Maliyet ve hız açısından mahkemelerden daha avantajlı olan tahkim yargılamasında ülkemizin fotoğrafını çekersek, Türk iş dünyasının uluslar arası işlerinde tahkimi yaygın olarak kullandığı ancak ülke içinde bu alışkanlığın diğer ülkelere kıyasla çok düşük olduğu görülüyor.
Tahkim, az bilinirliği nedeniyle karmaşık görünse de uyuşmazlıkların tahkim yargılamasıyla çözülebilmesi için sözleşmeye “tahkim şartı” denen tek bir cümlenin yazılması yeterli oluyor. Böylece, yurtdışında bir yabancı firma ile yapılan projeden doğan uyuşmazlık İstanbul’da ve Türkçe yargılama ile çözülebiliyor.
“MİLLETLERARASI STANDARTLARDA BİR TAHKİM MERKEZİMİZ VAR”
Türkiye, özgürlük ve kolaylık sunan tahkimden ne kadar faydalanabiliyor? İstanbul Tahkim Merkezi (ISTAC) Başkanı Prof. Dr. Ziya Akıncı, merkeze gelen davaların yarısının uluslararası olduğunu ve bu davalar için oluşturulan ISTAC Milletlerarası Tahkim Divanında dünyanın en saygın ve bilinen hakemlerinin görev yaptığını, diğer yandan İstanbul’da bir tahkim merkezinin bulunmasının yabancı yatırımlarda etkili olacağını vurguluyor.
İstanbul Tahkim Merkezi Sekretaryası Türkçe dışında İngilizce, Fransızca ve Almanca dillerinde hizmet veriyor. Bununla beraber, Prof. Dr. Akıncı, tahkim ancak yurtiçinde yaygınlaştığı zaman Türkiye’nin uluslararası tahkimde öne çıkacağını savunuyor.
İSTANBUL, LONDRA VE HONG KONG İLE NASIL YARIŞACAK?
Avrupa, Orta Doğu ve Orta Asya devletlerinin birçoğundan ortalama 3 saatte İstanbul’a ulaşılabilmesi ve yakın çevrede Türkiye ile rekabet edebilecek bir ülkenin bulunmaması İstanbul Tahkim Merkezi’ni milletlerarası bir merkez olarak öne çıkarabilir. Bununla beraber, tahkim yerinin seçiminde ulaşım kolaylığı dışında genel itibar ve tanınma, hukuki altyapı, hukuk sisteminin tarafsızlığı, ulusal tahkim yasası ve tahkim kararlarının uygulanabilirliği gibi kriterler bulunuyor. Bu şartlarla Londra, Paris, Singapur, Hong Kong ve Cenevre dünyada en çok tercih edilen beş tahkim yeri olarak öne çıkıyor.
BİLMEDİĞİN USULÜ UYGULAYAMAZSIN
ISTAC Yönetim Kurulu’nda TOBB’u temsil eden Denizli Sanayi Odası Başkanı Müjdat Keçeci de bir tahkim merkezinin uluslararası bir merkez olabilmesi için önce iç tahkimin çok güçlü olması gerektiğini savunuyor. İç tahkime bu bağlamda yaklaştığımızda ise karşımıza kamuoyunda önyargılar nedeniyle alternatif bir yargılama usulü seçme konusundaki tereddüt çıkıyor. Özetle insanlar bilmediği bir usulü uygulamada kullanmıyor.
Keçeci, Türk iş insanlarının tahkimi özümsemesi için tahkimin gelişmiş ekonomilerde neden daha fazla tercih edildiğinin ve maliyet başta olmak üzere avantajlarının anlatılması gerektiğini belirtiyor.
Tahkim Hakemi ve Arabulucu Av. Bennar Aydoğdu da, tahkim bilincinin artırılmasında hedef kitlenin sadece tahkim uygulayıcıları değil aynı zamanda tahkimin olası kullanıcıları olan iş insanları ve onların yasal temsilcileri olması gerektiğini düşünüyor. Aydoğdu, büyük kurum ve kuruluşların uyuşmazlık çözüm yöntemi olarak tahkimi öngörmesinin toplum için etkili bir örnek teşkil edeceğini savunuyor.
Hukuk çevrelerinde de tahkim konusunda bilgi eksikliği göze çarpıyor. Bu da tahkimin benimsenmesi için temelin hukuk fakültelerinde atılması ihtiyacını öne çıkarıyor.
Yarın…
ADLİ YARGI MI TAHKİM YARGISI MI DAHA UCUZ?
TAHKİMDE İNSAN KAYNAĞIMIZ YETERLİ Mİ?
ARABULUCULUK-TAHKİM (MED-ARB) PROJESİ
TÜKETİCİ UYUŞMAZLIKLARINDA ARABULUCULUK ŞARTI
Fulya Öktem / Bloomberg HT Editörü