Günümüz ekonomisi her ne kadar gözünü hisse senetleri ve tahvillere dikiyor olsa da dünyanın en büyük varlık sınıfını gayrimenkul sektörü oluşturuyor. Savills’in 2023’te gerçekleştirdiği araştırmaya göre sektör yüzde 79’u konut sektöründe olmak üzere, yaklaşık 340 trilyon dolarlık küresel varlığa ulaşıyor. Bu rakam ise küresel gayri safi yurt içi hasılanın neredeyse dört katına denk geliyor.
Global ölçekte yaşanan demografik ve teknolojik değişimler ise hem geleneksel hem de gelişmekte olan varlık sınıflarındaki yatırımcılar için yeni fırsatlar yaratıyor. Aynı zamanda değişen toplumun gelecekteki ihtiyaçları, ekonomik göstergeler ve tüketici hassasiyetlerinin değişmesi gibi birçok konu, gayrimenkul sektöründe önde gelen markaların proje geliştirirken yeni konseptler geliştirmeleri gerektiğine işaret ediyor. Gayrimenkul sektörünün önde gelen markaları ile uzun yıllar çalışarak bu konuda tecrübeler edinen MODD/group Reklam Ajansı CEO’su Cem Has, gayrimenkul sektörünü baştan aşağı değiştirerek 5 trende dikkat çekiyor.
ESG ve yapay zekanın önemi tartışılmaz
Markalar için yüksek karlılığın artık tek önemli kriter olmadığını savunan Cem Has, “Bu devir geleceğin şirketlerinin artık gündeminde bile değil. İklim krizi, geri dönüşüm ve yeşile verilen değer yeni nesil tüketicinin marka algısındaki en önemli değer noktalarından birisi. Tüketiciler artık gayrimenkul şirketlerinden çevresel ve sosyal konularda sorumluluk sahibi olmalarını bekliyor. Finansal olmayan performans göstergelerinin incelendiği ESG’de etik, sürdürülebilirlik ve karbon ayak izi gibi konular oldukça önemli” diyor.
İkinci olarak teknoloji ekseninde yapay zekanın ESG’den sonra en önemli konu olarak karşımıza çıktığını belirten Has, gayrimenkul liderlerinin yapay zekayı pek çok alanda etkili olarak kullanabileceğini kaydediyor. Bunlar arasında “iklim risklerinin modellenmesi ve bu doğrultuda proje yapısının oluşturulması , kaynak israfının modellenmesi, kullanıcıların bölge özelinde geçmiş arama davranışlarının incelenmesi, proje bölgesinin yapay zeka tahminleri ile gelecekteki popülaritesi ile öngörülerin değerlendirilmesi, bölgeye özel verilerin segmentasyonu ve doğru fiyatlama stratejisinin oluşturulması ve geliştirilecek projeye özel geçmiş bölgesel veriler ışığında hazırlanan risk değerlendirmesi” olduğunu söyleyen Has bu ve benzeri pek çok konuda yapay zekanın, gayrimenkul liderlerine gelecekte geliştirecekleri projeler için objektif çıktılar verdiğini düşünüyor.
Dijital teknolojiler gayrimenkul yatırımcılarının gözdesi olacak
Cem Has’a göre gayrimenkul sektöründeki üçüncü trend, şehir içindeki ofislerin yenilenerek aynı zamanda konut olarak kullanılması Avrupa’nın birçok şehrinde yaygın hale gelmeye başlaması. Hibrit çalışma yöntemi ile gelişen evden çalışma modeli gayrimenkul projelerinde önemle ele alınması gereken bir madde. “Artık ofislerin sürdürülebilirliği açısından en önemli 3 faktör olarak karşımıza maliyet, konum ve iş gücü yeteneğinin çekiciliği çıkıyor. Birçok sektörde kaliteli insan kaynağı, full-time ofis içi çalışma modeline uyumlu değil” diyen Has, bu durumun artık hibrit modellemede daha çok talep gördüğüne değiniyor. Aynı şekilde Has, yüksek hızda internet, düşük aidat yönetimi, geri dönüştürülebilir atık yönetimi, yağmur suları geri dönüşüm planı, sosyal alan çeşitliliği, güneş enerjisi ile çalışan araç şarj istasyonları, yeşil alan ve betonarme bina oranı ve her evde özel tasarlanmış ofis odası gibi özellikleri bulunan yeşil, sosyal ve bağlantılı yapıların günümüzde tüketicilerin bir gayrimenkul ürününü tercih etmesindeki en önemli parametrelerin bazıları olduğunun altını çiziyor.
Son olarak dijital gayrimenkul pay sertifikası ve gayrimenkul tokenizasyonuna değinen Has, gelişen teknolojiler ile blok zinciri dünyasında gayrimenkul yatırımlarının irili ufaklı yatırımcılar ile buluşturmanın gelecekte mümkün olacağını belirtiyor. Söz konusu teknolojilerin projelere daha fazla likidite temini, kısıtlı imkanlarla her projeden yatırım yapabilme imkanı, komisyoncu ya da aracı olmadan azaltılmış işlem maliyetleri ile şeffaflık ve işlem güvenliği gibi avantajlar sağlayacağını söyleyen Has, Dubai ve Avrupa’da başlayan bu uygulamaların Türkiye’de yakın zamanda görüleceğini sözlerine ekliyor.