Sistemin sağlayacağı kazanımları değerlendiren Eminevim Genel Müdürü M. Musab Üstün,“ Vatandaşlarımızın sahip olduğu hakları yasal çerçevede düzenleyen bu adımla hem müşterilerimiz hem de sektörümüz önemli kazanımlar elde edecek. Ancak sistemin mantığına uymayan erken teslimat tarihi veya düşük organizasyon ücretleri vaatlerine karşı vatandaşlarımızın dikkatli olmaları ve başvurularını doğru bir araştırmanın ardından yapmaları gerekiyor.” dedi.
İlk 4 ayda 1 milyar 600 milyon TL seviyesinde teslimat yapıldı
Üstün, yaptığı açıklamada 2021 yılının oldukça yoğun geçtiğini belirterek, “Pandemiye rağmen geçmiş yıllara göre kıyasladığımızda hem kayıtlarımız hem de teslimatlarımız arttı. Geçen yıl ilk 4 ayda 7 bin küsur teslimatımız vardı. Bu yılın ilk 4 ayında geçen yıl yapmış olduğumuz teslimatın yüzde 25’inden fazlasını yaptık. Nisan ayına kadar ki sürede 9 bin teslimata ulaştık. Yaptığımız teslimatlarla beraber ekonomiye toplamda 4 ayda 1 milyar 600 milyon TL’lik bir katkımız oldu.” diye konuştu.
Toplam ev ve araç teslimatı 185 bini geçti
Üstün, tasarruf finansmanı kanunu ile sistemin devlet denetimine girmiş olmasının vatandaşa önemli kazanımlar sağlayacağını belirterek şunları söyledi: “Türkiye geneline baktığımız zaman oldukça ciddi bir nüfus var. Vatandaşımızın önemli bir kısmı dar ve orta gelirli insanlarımızdan oluşuyor. Sistem devlet regülasyonuna girdiği takdirde, sisteme duyulan güven artacak ve sistemle faiz ödemeden ev ve otomobillerini alabilecek. Sistemin ilgi görmesi ekonomiye olan katkının da artmasına vesile olacak. Bugüne kadar 185 bini aşkın ev ve otomobil teslimatı yapmış bir şirket olarak önümüzdeki yasanın uygulanmasıyla birkaç yıllık periyotta 25 milyar TL ile 30 milyar TL seviyesinde teslimat yapabileceğimizi öngörüyoruz.”
Müşterilerin firmaları iyi incelemesi gerekiyor
Eminevim Genel Müdürü Üstün, sektörde son birkaç yılda birden fazla firmanın çıktığını ve sektörde ciddi anlamda bir büyüme gerçekleştiğine işaret ederek, “Bu hızlı büyüme sektöre yeni giren firmalar için bazen ticari kaygıların da etkisiyle hızlı bir hatayı da beraberinde getirebiliyor. Burada sistem mantığına uymayan kampanyalar, indirimler ve benzeri çalışmalar zamanla müşteri güvenini zedeleyebiliyor. İşte bu durumlara karşı faizsiz ev ve araç sahibi olmak isteyen vatandaşlarımızın iyi bir araştırmadan sonra başvurularını, tecrübeli, deneyimli ve güvenilir firmalara yapmaları gerekiyor. Bu firmaların ne kadar başarılı olduğuna, ne kadar bir sermayesi olduğuna bakmaları gerekiyor. Verilen teklifleri de detaylı bir şekilde incelemeleri gerekiyor. Yapılan erken teslimat planlarının, çok düşük organizasyon ücretlerinin aslında sistemin işlevselliğini kısıtlayacağının bilinmesi gerekir. Çünkü her işin bir yapılış modeli vardır ve tasarrufa dayalı bir finansman modeli de kendine özgü bir işleyişe sahip. Bu sebeple de işleyiş sistemin mantığına uygun şekilde yürütülmelidir. Aksi halde erken verilen teslimatlar sonrasında firmalar finansal bir sıkışıklığa düşebilir.”
Yönetmelikle sistemden ayrılmak isteyenler için 14 günlük süre veriliyor
Tasarruf finansmanı yasasıyla vatandaşlara sistemden çıkmak için 14 günlük süre verildiğine de değinen Üstün şöyle devam etti: “Sisteme başvurmak isteyen müşteriler için süreç iki tarafın haklarını koruyan bir sözleşme çerçevesinde ilerliyor. Ayrılmak isteyenler için de sözleşmedeki protokoller uygulanıyor. Şirketlerin tek gelir kalemi olan organizasyon ücretlerinin geri ödenmediği sözleşmede yer alıyor. Yasayla birlikte ise vatandaşlara 14 günlük bir süre tanınıyor ve bu 14 günlük süre içinde vatandaşın sistemden çıkmaya karar vermesi halinde organizasyon ücretlerinin iadesi yapılıyor. Daha uzun bir sürede organizasyon ücretleri geri ödenmemektedir. Bu sistemi merak eden herkes, süreci takip ederek her şeyin oldukça şeffaf paylaşıldığını kolayca görebilir.”