Evliya Çelebi, ‘Seyahatname’sinde bakın nasıl da övgüyle söz ediyor Beypazarı’ndan: “Aşağıda şehir iki geniş dere içinde olup 20 mahalle, 41 mihraptır. Bağ ve bahçesi çoktur. Haftada bir gün güzel süslü bir pazar kurulup bütün kıymetli eşyalar bulunur. Halkın uğraşları tiftik keçisi olduğundan, pazarında yün çok satılır. Pazarına her hafta etraf köylerinden 10 bin insan toplanır. Yedi tane hanı vardır. Hamamları, 600 dükkânı vardır. Halkı garipsever ve cömert kişilerdir. Velhasıl etrafı geniş, eşyası ucuz, ünlü bir şehirdir.”
Dün olduğu gibi bugün de verimli topraklarıyla ünlü Beypazarı… Halkın çoğunluğu tarımla uğraşıyor. Birçok sebze bol bol yetişse de Türkiye burayı havuçlarıyla tanıyor. Ülkenin havuç ihtiyacının yüzde 60’ı burada üretiliyor.
Beypazarı’na gezmeye çarşısı ve o tatlı yokuşuyla Alaaddin Sokağı’ndan başlamalı… Sokakta sağlı sollu, bitişik nizam dükkânların önlerinde yan yana tezgâhlarda yöresel lezzetler dizili.
TARİH KOKAN SOKAKLAR
Bir tek bu çarşı ünlü değil Beypazarı’nda. Sivil mimarinin en güzel örnekleri arasında sayabileceğimiz Osmanlı’dan kalma zarif konaklarıyla da meşhur. Daha yakından tanımak için Beypazarı Tarih ve Kültür Müzesi, klasik şehiriçi hanlara en güzel örneklerden Suluhan Kervansarayı, Alaaddin Camisi, Kurşunlu Camisi ve Demirciler Sokağı’nı adım adım gezin… Yorulmayacaksınız, hepsi ilçe merkezinde ve birbirine yakın.
Geleneksel el sanatlarının ilmek ilmek yaşatıldığı Halk Eğitim Merkezi, bir Beypazarı âşığı olan akademisyen Sema Demir tarafından kurulan Türk Hamam Müzesi ve Yaşayan Müze Türkiye’nin ilk uygulamalı kültür müzeleri olarak oldukça ilgi çekici… Özellikle Yaşayan Müze’de, tipik bir Osmanlı dönemi Türk evinde günlük yaşamda olması gerekenler çeşitli canlandırma teknikleriyle sergileniyor.
Münsürlerin Konağı, İnce Efendi Konağı, Müftüzade Hacı İzzet Efendi Konağı, Çırçırların Konağı, Abbaszade Konağı, Hacıbostan Konağı, Mevaların Konağı hem butik konaklama hem de restoran-kafe hizmeti veren mekânlar olarak ziyaretçilerini ağırlıyor.
Ayrıca şehri yukarıdan gören Hıdırlık Tepesi’ne çıkıp o bozulmamış dokuyu, meşhur Beypazarı evleri ve konaklarını seyredip fotoğraf çekebilirsiniz. Buraya kadar gelmişken sevdiklerine özel bir hediye almayı düşünenler Beypazarı gümüş ustalarını ziyaret etmeli… Mardin Midyat’ta örneklerini gördüğümüz telkâri gümüş işlemeciliği Beypazarı’nda da yaşıyor. Gümüşçüler Çarşısı ve şehir merkezindeki gümüşçü dükkânlarını ziyaret edebilirsiniz.
ÜNLÜ KURUSU VE 80 KATLI CEVİZLİ BAKLAVASI…
Çarşıda dolaşıp tatmadan dönmemeniz gerekenlerden uzun bir liste olur. Taş fırında yapılan etli güveç, yöreye özgü son derece ince üzüm yaprağından hazırlanmış etli yaprak dolması, 80 kat el açması ince yufkadan baklava, cevizli lokum, havuçlu lokum, hele hele İskoç bisküvisine rakip gösterilen ve bir yıl saklanabilen, çay saatlerinin vazgeçilmezi Beypazarı kurusu önerebileceğim yöresel lezzetlerden…
İnözü Vadisi
VADİSİ, YAYLASI HATTA PERİBACALARI VAR
Beypazarı çevresinde de gezilecek çok yer var. İki tarafı dik kayalıklarla çevrili ve mağaraları ilgi çeken İnözü Vadisi, her yıl düzenlenen geleneksel Karaşar Eğriova Yayla Şenliği’ne ev sahipliği yapan Eğriova Yaylası, Ankaralı doğa yürüyüşçülerinin gözde rotaları arasında. Yine Dereli civarında volkanik çökelti sonucu oluşan peribacalarını andıran oluşumlar, manevi havasını teneffüs edebileceğiniz Yediler Türbesi, Kara Davut Türbesi, Gazi Gündüzalp Türbesi görülebilir…