Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) Başkanı Mithat Yenigün, Anadolu Ajansı Ekonomi Masası‘na konuk oldu ve gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Türkiye’nin yıllık konut ihtiyacının 900 bin olduğuna işaret eden Yenigün, “Son bir senedeki hareketler insanları belirsizliğe götürdü. İnsanlar önünü göremiyor, dövizde mi kalayım, yüksek faiz mi alayım, gidip daire mi alayım? Daire alımları azaldı.” diye konuştu.
Yenigün, martta Türkiye Emlak Katılım Bankasının açıldığını anımsatarak, şöyle konuştu:
“Şu an konut stoku 800 bin ile 1 milyon arasındadır. Konutlar fon tarafından alınırsa sorun çözülmüş olacak. Fonu, Türkiye Emlak Katılım Bankası oluşturabilir. Bu alımlar olursa inanıyorum ki bu fon 2-3 yıl sonra daha çok para kazanacak. İnsanlar dairelerini alacaklar, hareket başlayınca işsizliğe de faydası olacak. Konut stoku müteahhitten fona geçmeli.”
Yenigün, bu öneriyi Türkiye Emlak Katılım Bankası yetkilileriyle de konuştuklarını bildirdi.
“İmar planları ada bazında olmalı”
“Her önüne gelene ruhsat verilmemesi gerektiğini” vurgulayan Yenigün, plansız konut yapılmasının sakıncalarına dikkati çekti.
Yenigün, imar planlarının toplumun vicdanını zedelemeyecek şekilde hazırlanması gerektiğini belirterek, planların “parsel” değil “ada” bazında ve “master plan” olarak yapılması gerektiğini dile getirdi.
Ekonomide yaşanan gelişmelerin etkisiyle kara yolları ve demir yollarında yatırımcı kuruluşlara ayrılan ödeneklerin yüzde 70 azaldığını anımsatan Yenigün, bu süreç dolayısıyla bir tasfiye kararnamesinin çıkarıldığını hatırlattı. Yenigün, bu kararnameyle devletin beklenmeyen bir gelişme olduğu takdirde bütçesinde düzenleme imkanı bulabileceğini söyledi.
Yenigün, bu kararnameyle birlikte “fiyat farkı kararnamesi”nin de devreye girmesi gerektiğini kaydetti.
“Yurt dışı müteahhitlik hizmetleri”
Yurt dışı müteahhitlik hizmetleri açısından 2002-2003 döneminde yıllık 4-5 milyar dolar civarında olan işlerin, 2012-2013 yıllarında 30 milyar dolarla en yüksek noktaya ulaştığını anlatan Yenigün, 2013’ten sonra yurt dışında inşaat çalışmalarında düşüş yaşandığını bildirdi. Yenigün, “Bunun nedeni emtia fiyatları düşünce bizim ana pazarlarımız olan Rusya, savaş nedeniyle 2011 yılından sonra Libya, yine savaş sebebiyle Irak ve Kazakistan, Türkmenistan gibi ülkeleri etkiledi. Geçen sene 20-21 milyar dolarlık sözleşme imzaladık yurt dışında, bu da iyi bir rakam. Bu sene en az 20 milyar doları yakalarız diye düşünüyoruz. Çünkü en önemli pazarlarımızdan Rusya ile yaşadığımız uçak krizinden önce 5-6 milyar dolarlık sözleşme yapıyorduk. Bir dönem yapamadık. Şimdi Rusya ile ilişkilerimiz yeniden başladı, geçen sene 4,6 milyar dolara çıktı.” diye konuştu.
Son dönemde Özbekistan ile yaşanan olumlu siyasi ilişkilerin ekonomik yakınlaşmaları da beraberinde getirdiğini kaydeden Yenigün, bu bölgenin yurt dışı müteahhitlik hizmetleri açısından çok önemli olduğunu söyledi.
Yenigün, Irak’ın da çok önemli pazar olduğunu ancak yaşadığı iç karışıklar nedeniyle maddi sıkıntıya girdiklerini ifade ederek, “Aslında ben 4 yıl öncesinden Irak’a 2,5 milyar dolar borç verelim dedim. Niye? 1,5 milyarı bizim orada iş yapmış arkadaşlarımızın alacağı. O hemen Türkiye’ye gelecek paradır. 1 milyar da bitirmek istedikleri ama paraları olmadıkları için bitiremedikleri bir ihtiyaçtı. Bugün parası yok ama Irak zengin bir ülke. Bunu yetkili kurum ve bakanlıklara ilettim. Çoğu da hak verdi ama çeşitli nedenlerle bu diyaloglar kesintiye uğradı.” değerlendirmesinde bulundu.
“İşçi uyuşmazlıkları”
Irak’ta Türkiye’den gidenlerin şu an çok sıcak karşılandığına işaret eden Yenigün, ilişkileri daha da sıkılaştırmak için bölgeye maddi kaynak aktarılması gerektiğini dile getirdi.
Yenigün, Libya’daki ilişkilerin son iç karışıklıklara kadar iyi olduğunu belirterek, “Libya ile 19 milyar dolarlık sözleşmemiz vardı. Bizim orada 1,5 milyar dolar hak edişimiz vardı, alamadık. 1,5 milyar dolara yakın makine parkımız helak oldu. Bir de 1,7 milyar dolarlık teminat mektubumuz takıldı ve firmalarımız yılda 50 milyon dolar teminat mektubu komisyonu ödediler.” ifadelerini kullandı.
Yurt dışına götürdükleri işçi sayısında da sıkıntı yaşadıklarını ifade eden Yenigün, “2002-2003’te 4-5 milyar dolarlık ciro yaparken, götürdüğüm işçi sayısı 50 bin iken, 30 milyar dolara çıktığımızda bu sayı 35 bine düştü. Bunun sebebi maalesef bir çok kurumumuzun canını yakan işçi uyuşmazlıkları. İşini tamamlayarak firmadan ayrılan bir kişi belli konularda çalıştığı yere dava açıyor ve yüksek tazminatlar alıyor. Böyle olunca Türkiye’den işçi götürme bizim iştahımızı kaçırıyor, hem maddi hem de manevi olarak.” dedi.
“Sektörün fizibilite yapma alışkanlığı yok”
Yenigün, toplumda fizibilite yapma alışkanlığının oluşmadığını vurgulayarak, “Her bölgede her şehirde, her ilçede sosyal konut ihtiyacını belediyenin ve iş yapacak müteahhitlik yapacak kişinin de bilmesi lazım.” diye konuştu.
Irak’ta siyasi ilişkilerin iyi olmasından dolayı rahat iş yaptıklarını belirten Yenigün, Suriye’nin imarı konusunda iş yapacak firmaların yine Türk firmaları olduğunu dile getirdi.
Yenigün, Suriye ile Türkiye’nin 900 kilometre sınırı olduğunu ifade ederek, “Her türlü elemanımızı, malzememizi, işçimizi, mühendisimizi götürerek orayı çok güzel inşa edebiliriz. Siyasi tabloda bizim için önemli. Şu anda Irak ile ilişkilerimiz iyi olduğu için iş yapabiliyoruz. Suriye ile şu anda iyi değiliz. Suriye’de ne olacağını ben de merak ediyorum. Orada Rusya da ABD de iş alırsa alsın, bize ihtiyacı olacak. Bizim işlerimiz siyasi ilişkilerle paralel gidiyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ABD Başkanı Donald Trump’ın iki ülke arasındaki ticareti 25 milyar dolardan 100 milyar dolara çıkarma konusunda anlaştığını anımsatan Yenigün, bu ticarete katkı sağlamak için bir rapor hazırlıkları olduğunu bildirdi.
Yenigün, Türk inşaat firmalarının yıllardır ABD firmalarına Afganistan’da, Afrika’da alt taşeronluk yaptığına işaret ederek, ortak iş yapılması için siyasi ilişkilerin iyi olması gerektiğini söyledi.
“Çin, Güney Kore ve Japonya’dan, üçüncü ülkelerde iş yapma talebi var”
Çin, Güney Kore ve Japonya inşaat firmalarının üçüncü ülkelerde ortak iş yapalım talebinde bulunduğuna dikkati çeken Yenigün, “Türk firmaları, Japonya ve Kore firmalarının finans ve teknolojik imkanlarını yanına alarak beraber iş yapalım diyorlar. Böyle olunca her iki tarafta kazanmış olur.” diye konuştu.
Yenigün, Rusya’nın 2015’te uçağının düşürülmesinden sonra vizesiz gidip gelme dışında bütün imkanların eski hale geldiğinin vurgulayarak, “Rusya büyük bir ülke. Kendileri de yatırım yapar hale geldi. İlk 6 ayda 1 milyar 900 milyon liralık bir sözleşme imzalamışız. Bu rakamlar yükselir. 2015’ten itibaren sıfırdan başlayarak geçen yıla kadar 4,6 milyara gelmiştik. Rusya’da yaptırım uygulanan bir ülke. Orada tek sıkıntı Rusya’ya dışarıdan kredi götürmek. Onun dışında Rusya’da işlerimiz çok iyi. Bir bilgi birikimi edindik. Ruslarla beraber çalışmaya alıştık. Onlarda bizi tercih ediyorlar. Nedeni ise diğer ülkelere göre hem kaliteli hem hızlı hem de daha ekonomik işler yapıyor olmamız.” ifadelerini kullandı.
Yeni pazarlara açılmak için çalıştıkları belirten Yenigün, şunları kaydetti:
“Hindistan’da çok azda olsa birkaç firmamız var. Ama Bu ülkenin büyüme oranı çok yüksek. Son 2 yıldır büyüme hamlesi var. Onların rakamları da büyüktür. Onların fiziki olarak uzak olması ve oradaki işlerin ağır ilerlemesinden dolayı firmalarımız çok fazla rağbet etmediler. Hindistan ile biraz daha yakın ilgilenilmesi gerekiyor. Güney Amerika’ya Cumhurbaşkanımızla beraber gittik. Şili’deki müteahhitler birliğini ziyaret ettik. Orada da bizimle çalışmak istediklerini söylediler fakat ora ile de fiziki mesafeden dolayı üyelerimizin talebi olmadı. Malezya da iyi bir pazar. Büyükelçimiz çok güzel çalışmış. Malezyalılar Türkleri istiyorlar. Çin firmaların ilgisi yüksek. Malezya’da fiziksel mesafeden dolayı talep gelmedi.”