Çoğunuzun da bildiği üzere, alkol ve sigara grubunda bulunan ürünlerini kapsayan ÖTV’nin yüzde 47 oranında artırılacağı duyuruldu. Yapılan bu zammın düzenli bir şekilde sigara ve alkol tüketen kişilere olan etkisinin ne olacağı malum; peki bu zammın, bu ürünleri tüketmeyenler üzerinde ne gibi bir etkisi olacak?
Her ne kadar “Ya ben sigara da alkol de tüketmiyorum ki, “ diye düşünseniz de maalesef ki evet; bu zam, sigara ve alkol tüketmeyenleri de vuracak. Neden diye soruyorsanız, gelin bu nedenlere birlikte bakalım.
Siz tüketmiyor olabilirsiniz; ancak onlar tüketiyor
Şimdi işe bir de şu tarafından bakın: Siz sigara veya alkol tüketmiyor olabilirsiniz; ancak sık sık alışveriş yaptığınız marketlerin, girdiğiniz dükkanların ve oturduğunuz kafelerin sahipleri tüketiyor. E zam sonrası bu insanların giderleri artınca ne olacak peki? Doğru bildiniz; doğal olarak bu işletmelerin sahipleri de sattıkları ürünlere ve verdikleri hizmetlere zam yapacak.
Tabii bir de son zamanlarda diğer alanlarda yapılan zamlar var. Burada spesifik olarak mazot ve elektriğe yapılan zamlara değinmemiz gerekiyor. Satın aldığımız ürünleri veya o ürünlerden yapılan diğer ürünleri tedarik eden, gerektiğinde bir şehirden başka bir şehre taşıyan (özellikle de sebze ve meyve gibi gıda ürünlerinden bahsediyoruz) şoförlerin kullandığı akaryakıt fiyatının artması; o şoförün giderinin de artması demek. Yani evet, o da zam yapacak.
Elektrik zammı da yine aynı şekilde; özellikle gıda ürünleri satan işletmelerdeki ürünlerin sıcaklığını koruması için hiç ara vermeden elektrik kullanılıyor. Peki elektriğe zam yapılınca ne olacak? İşletmenin sahibinin cebinden çıkan para arttığı için bizim cebimiz de yanacak. Kısacası ister sigara ve alkol tüketin, ister tüketmeyin; bu zam bir şekilde sizi de bulacak.
Bir ‘denge’ noktasının bulunması şart
Talep esnekliği düşük olan ve bağımlılık yapıcı tüketim ürünlerine uygulanan zamlar; direkt olarak bütün enflasyonu etkiler. Bu noktada ilk olarak ‘inelastik talep’ten bahsetmemiz gerekiyor. Mesela bir ürünün fiyatının yüzde 10 oranında artması veya azalması sonucunda bu, tüketicinin o ürüne olan talebinde yüzde 3’lük bir azalma veya artmaya sebep olursa buna inelastik talep denir. Mala yapılan yüzde 10’luk artış, yüzde 30’luk bir talep azalışına neden olduğunda ise bu durum elastik talep olarak adlandırılır.
Sigara ve alkol benzeri ürünler ise inelastik sınıfına girer. Bu da demek oluyor ki devlet yüzde 20’nin üzerinde bir zam yapsa bile bu ürünlere olan talep yüzde 3-4‘ten fazla azalmaz.
Değinmemiz gereken bir diğer konu ise Laffer eğrisi. Laffer eğrisi, hükümetin vergileri artırması sonucunda gelirin artmayacağını; bunun tersi uygulandığında, yani vergi düşürüldüğünde ise toplam gelirin artacağı prensibine dayanır. Buna göre üründen alınan vergi yükseldikçe, satılan ürün sayısı da buna zıt bir şekilde azalmaya başlar ve bu da devletin vergi gelirinin düşmesine sebep olur.
Ülkemizde satılan alkol fiyatları zaten çok uzun bir süredir Laffer eğrisinin ters tarafında. Ancak yapılan son zam ile birlikte vergi geliri azalması kendisini çok daha sert bir şekilde hissettirecek. Bu durumun düzeltilmesi için yapılacak en mantıklı şey ise bir ‘denge’ noktasının belirlenmesi. Hem hükümeti tatmin edecek, hem tüketici moralini düşürmeyecek hem de şikayetleri dindirecek dengeli bir tutar bulunmadıkça içinde bulunduğumuz bu durumun düzelmesi çok, çok zor.