Konuyla ilgili tüketici dernekleri takipte iken; emlakçılar da bu evleri portföylerinde tutmayarak karşılık verdiklerini dile getiriyor. Peki tüketici böyle bir durumla karşılaşırsa neler yapabilir? İzmir’de örnek bir şikayetin bölge şubelerine ulaştırıldığını anlatan Tüketiciyi Koruma Derneği (TÜKODER) Genel Başkanı Aziz Koçal, bu ‘fırsatçı’larla kamu ve özel sektörün birlikte mücadele etmesi gerektiğini söyledi. Koçal, şu bilgileri verdi:
“Konut satışlarında ve kiralamalarda yüksek fiyat talebi ile emlakçılara gidenleri emlakçılar geri çevirmelidirler. Bu konuda emlakçılar odası mesleki denetimi ve ağırlığını göstermelidir. Konut almak veya kiralamak isteyen vatandaşlarımız, deprem öncesi fiyat ile deprem sonrası fiyatlar arasında yüksek farklılıklar ile karşılaşır ise İl Ticaret Müdürlüğüne veya Ticaret Bakanlığı İç Ticaret Genel Müdürlüğü’ne gerekeli şikayetlerde bulunmalıdırlar. İzmirli vatandaşlarımızın mağdur olmaması için basına yansıyan bu haberler ihbar kabul edilerek Ticaret Bakanlığı gerekli denetimleri ve piyasa kontrollerini yapmalıdır. Her zaman söylüyoruz, serbest piyasa ekonomisi demek denetimsiz ekonomi değildir. Ev satışlarında depreme dayanıklı diyerek yüksek fiyat çeken inşaat şirketleri de denetim altına alınmalı, ticaret odaları bu şirketleri izlemeliler.”
‘Portföyden çıkar’
İzmir Emlak Komisyoncuları Odası, İzmirli emlakçıların ağır hasarlı konutta oturup taşınacaklardan hizmet bedeli almayacaklarını duyurmuştu. Depremle birlikte İstanbul’da da benzer bir taşınma psikolojisi oluştuğunu anlatan emlakçılar, yoğun talep oluşması durumunda fiyatların bölgelere göre bir düzlemde ilerlemesini teşvik ettiklerini belirtti. İstanbul Emlakçılar Odası Başkanı Nizameddin Aşa, ev sahipleri tarafından belirlenen fiyatlara müdahale haklarının bulunmadığını vurgularken, emlakçılara ilişkin ise şu değerlendirmeyi yaptı:
“Biz mal sahibini yönlendirme yoluna gidiyoruz. Bölge fiyatları ekseninin üzerine çıkılmaması konusunda fikir beyan ediyoruz. Daha ileri durumda portföyümüze almayarak bir protesto yapmış oluyoruz. Düzgün çalışan bir emlakçı zaten piyasayı yükseltmek istemez. İzmir’de meslektaşlarımız komisyon almayacaklarını açıkladı. Birkaç ay kira talep etmeyeceğini ileten ev sahipleri de oluyor.”
Riskli yapı süreci nasıl yürütülüyor?
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından riskli yapıların tespit ve yıkım süreci 4 adımda anlatıldı. Buna göre, birinci adım olan ‘tespit başvurusu’ bakanlık sitesinde yer alan lisanslandırılmış tespit kurum ve kuruluşları aracılığıyla yapılıyor. Risk tespiti aşamasında ise ilgili tapu müdürlüğünce tapu kütüğüne işlenen belirtmeler, riskli yapı tespitine karşı tebligat tarihinden itibaren 15 gün içinde hak sahiplerine tebliğ ediliyor.
Bu yapılar çevre ve şehircilik il müdürlüklerine bildiriliyor. Riskli yapıların yıktırılması aşamasında da taşınmaz maliklerine 60 günden az olmamak üzere süre verilerek yapının yıktırılması isteniyor. Yıktırılıp yıktırılmadığı kontrol ediliyor. Yıktırılmayan yapılar bakanlıkça ya da il müdürlüklerince yıktırılıyor. Masrafından malikler sorumlu oluyor.