Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) Başkanı Erdal Eren, TMB’de 2004-2011 döneminin ardından mart ayında yeniden üstlendiği başkanlık sürecinin en önemli projelerinden biri olarak nitelendirdiği “yurt dışı müteahhitlik hizmetlerinde akreditasyon sistemi”nin detaylarını açıkladı.
Türkiye’de 400 bin müteahhit bulunduğunu, TMB’nin üye sayısının ise 120 olduğunu ifade eden Eren, “Türkiye’nin altyapısının yüzde 70’ini hayata geçirmiş bir Birliğiz. Şimdiye kadar yapılan 430 milyar dolarlık yurt dışı işinin yüzde 90’ını biz yapmışız. Bugüne kadar 129 ülkede 10 bin 832 proje bitmiş.” diye konuştu.
Eren, Birliğe üye olacak firmaların titiz kriterlerle belirlendiğine işaret ederek, 2011’de 157 olan üye sayısının çeşitli sebeplerle bugün 120’ye gerilediğini söyledi. İkinci neslin müteahhitlik yerine başka mesleklere duyduğu ilginin de firma sayısının azalmasında etkili olduğuna dikkati çeken Eren, çeşitli dönemlerde ve özellikle son yıllarda Türkiye için kritik müteahhitlik coğrafyalarında bazı tatsız olayların yaşandığını bildirdi. Eren, bazı firmaların sahte akreditasyon mektubu düzenlediklerini vurgulayarak, şu değerlendirmede bulundu:
“Aldıkları işleri tamamlayamayan, sahte referanslarla iş almaya çalışan, uzmanlığı olmayan işlere soyunup sorunlara yol açan firmalar Türkiye’nin ve Türk müteahhitlerinin imajına ciddi zarar veriyor. Bu durumu önlemek için bir süredir Ticaret Bakanlığı ile dış müteahhitlik hizmetleri için akreditasyon mekanizması kurulması üzerinde çalışıyoruz. Bu çalışmada belli bir noktaya geldik, projeyi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a anlatarak onayını almak istiyoruz. Bu çerçevede randevu talebinde bulunduk.”
“Ön elemeye ihtiyaç var”
Akreditasyon mekanizmasının çatısını Ticaret Bakanlığının oluşturacağını, kendilerinin de buna katkı yapacağını anlatan Erdal Eren, “Eline bir çanta alanın, elini kolunu sallayarak bir ülkeye gidenin Türk müteahhidi olarak bizi temsil etmesini istemiyoruz. Nasıl ki ihracat yapılabilmesi için ihracat belgesi alınması gerekiyorsa müteahhitlik hizmetleri için de bir ön elemeye ihtiyaç var. Bazı ülkeler zaten tanımadıkları bir firma kendilerine başvurduğunda büyükelçiliklerimiz ya da bizim üzerimizden araştırma yapıyor.” ifadelerini kullandı.
Akreditasyon için şartları Ticaret Bakanlığının belirleyeceğini söyleyen Eren, kuruluşun organizasyon yapısı, bitirdiği işler, talip olduğu işin tecrübesine uygun olup olmadığı, finansal yapısının uygunluğu gibi kriterler getirilebileceğini kaydetti.
Eren, akreditasyon modelini farklı yöntemlerle uygulayan ülke örnekleri bulunduğuna işaret ederek, “İspanya Uluslararası Müteahhitler Birliğinin yıllardır 10 üyesi var. Bu 10 firma dışında bir şirket İspanyol firması unvanıyla dışarıdaki ihalelere giremez. Bu 10 firmadan biri iş üstlendiğinde, onlarca daha küçük ölçekli İspanyol firmasını o işe sokar. İspanya bunu yaparken ülke imajının sarsılmamasını amaçlıyor.” dedi.
Mühendislik, mimarlık ve müteahhitlik iş birliği
Geçmiş yıllarda yurt dışında bir ihale kazandıklarında gördükleri tablo sebebiyle üzüldüklerini belirten Erdal Eren, “İhaleyi kazanan biz oluyorduk ama işin projesini mesela bir İtalyan firma hazırlıyordu. O zaman kullanacağımız malzemelerin büyük bir bölümünün İtalya’dan ya da benzeri bir ülkeden alınması zorunluluğuyla karşılaşıyorduk. Aldığımız işlerde Türk inşaat sanayisine bir destek veremiyorduk.” diye konuştu.
Müşavirlik ve mimarlık firmalarının ve çatı kuruluş olan Türk Müşavir Mühendisler ve Mimarlar Birliğinin de yurt dışına açılmayı başardığını vurgulayan Eren, böylece geçmişteki tablonun tersine döndüğünü dile getirdi. Eren, “Geçmişte 30 milyar dolarlık iş aldığımızda Türkiye’deki ürünlerin ihracına yansıması 5 milyar dolar düzeyinde olabiliyordu. Şimdi 15 milyar dolarlık iş alıyoruz ama 15 milyar doların da üzerinde ürün ihracını sağlıyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye’nin dış müteahhitlik karnesi
Eren’in verdiği bilgiye göre, 1972’de Trablus Limanı işinin üstlenilmesiyle başlayan Türkiye’nin dış müteahhitlik süreci, aradan geçen zamanda 430 milyar dolarlık iş bitirme üretti. 129 ülkede 10 bin 832 proje tamamlanırken Türk müteahhitlerinin en büyük pazarı, tamamlanan işlerin yüzde 45’inin gerçekleştirildiği Avrasya coğrafyası oldu. Orta Doğu yüzde 25, Afrika yüzde18, Avrupa yüzde 7,5, Güney Asya ve Uzak Doğu yüzde 3, ABD ve diğer ülkeler de yüzde 1,5 düzeyinde pay aldı. Bir süre öncesine kadar 30 milyar dolar düzeyinde olan yıllık proje bedeli ise özellikle 2008 uluslararası krizinin ve jeopolitik gelişmelerin etkisiyle 15 milyar dolara geriledi.