası (EPGİS), benzinin pompa fiyatına 46 kuruş zam yapıldığını açıkladı.
Yeni zamlardan sonra benzin fiyatları; İstanbul’da 13,59 liradan 14,05 liraya, İzmir’de 13,67 liradan 14,13 liraya Ankara’da 13,66 liradan 14,12 liraya çıktı.
Akaryakıta 2021 yılında toplamda 46 kez zam gelmişti. Benzin 1 Ocak’tan bu yana üç kez zamlanırken, toplam fiyat artışı 1,7 lirayı buldu.
ÖTV düzenlemesi
Akaryakıt fiyatlarının artmasının temelde iki nedeni bulunuyor. İthalata dayalı akaryakıt sektöründe kur hareketleri ve uluslararası piyasalarda petrol fiyatlarının yükselmesi fiyat artışlarında etkili oluyor.
Ancak Türkiye’de son dönemde yaşanan kur düşüşü pompa fiyatlarına yansımıyor. Nedeni ise aralık ayında getirilen özel tüketim vergisi (ÖTV) düzenlemesi. 22 Aralık’ta yürürlüğe giren düzenlemeye göre akaryakıt ürünlerinde ÖTV, ürünlerin döviz cinsinden fiyatlarının azalış tutarı kadar artırılıyor. Kurdaki iniş, vatandaşa vergi olarak geri dönüyor.
‘Fiyatı doları geçti’
DW Türkçe’ye konuşan ekonomist Selçuk Geçer, “Türkiye’de gerçekçi olmayan enflasyon oranları, gerçekçi olmayan faiz oranları, gerçekçi olmayan kur oranlarından tamamen bağımsız olarak hareket eden bir akaryakıt fiyatı uygulaması var ve nitekim artık bunu son fiyatlarla çok net bir şekilde görüyoruz” diyor.
Benzin fiyatlarının, dolar fiyatlarını geçtiğine dikkat çeken Geçer, “Bu da bize şunu gösteriyor. Piyasada kullanılan dolar kuruyla ekranlarda gördüğümüz dolar kuru arasında çok ciddi bir farklılık oluşmuş durumda” diye ekliyor.
Benzin istasyonundan alınan yakıtta; şirketlerin kârı, yüklü bir ÖTV ve piyasanın düzenlenmesinden sorumlu EPDK’nın payı bulunuyor.
‘Vergi açıkları kapatılıyor’
Selçuk Geçer, Türkiye’nin bütçesinde kara bir delik olduğuna işaret ediyor. Geçer, “Bütçede korkunç bir açık var. Bu açığı bir şekilde denkleştirmeye çalışıyorlar. Akaryakıtta bunun en temel kaynaklarından birisi. Yani akaryakıta yapılan zamlarla bu vergi açıkları kapatılmaya çalışılıyor” diye konuşuyor Geçer’e göre petrol fiyatları geriye gelse de bu bütçe açığı olduğu sürece akaryakıta arka arkaya zamlar yapılmaya devam edilecek.
Ekonomist Selçuk Geçer
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ocak ayının ilk haftasında yaptığı açıklamada “Kurdaki köpük gibi enflasyondaki köpüğü de süratle alarak ülkemizi bu görüntüden kurtaracağız” demişti.
Peki yapılan zamlarla bu ne kadar mümkün?
Şubatta enflasyona yansıyacak
Selçuk Geçer, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı üretici enflasyonunun yüzde 80’i bulduğunu belirterek, bunun tüketici fiyatlarına yansımasının yadsınamaz bir gerçek olduğunu vurguluyor. Geçer, yüzde 36 olarak açıklanan 2021 resmi enflasyonun önümüzdeki süreçte yüzde 50’ler seviyesine çıkacağı görüşünde.
Elektriğe, enerjiye, oto gaza, akaryakıta arka arkaya yapılan zamların piyasayı etkilediğini ifade eden Geçer, “Yönetilen ve yönlendirilen fiyatlar diye bir şey var. Yani kamu eliyle yapılan zamlar var. Dolayısıyla demek ki öyle enflasyonu ha deyince düşürmek mümkün değil. Enerji fiyatlarına yapılan son zamlar da şubat itibariyle enflasyona yansıyacak” diyor.
Akaryakıt zamları üretim maliyetlerini artırarak gelecek dönem zamlarının da bir habercisi.
Türkiye Halciler Federasyonu Başkanı Yüksel Tavşan
DW Türkçe’ye konuşan Türkiye Halciler Federasyonu Başkanı Yüksel Tavşan, akaryakıtın hem üretimde hem de nakliye aşamasında sektör için önemli bir girdi olduğunu, bu işin paydaşlarının tümünü etkilediğini belirtiyor.
Sebze meyve maliyetleri artıyor
Akaryakıt fiyatlarının yükselmesinin sebze ve meyve maliyetlerini artırdığını vurgulayan Tavşan, “Üretimden tüketimdeki perakende raflarına, perakende tezgahına kadar bir bant sistemi yok ki ürünler orada yuvarlansın burada tıkır tıkır gelsin. Arada işleniyor, toplanması var, zayi oranları var. Yerinde paketlenmesi var, kasa maliyeti var. Kendi içinde bir sürü stopaj, KDV gibi özel vergi sistemleri var. Perakende de kabul etmek lazım ki bir maliyet var. Dolayısıyla bunlar üst üste konunca artık bugünkü şartlarda ürünün üstüne ciddi bir maliyet geliyor” ifadelerini kullanıyor.
Maliyet artışları katlanamaz boyuta geldiğinde zammın kaçınılmaz olduğunu dile getiren Tavşan’a göre, fiyatların yüksek bulunmasının bir nedeni de tüketicinin alım gücünün düşmesi.
‘Üretici koruyacak önlem şart’
Tavşan, akaryakıttaki ÖTV’nin kaldırılmasının yanı sıra artan girdi maliyetleri karşısında üreticiyi koruyacak önlemler alınması gerektiği görüşünde. Tavşan, “Başta akaryakıt olmak üzere gübre gibi bu işin için imalatında kullanılan her türlü girdi konusunda gerçekten üretimin korunması lazım. Bir de aşağı yukarı bir fiyat sigorta sistemi gibi bir fiyat garantisi de maliyet artı bir emek karı şeklinde üreticide olmalı ki bunu sürdürebilsin. Yoksa üretim gerçekten çok zor. Zor şartlardaki üretimin de karşısında çok fazla risk var” diye konuşuyor.
Pelin Ünker
© Deutsche Welle Türkçe