Emlak sektörünün en şatafatlı dönemleri olan 2009 – 2015 yılları arasında irili ufaklı birçok inşaat firması çıktı sahneye.
Televizyonlar gazeteler bangır bangır inşaat firmalarının reklamlarını yayınlıyorlar, ev hayali kuran binlerce aile de o dönemler içinde devletin de desteklediği firmalardan ev aldılar. Günde 3-4 proje açıklanırken inşaat sektörünü Türkiye’nin lokomotifi ilan ettiler. Öyle ki, bankalar inşaat firmaları için kredi musluklarını sonuna kadar açtılar.
En fazla konut yapılan bölgeler Avrupa Yakası’nda Esenyurt, Beylikdüzü, Başakşehir, Bağcılar, Levent, Şişli, Bayrampaşa, Gaziosmanpaşa, Eyüp, Zeytinburnu Bakırköy, Bahçelievler, vs vs ilçeler olurken, Anadolu Yakası’ında ise başta Fikirtepe, Ataşehir Ünalan, Maltepe, Kartal, Tuzla, Pendik, Sultanbeyli, gibi ilçeler başı çektiler.
Kimisi kentsel dönüşüm projesi olarak hayata geçirilirken, kimisi de markalı projeler olarak inşa edilmeye başlandı. 2009 yılı itibariyle büyümesine hız veren sektör, bazı ilçelerde birkaç sene içinde kabusa dönüştü.
Başta Esenyurt ve Fikirtepe bölgeleri olmak üzere giderek artan bir konut mağduriyeti haline dönüştü.
Fi Yapı, Ukra İnşaat, Samsun Towers, Bulut İnşaat, Osmanlı İnşaat, Makrom Yapı, İnanlar İnşaat, Dumankaya, Yeşil İnşaat gibi firmalar Esenyurt ilçesinde tam bir inşaat enkazı bıraktı. Aradan geçen zaman zarfında kimi aileler paralarını ödeyip tapularını almalarına rağmen evlerine bir türlü kavuşamadılar. Kimi şirketler finansal kaynaklarını yanlış yöneterek batarken, kimisi de belediyelerle ters düşerek iflas aşamasına geldiler.
Esenyurt Belediyesi en çok konut mağduru yaşatan belediye olarak tarihe geçti. 30-35 katlı yükselen projelere göz yumup daha sonra bu projeleri mühürleme kararı almasıyla ilçe tam bir konut mezarlığına döndü.
Eski Eseyurt Belediye Başkanı Necmi Kadıoğlu ve İ.B.B Başkanı Kadir Topbaş hakkında çok şeyler yazıldı çizildi. Buradaki mağduriyetlerin baş sorumlu oldukları görevlerini kötüye kullandıkları iddia edildi. Fakat bu konular üzerine gidilmediğinden buradan da bir sonuç çıkmadı. Halkın vicdanında mahkûm edildiler.
Senelerce mühürlü kalan projeler inşaat firmalarının da iflas etmesine neden oldu. Fi Yapı iflas erteleme istese de daha sonra yönetime kayyımlar atanarak devletin kontrolüne geçirildi. Senelerce kayyım yönetiminde kalan şirket işçi ölümleriyle de gündemden düşmedi. Fakat devlet kontrolünde olan projede yaşanan ölümler dahi çok fazla dikkat çekmedi.
Diğer inşaat firmalarında da durum farklı değildi. Makrom Yapı insanları göz göre göre dolandırırken, Esenyurt Eski Belediye Başkanı Necmi Kadıoğlu yine oradaydı. Bunun gibi birçok projeye ruhsat verip açılış ve kokteyl partilerine katılan belediye başkanı yaşanan mağduriyetlere gözünü kapatarak görevden alınıncaya kadar o koltukta hesap vermeden oturdu.
Firmanın mali yapısını araştırmak vatandaşın işi mi?
Yaşanan bunca mağduriyeti araştırmak vatandaşın işiymiş gibi, ‘alırken bize mi sordunuz ‘tarzında cevaplarla sıklıkla karşılaşmışlardır.
Şimdi soruyoruz! Vatandaş mı şirketin kuruluş iznini veriyor? Hangi firma mali yapısını sıradan bir vatandaşa açar? Belediyeler inşaata ruhsat verirken projeye bakmadan mı onay veriyorlar? Projeler 30-35 kat yükseldikten sonra neden müdahale ediliyor? Madem yasak neden denetlemediler? Görevi kötüye kullanıp mağduriyete sebep veren sorumlular neden yargılanmıyor? Bunca konut mağduru neden emlak vergisi ödüyor? Teslim edilmeyen konutlar için neden hizmet parası ödüyor? Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, seçim öncesi irtibat ofisi kurdurup, seçimden sonra neden kapattırdı? Kapatıldığından haberi var mı? TMSF’nin görevi futbol kulüplerine, spor yorumcularına sponsor olmak mı? 100 bin konut mağduru tüm bunlara cevap arıyor.
Bu aileler kaç yıl daha mağdur olarak bekleyecek? Cumhurbaşkanı çıkıp açıklaması gerekiyor. Evler verilecek mi? Verilmeyecek mi?
Emlak Haber Ajansı