GYF’ler, son yıllarda hem konut fiyatlarının yükselmesi hem de krediye erişimin zorlaşması nedeniyle gayrimenkul yatırımcısına önemli alternatif oldu. GYF’ler sayesinde yatırımcılar, kendi başlarına alamayacakları AVM’lere, otel, lojistik veya iş merkezi gibi ticari mülklere, konut projelerine veya her tür arsaya yatırım yapabilirken, söz konusu gayrimenkullerin varlık değer artışından, kira gelirlerinden de faydalanıyor.
‘Proje GYF’ ile ‘topraktan’ konut
Geçen günlerde Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), ‘Gayrimenkul Yatırım Fonlarına İlişkin Esaslar Tebliği’nde yapılan değişiklikle proje gayrimenkul yatırım fonu (Proje GYF) kurulmasının önünü açtı. Yatırımcılar ‘Proje GYF’lerle ‘topraktan’ konut projelerine yatırım yapabilecek.
Vergi katkısı büyük
Ekonomiye ve yatırıma yeni soluk getiren ve büyümesi istenen GYF’lerin kazançları kurumlar vergisinden muaf. Son 3 yılda GYF kazançları üzerinden asgari kurumlar vergisi alındığı varsayımıyla yapılan hesaplamada muaf olunan vergi gelirinin 1 milyar lira. Fakat bu muaflığa rağmen GYF’ler, KDV, tapu harcı, emlak vergisi, damga vergisi aracılığıyla son 3 yılda (2021-2023) toplam 806 milyon TL katkı sağladı. Portföy yönetim şirketlerinin GYF’lerin portföylerinin yönetilmesinden kaynaklanan gelirler üzerinden ödedikleri kurumlar vergisi, Banka ve Sigorta Muamele Vergileri ve KDV tutarları eklendiğinde toplam 2.4 milyar TL’lik vergi ödedi.
Bu yılın ilk yarısı itibariyle Türkiye’de 193 GYF faaliyet gösteriyor. 2019 yılında 6 milyar lira seviyesinde olan toplam GYF büyüklüğü, bu yılın haziran ayı sonu itibarıyla 97 milyar lirayı aştı.
Yeni vergiler nasıl etkiler?
Sektör temsilcileri GYF’lere yönelik asgari kurumlar vergisi uygulanması ya da istisnanın kaldırılması ve kısıtlanması durumunda muhtemel finansman maliyetleri nedeniyle GYF’lerin vergi matrahının aşağı çekilmesi kaçınılmaz olacağını belirtiyor.
Muhtemel yeni verginin GYF’lerin dolaylı vergi gelirlerine katkısının ortadan kaldıracağını belirten sektör temsilcileri, konut sektöründe büyük heyecan uyandıran Proje GYF’lerin gelişiminin önüne set olacağını vurguladı.
OECD’nin öngörüsünün asgari kurumlar vergisinin kolektif yatırım araçlarını kapsamaması gerektiği yönünde olduğu ve GYF’lere asgari kurumlar vergisi getirilmesinin Türkiye’yi dünyadan negatif ayrıştıracağını, nitekim GYF yatırımcılarının birey veya kurum olarak vergilendirildiği ifade ediliyor.