Dünyanın en eski ve en baskın işletme organizasyonu olan aile şirketleri, bugün birçok ülkede genel işletmelerin yüzde 70’inden fazlasını temsil ediyor. Verilere göre dünyadaki işletmelerin ortalama yüzde 85’ini, Türkiye’deki işletmelerin ise yüzde 95’ini, KOBİ’lerin ise yüzde 99’unu aile işletmeleri oluşturuyor.
Ekonomik büyüme ile iş gücünün istihdamında kritik rol oynayan aile işletmeleri, özellikle hızlı karar alabilmeye yönelik yönetim ilkeleri ile hem ülkenin ekonomik kalkınması hem de sürdürülebilirlik ve yeşil dönüşüm hedeflerine ulaşma konusunda önem taşıyor. Fakat yapılan araştırmalar, aile şirketlerinin yalnızca yüzde 30’unun ikinci kuşağa, yüzde 12’sinin üçüncü kuşağa geçebildiğini, dördüncü kuşağa geçebilenlerin oranının ise yüzde 3’te kaldığını ortaya koydu. Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği (TKYD) verilerine göre aile şirketlerinin ortalama ömrünün ise 34 yıl olduğu ifade edildi.
Aile şirketlerinin devamlılığını sağlamak amacıyla 2012 yılında 40 aile tarafından Ailede Birlik, İşletmede Sürdürülebilirlik mottosuyla kurulan Aile İşletmeleri Derneği (TAİDER), bu kapsamdaki çalışmalarını büyüterek yürütmeye devam ediyor. Bu kapsamda nesiller arası geçişi güçlendirmek için Kuzey Yıldızı Programını hayata geçirdiklerini hatırlatan TAİDER Yönetim Kurulu Başkanı Fatma Olten, “Aile şirketlerinin yüksek performans gösteren, rekabetçi ve uluslararası yönetim standartlarına sahip organizasyonlar haline gelmelerine yardımcı olacak altyapı çalışmalarına öncülük ediyoruz.
Bu yıl sekizincisini düzenleyeceğimiz Kuzey Yıldızı Programı; şirketlerin çevre, toplum, iş modeli ve çalışan yönetimi gibi alanlardaki perfo rmanslarını değerlendirerek, onlara kapsamlı bir gelişim haritası sunuyor. Program, sadece şirketlerin mevcut durumunu değil aynı zamanda geleceğe yönelik stratejilerini de şekillendirmelerine odaklanıyor” diye konuştu.
300 aile şirketi ile yola devam
Bugüne kadar, Türkiye genelinde birçok aile şirketine ulaştıklarını belirten TAİDER Başkanı Fatma Olten, “Şu an itibarıyla yaklaşık 300 aile şirketi ve 950 aile üyesiyle aile şirketlerinin sürdürülebilirliğini ve gelişimini desteklemek amacıyla önemli çalışmalar yürütüyoruz.
Derneğimizin üyeleri arasında yüzde 42 oranında şimdiki nesil, yüzde 34 oranında gelecek nesil ve yüzde 24 oranında diğer üyeler yer alıyor” bilgisini verdi. TAİDER olarak ulaştıkları aile işletmelerinde pozitif bir değişim ve dönüşüm sağladıkları değerlendirmesini yapan Olten, “Özellikle genç nesil aile üyelerinin iş dünyasında daha aktif rol almasını sağladık. Teknoloji ve dijitalleşme konusunda da önemli bir dönüşüm gerçekleştirdik. Bu sayede, işletmeler hem daha verimli hale geldi hem de rekabet avantajı kazandılar” dedi.
En temel sorun ‘strateji eksikliği’
Türkiye’deki aile şirketlerinin sürdürülebilirlik konusundaki karnelerine ilişkin de değerlendirmede bulunan TAİDER Başkanı Fatma Olten, “Aile şirketlerinin çoğu, çevresel etkilerini minimize etme ve sosyal sorumluluk alanlarında adımlar atma konusunda istekli olsa da, bu süreçleri daha stratejik bir şekilde ele almakta zorlanabiliyorlar. En temel sorun, sürdürülebilirlik konusunda bir strateji eksikliği ve genellikle uzun vadeli planlamanın olmaması.
Çoğu şirket, günümüzün hızlı iş ortamında sadece kısa vadeli hedeflere odaklanıyor, bu da geleceğe yönelik sürdürülebilir bir yol haritası oluşturmayı zorlaştırıyor. Ayrıca, dijitalleşme ve inovasyon konusunda da bazı aile şirketleri geride kalabiliyor. Bu alanlarda daha güçlü bir vizyon ve planlama ile, aile şirketlerinin sürdürülebilirlik karneleri çok daha güçlü hale getirilebilir” diye konuştu.
İşletmeler geleceğe hazırlıklı hale geldi
Öte yandan yenilikçi iş modelleri geliştirmek için inovasyon süreçlerine yön verdiklerini de söyleyen TAİDER Başkanı Fatma Olten, “Böylece işletmeler daha esnek ve geleceğe hazırlıklı hale geldi. Bu dönüşüm süreci, sadece iş süreçlerinde değil, aile içindeki iletişimde ve karar alma mekanizmalarında da önemli iyileştirmelere yol açtı. Genç neslin dijitalleşme ve inovasyona olan ilgisi, aile şirketlerinin sürdürülebilir büyümesine büyük katkı sağladı” diye ekledi.
Çevre ve toplumsal sorumluluk alanındaki dağınıklık gideriliyor
Bu yıl gerçekleşecek Kuzey Yıldızı Programı zirvesini bu yılda sürdürülebilirlik özelinde gerçekleştirerek bu alanda kapsamlı bir gelişim haritası sunacaklarını söyleyen TAİDER Başkanı Fatma Olten, “Program, katılımcı şirketlerin çevre, toplum, iş modeli ve çalışan yönetimi gibi önemli alanlardaki performanslarını derinlemesine değerlendirerek, onlara gelişim için net bir yol haritası sunuyor.
300’ün üzerinde kriterle yapılan değerlendirmelerle, firmalar kendi eksikliklerini görerek bu alanlarda nasıl iyileştirmeler yapabileceklerini öğreniyorlar. Ödül kazanan firmalar başarı hikâyelerini diğer katılımcılarla paylaşarak kolektif bir öğrenme atmosferi oluşturuyorlar.
Bu süreç yalnızca ödül alanlar için değil, tüm katılımcılara sürdürülebilir bir gelecek için yol gösteriyor. Sürdürülebilirlik alanındaki en büyük zorluklardan biri olan stratejik planlamadaki eksiklikleri de gözler önüne seriyor ve şirketlerin geleceği düşünerek adım atmalarını teşvik ediyor. Aynı zamanda dijitalleşme, inovasyon ve yetenek yönetimi gibi konularda da firmalara yön göstererek, çevre ve toplumsal sorumluluk alanındaki dağınıklığı gidermek için uluslararası kriterlerden faydalanıyoruz” dedi.