Alman yardım kuruluşu Welthungerhilfe (Dünya Açlıkla Mücadeleye Yardım), dünyada açlık sorununun giderek ciddileştiğini ve 2030’a kadar “sıfır açlık” hedefinden dramatik bir şekilde uzaklaşıldığını bildirdi.
Welthungerhilfe Genel Sekreteri Mathias Mogge, şu an dünya çapında 811 milyon insanın açlık çektiğini ve 41 milyon kişinin açlıktan ölme tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu belirtti.
Bugün açıklanan son Dünya Açlık Endeksine göre 47 ülkenin 2030 yılına kadar düşük açlık kategorisine bile ulaşamayacağının görüldüğünü belirten Mogge, gıda sıkıntısı yaşayan insan sayısının geçen yıl 2019’a göre 20 milyon kişi daha artarak 155 milyona ulaştığını kaydetti.
Afrika’nın güneyi ve Güney Asya’da alarm
Endekse göre 2020 yılında 30 milyon insan açlıktan ölme tehlikesiyle karşı karşıyaydı. Açlıktan en ağır etkilenen ülkelerin Sahra çölünün güneyindeki Afrika ülkeleriyle Güney Asya’da olduğu belirtildi. 100 puanlık skalada en düşük dereceyi 50,8 ile Somali alırken, Yemen 45,1, Orta Afrika Cumhuriyeti 43, Çad 39,6, Kongo Demokratik Cumhuriyeti 38 ve Madagaskar 36,3 puanla durumun “çok ciddi” olduğu ülkeler arasında sıralandı.
Savaş ve çatışmaların yanı sıra iklim değişikliği ve koronavirüs pandemisinin de açlık sorununu derinleştirdiğini belirten Mogge, siyasetin gıda sıkıntısına neden olan krizlerle mücadele etmesi gerektiğini vurguladı. Mogge, açlık krizi yaşayan ülkelere mali yardımın yanı sıra 31 Ekim-12 Kasım arasında Glasgow’da düzenlenecek Birleşmiş Milletler (BM) İklim Konferansında iklim değişikliğine karşı bağlayıcı taahhütlerde bulunulmasını talep etti.
“Açlık cinayettir”
Almanya Kalkınma Bakanı Gerd Müller de açlığı “inanılmaz bir skandal” diye nitelendirerek, “Açlık cinayettir. Çünkü dünyadaki tüm insanları doyuracak bilgiye de teknolojiye de sahibiz” diye konuştu.
Dünyada her gün 15 bin çocuğun açlıktan öldüğünü belirten Müller, dünya çapında açlıkla daha iyi mücadele edebilmek için yardım kuruluşlarının daha iyi finanse edilmesi gerektiğini vurguladı.
“Augsburger Allgemeine” gazetesine konuşan Müller, dünyada milyonlarca insanın işsiz olduğunu, tedarik zincirlerinde kesintiler yaşandığını ve gıda fiyatlarının arttığını belirterek, “Çatışmalar ve iklim değişikliğinin yanı sıra iklim değişikliği de durumu daha da ciddileştiriyor. Yiyecek hiçbir şeyi kalmayan insanlar evlerini terk ediyor ve paylaşımdaki anlaşmazlıklar daha da keskinleşiyor” diye konuştu.