Dünya Ormancılık Günü ve Ormancılık Haftası bugün başlıyor. Hafta öncesinde gazetecilerle bir araya gelen Özkara ve Türkiye Ormancılar Derneği yöneticileri, ülke ormanlarının karşı karşıya kaldığı tehditler ve risklere dikkat çekti. Türkiye’de 22 milyon hektar orman alanı bulunduğunu, bunun ülke yüzölçümünün yüzde 29’una denk geldiğini anlatan Özkara, “Bu alanın yarıya yakını bozuk orman alanı olarak biliniyor” dedi.
YASA 32 KEZ DEĞİŞTİ
AKP’nin 20 yıllık iktidarında daha önceki dönemlere göre kıyaslanamaycak ölçüde Orman Yasası ile oynandığını, toplam 32 kez yasanın değiştirildiğini belirten Özkara, “Yapılan değişiklikler hep 16, 17 ve 18. maddelerde yoğunlaştı. Bunlar hep izin irtifaya konu olanlar. Ormanlara yapılaşma izni veriliyor. Bunlar; atık tesisi, vahşi çöp tesisi ve sportif, dini tesisler. Ormanlar artık idarenin keyfi yönetimi ile idare ediliyor” diye konuştu. Ormana karşı işlenen suçların affı anlamına gelen “2b” düzenlemesinin iktidar-muhalefet eliyle gerçekleştirildiğini anımsatan Özkara, “Bu açık bir rüşvetti. 473 bin orman alanını kapsıyordu, pazarlığa girildi ve 626 bin hektara ulaştı” değerlendirmesini yaptı. Orman yıkımlarının getirilen yasal çerçevelerle daha da hızlandığını vurgulayan Özkara, riskleri şöyle sıraladı:
YANGIN NEDENLERİ
“Enerji hatları ormanların içinden geçiyor. Bakım-onarım yetersizliği nedeniyle orman yangınlarına neden oluyor. Yangınların yüzde 3’ü enerji hatlarından kaynaklanıyor. Otoyol, su yolu izinleri büyük sorunlara neden oluyor. İstanbul’u yaşatmak için gerekli su Istrancalar’dan başlıyor Melen ile devam ediyor ve Marmara’nın güneyine, doğusuna uzanıyor. Bu sistemin devam etme şansı yok. Doğayla savaşıyorsunuz. Geçen yıl çıkan yangın, en büyük yangınlardan birisiydi.”
MAKİ VE ARDIÇLAR KESİLDİ
Ormanları tehdit eden eylemlerden birinin de ardıç ve makilerin kesilerem lif-yonga üretilmesi olduğunu anlatan Özkara, 2000’li yıllarda 12 milyon metreküp olan üretimin şu anda üç katına çıktığına dikkat çekti. Özkara, şöyle devam etti:
İKTİDARLARIN SÜRESİ
“132 alana tabiat parkı yapıldı. Sit alanları, kesin korunacak alanlar, nitelikli koruma ve sürdürülebilir alanlar olarak düzenlendi. Bu alanlarda her şey yapılabilecek. Kamu yararı ve zaruret hali denilerek zeytin alanları madenciliğe açıldı. Uludağ Milli Parkı Alan Başkanlığı’na dönüştürülmek isteniyor. Kayak turizmi için feda edilmek isteniyor. Uzun vadeli iktidar istemiyoruz. Çünkü daha çok bu tür davranışlara yöneliyorlar.”
KURAKLIĞA ÖNLEM
Prof. Dr. Erdoğan Atmış da ormana yönelik toplumsal bilincin yükseltilmesi gerektiğini kaydetti. Prof. Dr. Doğanay Tolunay ise Türkiye’nin 2053’te “sıfır karbonu” hedeflediğini anımsatarak “Ormanlarımızın 2017’de 100 milyon ton olan karbon depolama miktarı 2019’da 84 milyon tona düştü. Bunun 2021’de 60 milyon tona gerilemesi bekleniyor. O zaman 2053 hedefi hayal olacak. Sık yaşamaya başladığımız selleri ormanlar önler” dedi.