Hacettepe Üniversitesi öğretim üyesi, yangın ekoloğu ve biyolog Prof. Dr. Çağatay Tavşanoğlu, orman yangınlarıyla mücadele ve önlemler konusunda uyarılarda bulundu.
Medyascope.tv’ye konuşan Tavşanoğlu, Akdeniz ormanlarının kendini yenileme özelliği olduğunu, bu alanların sürülmesinin ekosisteme zarar vereceğini belirtti.
‘Sürüp ağaç dikersek biyolojik çeşitliliği kaybediyoruz’
“İklim krizi sıcak hava dalgasını daha fazla getirmeye başladı. Yangınları söndürme politikamız da kötü, insan nüfusu da çok arttı. Bunların hepsi bir araya geldiğinde büyük yangınlar artıyor, gelecekte de daha fazla artacak” diyen Tavşanolğu, yangın sonrasıyla ilgili ise şu uyarılarda bulundu:
“Ağaçlandırma sivil toplum kuruluşlarının, halkın kastettiği anlamıyla yapılınca felaket oluyor. Çünkü bunun için alanın sürülmesi gerekiyor. O alanın sadece ağaçlardan oluşmadığı, çok daha fazla türden oluşan bir ekosistem olduğunu düşünmemiz lazım. Ama sürüp ağaç dikersek biyoçeşitliliği kaybediyoruz. Sert, aşırı müdahaleler oldukça yanlış uygulamalar.”
‘Kendilerini yenileyebiliyorlar’
“Ormanın kendini toparlama kapasitesini biliyor olmamız lazım” diyen Tavşanoğlu, şöyle devam etti:
“İnsanlar daha Afrika’ya, Akdeniz’e gelmeden bu ormanlar zaten yanıyordu. Fakat kendilerini yenileyebiliyorlar. Böyle özellikleri var. Kaldı ki orası orman da olmayabilir, bir çalılık olabilir. Akdeniz’de birçok bölge böyle zaten. Fakat bir ezber var, her yer orman olmalı diye. Bozkıra bile ağaç dikme hevesi bundan kaynaklanıyor. Afrika’da samanlığı ağaçlandırmaya çalışmak bundan kaynaklanıyor. Bir yanlış anlaşılma var. Kızılçam, tohumlarını yangından korumak için kozalaklarını yıllarca kapalı tutan ağaçlar. Yangından sonra birkaç hafta içinde bu kozalaklar açılıyor, tohumlar besin ve mineralce zenginleşmiş olan yanmış toprağa ulaşıyor. Bu tohumlar da yedi-sekiz ay sonra genç fideler olarak karşımıza çıkıyor. Yani Akdeniz ormanları, kendilerini yenileyebilme özelliğine sahipler.”
‘Dalları yere sererek erozyonu da önleriz’
Tohum desteğinin önemine dikkat çeken Tavşanoğlu, “Yanan ağaçları keserek dalları yere serebilir ve bu sayede erozyonu da önleyebilirsiniz. Çünkü bunu yaparsanız toprağın kaymasını da engelliyorsunuz. Sonrasında illa destek vermek istiyorsanız, kızılçam tohumu ekebilirsiniz. Böylelikle bu alanı sürmediğiniz için diğer türlerle ağaçların birlikte büyümesini, ekosistemin yenilenmesini sağlayabilirsiniz. Bir miktar tohum desteğiyle bu alanlar yeniden orman haline büründürülebilir. Burası maden alanı değil, böyle sürerek restore edemezsiniz” dedi.